13. Hukuk Dairesi 2013/10594 E. , 2013/23940 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 87 yaşında olup okur yazarlığının bulunmadığını, davalı tarafından kandırılarak bankada hesabında bulunan parasının alındığını, bir kısım parasının ise haksız olarak ortak hesaba aktarıldığını ve ortak hesapta bulunan paralar üzerinde kendisinden habersiz tasarrufta bulunulduğunu ileri sürerek davalı tarafından haksız olarak hesabından çekilen parasının tahsiline ve ortak hesabın tasfiye edilerek tüm parasının kendi hesabına yatırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen yargılamaya katılmamış ve cevap vermemiştir.
Mahkemece, davacıya vasi atandığı halde vesayet makamından davaya izin alınmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacının verdiği vekaletnameye istinaden avukatı tarafından açılmış olup yargılama devam ederken davacı, vekilini azlederek davadan feragat ettiğine ve banka hesabına konulan tedbirin kaldırılmasına ilişkin dilekçe sunmuştur. Davacının bu dilekçesini dosyasına havale eden hakim, davacının hesabına ilişkin olarak tutarsız cevap vermesini ve yaşını gözeterek vesayet altına alınmasının gerekip gerekmeyeceğinin değerlendirilmesi için ilgili makama ihbarda bulunmuştur. Bu ihbar üzerine inceleme yapan Karamürsel Sulh Hukuk mahkemesi 2012/337 esas 592 karar sayılı ilamıyla davacının akıl sağlığının yerinde olmadığı gerekçesiyle kısıtlanmasına ve ..."un vasi olarak atanmasına karar vermiştir. Mahkeme tarafından atanan vasi dava için Av. ..."ı vekil tayin etmiş ve davacı vekili bu vekaletnameyle bu dosyada yargılamaya katılmıştır. Mahkeme,
30.01.2013 tarihli ön inceleme duruşmasında; davacıya vasi atandığını, atanan vasinin davacı vekili olarak duruşmaya katılan avukatı vekil tayin ettiğini ve vesayet makamından davaya izin alınmadığını tespit ederek alınacak iznin dava şartı olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiştir. T.M.K"nun 462/8"inci maddesine göre vasinin dava açması vesayet makamının iznine bağlanmıştır. 6100 sayılı HMK"nın 52"inci maddesinde "medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olmayanlar davada kanuni temsilcileri; tüzel kişiler ise yetkili organları tarafından temsil edilir." hükmü, 54"üncü maddesinin birinci fıkrasında "kanuni temsilciler, davanın açılıp yürütülmesini belli bir makamın iznine bağlı olduğu hallerde izin belgelerini, ....mahkemeye vermek zorundadırlar." ve ikinci fıkrasında "izin belgesinin alınması için mahkemeye müracaat edilmesi gerekiyorsa ilgiliye, müracaatı için kesin süre verilir. Bu süre içinde mahkemeye başvurulması halinde bu konuda karar verilinceye kadar beklenilir." hükmü ile HMK"nın 115/2 maddesinde "Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanını usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder." hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacının mahkeme kararıyla kısıtlandığı, davacıya usule uygun olarak vasi atandığı ve vasinin vesayet makamından davaya izin alması gerektiği hususları tarafların ve mahkemenin kabulündedir. Dosyadan vasinin dava için vesayet makamından izin almadığı anlaşılmakta olup bu eksikliğin giderilmesi için vasiye yasa gereği kesin süre verilmesi gerekir. Hal böyle olunca; mahkemece, vasiye vesayet makamından davaya izin alması için yasa gereği kesin süre verilmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, vasiye kesin süre verilmeden davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 24.30 harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 1.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.