16. Hukuk Dairesi 2012/9565 E. , 2013/168 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... Köyü çalışma alanında bulunan 374 ada 8 parsel sayılı 567,55 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ... adına, 374 ada 9 parsel sayılı 328,08 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ... adına, 374 ada 10 parsel sayılı 284,11 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ... adına, 374 ada 11 parsel sayılı 345,35 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ölü ... adına, 372 ada 5 parsel sayılı 524,14 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ... adına ve 372 ada 6 parsel sayılı 787,15 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, tapu kaydına dayanarak dava konusu taşınmazların Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Davalı taraf yargılama sırasında 23.12.2009 tarihli dilekçe ile tapu kaydına dayanmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile davacı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların, davacı Hazinenin dayandığı 30.04.1945 tarih, 33 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece davalıların dayandığı 17.12.1947 tarih, 73 sıra numaralı tapu kaydı mahalline uygulanmadığı gibi, davacı Hazinenin dayandığı 30.04.1945 tarih, 33 sıra numaralı tapu kaydının uygulaması da yetersizdir. Zira, Hazinenin dayandığı sözü edilen tapu kaydı hudutları itibariyle her yere uyabilecek niteliktedir. Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında davalıların dayandığı 17.12.1947 tarih, 73 sıra numaralı ve davacı Hazinenin dayandığı 30.04.1945 tarih, 33 sıra numaralı tapu kayıtlarında yazılı sınırlar yerel bilirkişilere zeminde tek tek göstertilmeli, kayıtlarda yazılı olup yerel bilirkişilerce gösterilemeyen sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, bilirkişi ve tanıkların zeminde gösterdiği
sınırlar teknik bilirkişiye haritasında işaret ettirilmeli, komşu 374 ada 4 parsel sayılı taşınmazların tespitine esas 30.04.1945 tarih, 32 sıra numralı tapu kaydı ile komşu 374 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tespitine esas 23.01.2008 tarih, 82 sıra numaralı tapu kayıtları tesisinden itibaren getirtilerek, bilirkişi ve tanık sözleri sözü edilen komşu parsel tutanak ve dayanakları olan tapu kayıtlarıyla denetlenmeli, tarfların dayandıkları tapu kayıtlarının kapsamı kesin olarak belirlenmeli, yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve tespit bilirkişileri beyanları arasında çelişki doğduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli, keşfe götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan kayıtların kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan verir biçimde kroki düzenlettirilmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 22.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.