21. Hukuk Dairesi 2019/5329 E. , 2020/2310 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
K A R A R
A)Davacı İstemi:
Davacı vekili; davacının 20.01.2002–19.08.2010 tarihleri arasında çalıştığının tespitine, 19.08.2010 tarihinden 2011/5 dönemine kadar prime esas kazancın tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabı:
Davalı işveren, davaya cevap vermemiştir.
Fer’i Müdahil Kurum, hak düşürücü sürenin dolduğunu, davacının çalışmaları bakımından kurum kayıtlarının esas olduğunu, davacının iddialarını kurum kayıtlarına eş değerde belgelerle kanıtlaması gerektiğini beyanla açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile, davacının; 20.01.2002-31.03.2002 arası 70 gün günlük 7.400,025TL, 01.04.2002-30.06.2002 arası 90 gün günlük 9.262.400TL, 01.07.2002-31.03.2003 arası 270 gün günlük 10.919,443TL, 01.04.2003-30.06.2003 arası 90 gün günlük 13.103.332TL, 01.07.2003-01.01.2004 arası 180 gün günlük 15.267.194TL, 01.01.2004-30.06.2004 arası 180 gün günlük 18.320.633TL, 01.07.2004-31.12.2004 arası 180 gün günlük 14.805.000TL, 01.01.2005-31.12.2005 arası 360 gün günlük 16,29TL, 01.01.2006-31.12.2006 arası 360 gün günlük 17,70TL, 01.01.2007-31.06.2007 arası 180 gün günlük 18,75TL, 01.07.2007-31.12.2007 arası 180 gün günlük 19,50TL, 01.01.2008-31.06.2008 arası 180 gün günlük 20,28TL, 01.07.2008-31.12.2008 arası 180 gün günlük 21,29TL, 01.01.2009-30.06.2009 arası 180 gün günlük 22,20TL, 01.07.2009-31.12.2009 arası 180 gün günlük 23,10TL, 01.01.2010-30.06.2010 arası 180 gün günlük 24,30TL, 01.07.2010-19.08.2010 arası 49 gün günlük 25,35TL ücretle davalı nezdinde çalıştığının tespitine, davacının prime esas ücret tespiti talebinin reddine karar verilmiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince; davacının 20.01.2002-19.08.2010 tarihleri arasında davalı şirkette asgari ücretle kesintisiz geçen çalışmasının bordro tanıklarının beyanları ile kanıtlandığı gerekçesiyle ... 17. İş Mahkemesi"nin 05/03/2019 tarihli, 2015/215 Esas - 2019/36 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan feri müdahil Kurum vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Yasa"nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Fer’i Müdahil Kurum vekili: davalı şirkete ait iş yerinin 19.08.2010 tarihinde kanun kapsamına alındığını, işyerinin 20.06.2013 tarihi itibariyle kanun kapsamından çıkarıldığını, davacının davalı şirkete ait iş yerinde 19.08.2010 tarihinde sigortalı olarak işe başladığını, 20.02.2012 tarihinde işten çıkışı yapıldığını, yerel mahkemece davacının davalı şirkete ait iş yerinin kanun kapsamında alınmadan önceki tarihlerdeki hizmetlerinin ve sigortalılık sürelerinin tespitine karar verilmesine rağmen bu tarihler bakıından fiilen bir iş yerinin var olup olmadığı hususunda yeterince araştırma yapılmadığını beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, davacının 20.01.2002– 19.08.2010 tarihleri arasında çalıştığının tespiti, 19.08.2010 tarihinden 2011/5 dönemine kadar prime esas kazancın tespiti istemine ilişkindir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işverene ait birden fazla işyeri olduğu, davacının 19.08.2010-20.02.2012 tarihleri arasında davalı şirket adına kayıtlı ... sicil sayılı "iş giysileri imalatı" işyerinden bildiriminde bulunulmuş olduğu, davalı şirket adına kayıtlı ... Mah. ... ” adresinde bulunan ... sicil sayılı işyerinin 19.08.2010 tarihinde 506 sayılı yasa kapsamına alındığı, 20.06.2013 tarihinde yasa kapsamından çıkarıldığı, davalı ... Giysileri San ve Tic AŞ adına kayıtlı ... Mah. ... Cad. ... ” adresinde ... sicil sayılı "iş giysileri dikimi" işyerinin 17.02.1988 tarihinden itibaren Kanun kapsamında bulunduğu ve halen faal olduğu, davalı şirket adına kayıtlı ... Mah.... Cad. ... sok. ... ” adresinde ... sicil sayılı “iş giysileri” işyerinin 03.11.2008 tarihinde 506 sayılı yasa kapsamına alındığı, 31.05.2011 tarihinde yasa kapsamından çıkarıldığı, davalı şirket adına kayıtlı ... Mah.... Sk.... ” adresinde ... sicil sayılı “iş giysi imali” işyerinin 20.01.1994 tarihinde 506 sayılı yasa kapsamına alındığı, 30.11.2008 tarihinde yasa kapsamından çıkarıldığı anlaşılmaktadır.Somut olayda; davalı şirkete ait birden fazla işyeri olduğunun anlaşılmasına karşın davacıya ait hizmetlerin hangi işyerinde geçtiği belirlenmeden ve hükümde belirtilmeden hükmün infazında tereddüt oluşturacak şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.Yapılacak iş; davacıya çalışmalarının davalı şirkete ait işyerlerinden hangisinde geçtiğini sormak, davacı tarafından ... sicil nolu işyerinde veya farklı işyerinde çalıştığının beyanı halinde bu işyerlerine ait tescil kayıt ve belgeler ile tüm dönem bordrolarını getirtmek, işyerlerinin Yasa kapsamına alınma tarihi ile tespiti istenen dönem içerisinde Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca yapılan bir denetim olup olmadığını sormak, öncelikle dava konusu dönemi kapsar biçimde bordro tanıklarını dinlemek, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya bunların tanıklığıyla yetinilmediği taktirde, SGK ilgili il müdürlüğünden, gerekirse zabıta, vergi dairesi ve meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu iş yeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek davacının davalı işyerinde veya işyerlerinde fiilen çalışıp çalıştığı hususunda yöntemince beyanlarını almak, davacının birden fazla işyerinde çalışmasının olduğu sonucuna varılması halinde de, bu işyerlerinin kanun kapsamına alınma tarihleri gözönünde tutularak, davacının hangi süreler içerisinde, hangi işyerinde geçtiği belirterek infazında tereddüt oluşturmayacak şekilde hüküm kurmaktan ibarettir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, Fer’i Müdahil Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.