19. Hukuk Dairesi 2016/8890 E. , 2017/191 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası ile birleşen alacak davalarının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına ve birleşen davaların reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde taraf vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı ... Fab. A.Ş. vekili, asıl davada müvekkili şirketin muhasebecisi olan dava dışı ...’in davalı şirkete karşılıksız olarak para transfer ettiğini bu nedenle başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı ... Fab. A.Ş. vekili, birleşen 2008/31 sayılı davada ise, müvekkilinden haksız transfer edilen bedelin 38.350 TL olduğunun anlaşıldığını belirterek bu tutardan takipte istenmeyen 7.500 TL asıl alacağın 13.12.2001 tarihi itibarıyla işlemiş reeskont faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir.
Davacı ... Fab. A.Ş. vekili, birleşen 2008/296 sayılı dosyada ise, asıl davanın yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporunda takibe kadar olan işlemiş reeskont faizi alacaklarının 53.966 TL olduğunun anlaşıldığını, takipte ise 46.569,12 TL istemiş olduklarını belirterek aradaki fark olan 7.397 TL reeskont faizi alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece yapılan ilk yargılamada toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı şirkete ait paranın davacı çalışanı dava dışı ... tarafından davalıya haksız transfer edildiği ve bu sebeple davacının alacaklı olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiş, Dairemizin 21.11.2014 tarih ve 2014/10499 E. 2014/17086 K. Sayılı ilamı ile "...Birleşen davalar bağımsızlıklarını korurlar, bu nedenle her dava için ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Mahkemece anılan bu husus göz ardı edilerek asıl dava ile birleşen 2008/296 esas sayılı dava için tek hüküm kurulması doğru değildir. Öte yandan birleşen 2008/296 esas sayılı davadaki 7.397 TL faiz istemi, alacak davası şeklinde talep edildiği halde, dava sonunda hüküm altına alınan bu faiz alacağının, asıl davaya konu takipte istenen 46.569 TL işlemiş faiz alacağına eklenerek yazılı şekilde hüküm kurulması da kabul şekli itibarıyla isabetsizdir. " gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, davacının asıl davanın konusunu oluşturan ilamsız icra takip dosyası ile 30.850,00 TL. asıl alacak, 46.569 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 77.419,00 TL.nin takip tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği, ancak fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığı, birleştirilen davalar ile 7500 TL asıl alacak ve 7397 TL reeskont faiz alacağı talebinde bulunduğu görülmekle asıl davaya konu takip dosyasında fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmadığından 6100 sayılı Yasanın 309/3 maddesi gereği, fazlaya ilişkin haklarından feragat etmiş sayılacağı gerekçesiyle birleşen dosyalar yönünden davanın reddine, asıl dava dosyası yönünden verilen karar bozmaya konu edilmediği ve kesinleştiğinden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı tarafından açılan itirazın iptali davası ile takip ve davada talep edilmeyen fazla hakların konu edildiği iki ayrı alacak davası birleştirilmek suretiyle davaya devam olunmuştur. Dairemizin 21.11.2014 tarih ve 2014/10499 E. 2014/17086 K. sayılı bozma kararında sair temyiz itirazları reddedilmiş, birleştirilen alacak davaları yönünden davacı tarafın fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığından alacak davalarının yerinde olmadığı kabul edilmiş, mahkemece bu bozma kararına uyulmuştur. Dairemizin bozma kararında asıl dava yönünden onama kararı verilmemiş olduğundan bozmadan sonra verilen karardaki hüküm kısmında itirazın iptali talebi yönünden bir karar oluşturulması gerekirken, davacının bu yöndeki talebi kesinleştiğinden bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 16/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.