Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/20524 Esas 2014/21450 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/20524
Karar No: 2014/21450

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/20524 Esas 2014/21450 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2014/20524 E.  ,  2014/21450 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 03.11.2014 (Pzt.)

    (Muhalif) (Muhalif)


    KARŞI OY YAZISI
    Taşınmazın, davacı ... eşi tarafından 1998 yılından bu yana “aile konutu” olarak kullanıldığı, hak sahibi olan davalı kocanın, dava dışı ... isimli firmanın borcunun teminatı olmak üzere, dava konusu taşınmaz üzerinde davalı şirket lehine ipotek tesis ettirdiği, ipotek tesisinden önce taşınmazın tapu kütüğünde “aile konutu” olduğuna ilişkin bir şerh bulunmadığı toplanan delillerden anlaşılmaktadır.
    Davacı, aile konutu üzerine ipotek tesisine “olurunun” alınmadığını ileri sürerek Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesi gereğince ipoteğin kaldırılmasını istemiş; mahkemece; “taşınmazın, arsa vasfında olduğu, tapu kütüğünde ipotek tesisinden önce konulmuş aile konutu olduğuna ilişkin bir şerh bulunmadığı, davalı şirketin iyiniyetli olduğunu savunduğu, kanunun iyiniyete hukuki sonuç bağladığı durumlarda aslolanın iyiniyetin varlığı olduğu; davacının, davalı şirketin kötüniyetli olduğunu ispat edemediği, bu durumda lehine ipotek tesis edilen şirketin kazanımının Türk Medeni Kanununun 1023"ncu maddesi gereğince korunması gerektiği” gerekçesiyle istek reddedilmiştir.
    Aile konutu üzerinde lehine ipotek tesis edilen davalı şirket, tacirdir. Her tacir, yasal olarak ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli (öngörülü) hareket etmekle yükümlüdür. (e.TTK. m. 20/2, 6102 s.TTK. m. 18/2) Bu yükümlülüğü, alacağına teminat olarak gösterilen taşınmazın fiili ve hukuki durumunu bilmeyi de gerektirir. Dolayısıyla davalı şirket, taşınmazın tapu kütüğünde konutla ilgili şerh bulunmasa bile, basit bir araştırmayla konutun aile konutu olduğunu bilebilecek durumdadır. Nitekim, davalı şirket vekili cevabında; müvekkili şirketin, gayrimenkülün fiziki durumunu, bir aileye tahsis edilip edilmediğini, aile konutu olarak kullanılıp kullanılmadığını belirlemek için mezkur gayrimenküle gidilip görüldüğünü ifade etmiştir. Başka bir ifade ile lehine ipotek tesis edilen şirket, ipotek tesisinden önce taşınmazı fiziki olarak görmüştür. Durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz. Vakıa ve karinelerden olayda yasa gereğince iyiniyet savında bulunamayacak durumu belirmiş olan kimsenin kötüniyetinin, diğer tarafa ispat ettirilmesine de lüzum yoktur. (14.2.1951 tarihli 17/1 sayılı İçt. Bir. Kararı) Gerçekleşen bu hukuki duruma göre, davanın kabulüne karar verilmesi gerekir. Davacının, davalı bankanın kötüniyetli olduğunu ispat edemediğine ilişkin gerekçeye dayanılarak reddedilmesini doğru bulmuyorum. Bu sebeple sayın çoğunluğun onama kararına iştirak etmiyorum. 03.11.2014

    KARŞI OY YAZISI

    Malik olmayan eşin açık rızası alınmadan yapılan işlem kesin hükümsüzdür.
    Farklı düşünüyorum.03.11.2014

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.