Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/19296 Esas 2022/5717 Karar Sayılı İlamı

6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'a muhalefet suçundan suça sürüklenen çocuk ...'ın, anılan Kanun’un 18/9 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43/1, 31/3, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 320,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Samsun 2. Çocuk Mahkemesinin 28/03/2017 tarihli ve 2016/428 esas, 2017/156 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii SAMSUN 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/05/2017 tarihli ve 2017/640 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 01.03.2021 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.03.2021 tarihli ve KYB. 2021-30464 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 22/06/2020 tarihli ve 2015/15513 esas, 2016/20105 karar sayılı ilâmında, "Koruma tedbiri olarak spor müsabakalarını seyirden yasaklama kararının şüpheliye tebliğ edilmesi biçimini öngören yasal mevzuatımızda açık bir düzenleme yer almamaktadır. Uygulamada görünen şüphelinin de imzasının bulunduğu tebliğ - tebellüğ belgesi ile faile yükümlülük yükletilmemekte, soruşturma evresinde yapılan işlemlerin tutanağa bağlanması kapsamında, müdafii veya vekil sıfatıyla bir kimsenin hazır bulunma koşulunun olmadığı, bizzat muhatabına yapılması gereken, kanundan doğan ve derhal uygulanmaya konulan yükümlülüklere ilişkin bildirim niteliğinde bir işlemdir. Böylelikle, suça sürüklenen çocuk ile yetişkin arasında bir fark bulunmamaktadır." şeklinde belirtildiği üzere, somut olayda, suça sürüklenen çocuk hakkında 6222 sayılı Kanun'un 13/4. maddesi kapsamında futbol müsabakasında hakaret içerikli tezahüratta bulunma eylemi sonrası başlatılan soruşturma gereğince kolluk tarafından spor müsabakalarını seyirden yasaklama tedbiri uygulandığı ve suça sürüklenen çocuğun da imzasının bulunduğu 17/12/2015 tarihli tebliğ-tebellüğ belgesi ile süreç hakkında bilgilendirildiği cihetle, kolluk tarafından spor müsabakalarını seyirden yasaklama tedbiri kararının suça sürüklenen çocuğa bildirimini öngören tutanağın düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ve bu tedbirin gereklerine uymayan suça sürüklenen çocuğun eyleminin 6222 sayılı Kanun'un 18. maddesinin 9. fıkrasında tanımlanan suçu oluşturduğu düşünülerek yapılan incelemede,
Samsun 2. Çocuk Mahkemesince sanığın aynı suçu değişik zamanlarda iddianame ile kesintiye uğramadan işlediğinden bahisle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun zincirleme suça ilişkin 43. maddesinin uygulanmasına karar verilmesine karşın,
Soruşturma aşamasında suç sürüklenen çocuğun her bir eyleminin karşılığı olarak ayrı ayrı para cezası hesaplanmak suretiyle önödeme teklifinde bulunulduğu ve suça sürüklenen çocuğun teklife uymadığından bahisle iddianame tanzim edildiğinin anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 75/1-a maddesinde yer alan "Uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adlî para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı altı ayı aşmayan suçların faili; a) Adlî para cezası maktu ise bu miktarı, değilse aşağı sınırını,...Soruşturma giderleri ile birlikte, Cumhuriyet savcılığınca yapılacak tebliğ üzerine on gün içinde ödediği takdirde hakkında kamu davası açılmaz." şeklindeki düzenleme gereğince, sadece adlî para cezası öngörülen suçlarda cezanın alt sınırının ödenmesinin yeterli olacağı, somut olayda
ise sanığın eyleminin zincirleme şekilde tek bir suç olduğu nazara alındığında, sanığa bu hususa ilişkin olarak hesaplanacak önödeme teklifi yapılması ve sonucuna göre yargılamaya devam edilmesi gerektiği gözetilmeden, suça sürüklenen çocuğun mahkûmiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında, anılan karara yönelik itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriğindeki hususlar yerinde görüldüğünden, Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.05.2017 tarih, 2017/640 D.İş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nun 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 23.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.