Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1821
Karar No: 2020/4696
Karar Tarihi: 26.10.2020

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2018/1821 Esas 2020/4696 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, 1972'deki kadastro çalışmalarında tespit edilen ancak tescil edilmeyen taşınmaz bölümleri hakkında irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkeme, davacının lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiğini kabul etmiştir ancak yapılan araştırma ve inceleme yeterli olmamıştır. Dosyaya getirtilmeyen belgeler ve yetersiz bilirkişi raporları nedeniyle, kararın usul ve yasaya uygun olmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle, çekişmeli taşınmazın tescil harici bırakılma sebebi, tüm taraf ve yapılan araştırmaların değerlendirilmesiyle tespit edilerek, yerel bilirkişiler, ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve jeolog bilirkişisinden ayrıntılı ve gerekçeli raporlar istenmesi, tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekmektedir. Davaya ilişkin kanun maddeleri; 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleridir.
16. Hukuk Dairesi         2018/1821 E.  ,  2020/4696 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TESCİL
    KANUN YOLU: TEMYİZ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Davacı ..., ... Köyü çalışma alanında bulunan ve 1972 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümleri hakkında, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 07.12.2009 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (E) harfi ile gösterilen 1.606,33 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, teknik bilirkişi raporunda (E) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde, davacı yararına, zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmaz bölümünün hangi nedenle tescil harici bırakıldığı belirlenmemiş, taşınmaz bölümünün eski Çekerek ırmak yatağı olduğu ve etrafındaki parsellerin Hazine tarafından kamulaştırıldığı belirtildiği halde kamulaştırma evrakı dosyaya getirtilmemiş, yapılan keşifler sonucu alınan tek kişilik ziraatçi bilirkişi raporu yetersiz olduğu halde, 3 kişilik ziraatçı bilirkişi kurulundan taşınmaz bölümünün öncesinin ne olduğunu, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığını, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise imar-ihyaya hangi tarihte başlandığını ve tamamlandığını, taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen bilimsel verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış, komşu taşınmazlara ait kayıtlar getirtilerek mahalli bilirkişi ve tanık beyanları denetlenmemiş, bu kayıtların taşınmaz yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulmamış ve yerel bilirkişi ve tanıkların soyut ve yetersiz beyanlarına dayanılarak hüküm kurulmuştur. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
    Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmaz bölümünün hangi nedenle tescil harici bırakıldığı kadastro müdürlüğünden sorularak tespit edilmeli, taşınmazın etrafında bulunan taşınmazların kamulaştırma evrakı dosyaya getirtilmeli, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazların kadastro tutanak ve dayanakları ilgili yerlerden getirtilip dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeolog bilirkişisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar- ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmaz yönünü ne okuduğu belirlenmeli; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz bölümü üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmaz bölümünün imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığını, muhtaç yerlerden ise imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmaz bölümlerinin değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeolog bilirkişisinden, taşınmaz bölümünün dere yatağı olup olmadığını ya da dereden kazanılıp kazanılmadığını ve derenin aktif alanında kalıp kalmadığını ayrıntılı ve gerekçeli olarak açıklayan rapor düzenlemesi istenilmeli; teknik bilirkişiye ise, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli, dava konusu taşınmazı komşularıyla birlikte gösterir şekilde krokili rapor düzenlettirilmeli ve böylelikle zilyetlikle kazanma şartlarının davacı lehine oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu yönler göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.














    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi