Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2016/11377 Esas 2016/8484 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11377
Karar No: 2016/8484
Karar Tarihi: 18.04.2016

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2016/11377 Esas 2016/8484 Karar Sayılı İlamı

Özet:

İş Mahkemesi'nde görülen alacak davasında, mahkemenin bilirkişi raporuna ve tanıkların beyanlarına dayanarak verdiği karara davalı tarafından itiraz edilmiştir. Ancak Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, emsal kararların mahkemeler yönünden güçlü delil olarak kabul edilmesi gerektiği yönündeki kararına uyularak, mahkemenin kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle, direnme kararı temyiz edilmiştir ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na gönderilmesine karar verilmiştir. Kararda 6352 sayılı Kanun'un 40. maddesi ile eklenen 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun geçici ikinci maddesi de detaylı bir şekilde açıklanarak yer almaktadır.
7. Hukuk Dairesi         2016/11377 E.  ,  2016/8484 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava Türü : Alacak


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen Direnme kararının süresi içinde davacı ve davalı Bakanlık vekilleri tarafından temyiz edilmekle temyiz isteğinin süresinde olduğu ve Dairemizin 6352 sayılı Kanun"un 40.maddesi ile eklenen 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun geçici ikinci maddesi uyarınca öncelikle inceleme yetkisi olduğu anlaşılmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    Dairemiz ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık, işçinin ücretinin tespiti usulü ile her dosyanın kendi içindeki delilere göre değerlendirilmesi yanında işyeriyle ilgili olarak daha önceden aynı konuda verilen ve kesinleşen emsal kararların mahkemeler yönünden kuvvetli delil olarak kabul edilip mahkemelerce bu emsallere göre değerlendirme yapılması gerekliliği noktasında toplanmaktadır.
    Dairemizin “..Somut olayda, mahkemece bilirkişi raporundan ayrılarak, davacının tanık beyanlarına itibarla 2.000,00TL ücret almasının olağan olduğunu, önceki dönem çalışmalarında SGK bildirimlerinin de asgari ücretten fazla olması nedeniyle önceki dönem ücretinin SGK kayıtlarına itibarla belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle re’sen hesaplama yapılarak karar verilmiştir. Ancak mahkemenin kabulü yerinde değildir. Bilirkişi raporunda tespit edildiği gibi tanık beyanlarına itibarla geçmiş dönem ücretinin de belirlenip hesaplama yapılması gereklidir.
    Ayrıca, mahkeme, davacı tanıklarının da davalı aleyhine davalarının olması nedeniyle kendi lehlerine delil yaratmak için beyanda bulundukları bu nedenle beyanlarına itibar edilemeyeceği gerekçesiyle, davalı tanığı kontrolör aşçının, davacının sabah 07.00 – 15.30 saatleri arasında kendisinin çalıştığını, davacının da bu saatler arasında çalıştığı beyanına itibarla fazla mesai alacağını re’sen hesaplamıştır. Oysa davacı ile birlikte çalışan davacı tanıkları davacının 07.00-18.00 saatleri arasında çalıştığını beyan etmiştir. Davalı işyeri ile ilgili olarak Yargıtay’dan onanarak geçen dosyalarda 07.00-18.00 saatleri arasında çalışmanın olduğu belirlenmiş ve bu husus kesinleşmiştir. Bu nedenle davacının da, davacı tanıklarının beyanlarında belirtildiği üzere, 07.00-18.00 saatleri arasında çalıştığın kabulü gerekmektedir. Bu nedenle fazla mesai alacağının davacı tanıklarının beyanlarına göre belirlenmesi gerekirken davalı tanığının beyanına dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir. ” gerekçesi ile verdiği bozma kararının usul ve yasaya uygun olmasına ve yerleşik uygulamanın da bu yönde bulunmasına göre direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun geçici ek ikinci maddesi uyarınca yetkili ve görevli YARGITAY HUKUK GENEL KURULU"NA GÖNDERİLMESİNE, 18.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.