(Kapatılan)13. Ceza Dairesi 2012/6433 E. , 2013/14698 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanık ..."ın diğer sanıkla birlikte müştekiye ait evin içerisinden 800 TL ederindeki çaldıkları eşyalarla birlikte yakalandığı, sanığın ikrarı ve beyanı üzerine müştekinin herhangi bir müracaatı olmadan polis tarafından müştekiye ulaşılıp çalınan eşyalardan uydu alıcısının daha önce sağlam iken arızalı olacak şekilde tüm eşyaların müştekiye iade edildiğinin anlaşılması karşısında sanık hakkında çalınan eşyaların değeri itibariyle 765 sayılı Yasanın 522. maddesinin lehe olacak hükümleri ile çalınan eşyaların müştekiye iadesinin kapsamının tespiti ile aynı Yasanın 523. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu ve sanığın eylemine uyan 5237 sayılı Yasanın 116/1, 119/1-c maddeleri ile çalınan eşyaların müştekiye iadesinin kapsamının tespiti ile aynı yasanın 168. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu tartışılmadan 5237 sayılı TCK"nın 7/2 ve 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca hükümlü yararına olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkacak sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı ve dosyasına hükümlünün nüfus kayıt örneğinin konulması gerektiği gözetilmeden hüküm kurulduğu tespit edimiş ise de; bu husustaki hukuka aykırılıkların Adalet Bakanlığı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 5271 sayılı CMK’nın 309/4. maddesi gereğince kanun yararına bozma yolu ile düzeltilebileceği anlaşılmakla;
... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.12.2005 tarih ve 2005/483 Esas, 2005/1158 sayılı temyiz edilmeyerek 12.07.2006 tarihinde kesinleşen kararında, 1 yıl 8 ay hapis cezası ile hükümlü hakkında o yer Cumhuriyet Savcısının 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile CMK"nın 231. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle ek karar talebinde bulunması üzerine açılan duruşma sonucu sanık hakkında 06.03.2008 tarih 2005/483 Esas, 2005/1158 sayılı 14.03.2008 tarihinde kesinleşen ek kararı ile CMK"nın değişik 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği sanık deneme süresi içinde yeniden kasıtlı suç işlediğinden dosyanın infaz aşamasında yeniden ele alınarak mahkemece açılan duruşma sonucu 21.04.2009 tarih 2005/483 Esas, 2005/1158 sayılı ek kararı ile sanığın 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararının Kaldırılmasına ilişkin kararın, 5275 sayılı Kanunun 101/3. fıkrası uyarınca itiraza tabi olduğu anlaşıldığından; 5271 sayılı CMK’nın 264/1. maddesi uyarınca hükümlü ... yönünden yasa yolu ile merciinde yanılma, haklarını ortadan kaldırmayacağından, aynı maddenin 2. fıkrasına göre itirazı incelemeye yetkili ve görevli mahkemeye iletilmek üzere, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 16.05.2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif Üye)
MUHALEFET ŞERHİ
KARŞI OY : Adil yargılanma hakkının en önemli başlıklarından birini oluşturan savunma hakkı, temel bir insanlık hakkı olarak İHAS 6. ve 2709 sayılı Anayasa’mızın 36. maddeleriyle 5271 sayılı CMK’nın çeşitli hükümlerinde güvence altına alınmıştır.
Kanunyoluna başvurma hakkı da, savunma hakkının en önemli bölümlerinden birini oluşturmaktadır.
Ayrıca; 7 No."lu Ek Protokolün “Cezai konularda iki dereceli yargılanma hakkı” başlıklı 2. maddesi uyarınca; kural olarak herkes aleyhine verilen mahkumiyet hükmünü temyiz etme hakkına sahiptir.
5271 sayılı CMK"nın 267. maddesi uyarınca, hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde mahkeme kararlarına karşı itiraz kanunyoluna gidilebilir.
5320 sayılı CMK"nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"a eklenen geçici (ya da 1412 sayılı CMUK"un 305/son maddesinde) maddesinde belirtilen istisnalar dışında, bütün nihai kararlar yâni hükümler temyiz kanunyolu denetimine tâbidir.
İstisna kapsamında kalan hükümler ise; kesindir.
İHAS"ın 6., 7 No."lu Ek Protokol"ün 2. ve 5320 sayılı CMK"nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"a eklenen geçici (ya da 1412 sayılı CMUK"un 305/son) maddeleri uyarınca, önceden temyiz edilmeksizin kesinleşmiş te olsa, kanun değişikliği sonrası ele alınan bir mahkumiyet hükmünün açıklanması geri bırakılmış olmakla artık hukuken mevcut olmaktan çıktığı kabul edilmelidir. Deneme süresi içinde kasıtlı bir suçun işlenmesi ya da denetim yükümlülüklerine uyulmaması nedeniyle açıklanmış olup verilen bu hüküm de, 1412 sayılı CMUK"un 305/son (veya karar tarihine göre 5320 sayılı CMK"nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"a eklenen geçici maddesindeki) maddesindeki istisna kapsamında kalmadığı taktirde artık temyizi kâbil bir hüküm olarak kabul edilmelidir.
1412 sayılı CMUK"un 325. maddesiyle ilgili olarak, “... önceki hükmü temyiz etmeyen sanığın sirayet sonrası lehine olarak verilen hükmü temyiz edemiyeceğine dair” Yargıtay içtihatlarının, bu halde de kıyasen geçerli olduğu görüşünü kabul etmek mümkün değildir.
Somut olayda, deneme süresi içinde kasıtlı suç işlenmesi nedeniyle açıklanan hükmün itirazı değil; temyizi kâbil olduğu düşüncesiyle, çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
Muhalif Üye
...