16. Hukuk Dairesi 2013/52 E. , 2013/117 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Köyünde bulunan temyize konu 121 ada 16 parsel sayılı 20.894,78 metrekare, 136 ada 28 parsel sayılı 4447,94 metrekare ve 139 ada 75 parsel sayılı 7549,71 metrekare, 139 ada 84 parsel sayılı 47.545,28 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile eşit payla davalılar ..., ..., ... ve dava dışı ... adlarına, 118 ada 3 parsel sayılı 7013,51 metrekare ve 118 ada 27 parsel sayılı 13.778,82 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile davalı ... adına, 118 ada 13 parsel sayılı 561,20 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile davalı ... adına, 123 ada 13 parsel sayılı 6690,66 metrekare ve 123 ada 15 parsel sayılı 3415.60 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., miras yolu ile gelen hak ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile çekişmeli taşınmazların adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 123 ada 13 ve 15 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tescillerine, geri kalan taşınmazların ise dava dışı ..."e ait 1/4 payının tespit malikinin üzerinde bırakılarak geri kalan payların ise ..."in veraset ilamındaki mirasçıları adına miras payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili, davacı vekili, davalı ... tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan 123 ada 13 ve 15 sayılı parsellere ilişkin hükmün ONANMASINA,
2- Çekişme konusu 121 ada 16 ve 136 ada 28 sayılı persellere ilişkin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece dava konusu taşınmazların kök muris ..."den intikal ettiği ve mirasçılar arasında geçerli bir taksim bulunmadığı kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacıya ait 22.05.2009 havale tarihli dava dilekçesinde bu parseller ile ilgili açılmış bir
dava bulunmadığı gibi davacı vekilinin 06.11.2009 havale tarihli dilekçesi ile sonradan yapılan bir araştırma ile dava açılması gereken doğru parsellerin bu parseller olduğunun bildirilmesi karşısında maddi hata nedeni ile parsel numaralarının yanlış yazılmasının da söz konusu olmadığı açıktır. Hal böyle olunca mahkemece taşınmazlar üzerindeki "davalıdır" şerhleri kaldırılarak; "taşınmazlar hakkında yöntemine göre açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden kabulü ile 121 ada 16 ve 136 ada 28 sayılı parsellere ilişkin hükmün BOZULMASINA,
3- Çekişme konusu 118 ada 3, 13 ve 27 parseller ile 139 ada 75 ve 84 sayılı persellere ilişkin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece çekişmeli taşınmazların kök muris ..."den intikal ettiği ve mirasçılar arasında geçerli bir taksim bulunmadığı kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf çekişmeli taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kim tarafından hangi sıfatla ne kadar süre ile kullanıldığı yönlerine ilişkindir. Taşınmazların öncesinin kime ait olduğuna ilişkin beyanlar çelişkili olup, beyanlar arasındaki çelişkinin giderilmesine çalışılmadan karar verilmesi isabetli değildir. Hal böyle olunca taşınmazlar başında yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, keşifte yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazların ilk malikinin kim olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, kimin ne zamandan beri ne şekilde zilyet olduğu, öncesinin davalı ..."in miras bırakanı ..."den mi, davacı tarafın kök murisi ..."tan mı, yoksa ... çocukları ... ya da ..."ten mi, yoksa davacı ..."ın baba taraftan dedesi ... oğlu ..."ten mi kaldığı hususlarında maddi olgulara dayalı ayrıntılı beyanlar alınmalı, beyanlar arasındaki çelişkiler yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı, beyanların tespit tutanaklarının edinme sebebindeki beyanlar ile çelişmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatı ile dinlenilerek çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, yapılacak keşifte tarafların tutundukları vergi kayıtları ile mahkeme ilamları, 1928 tarihli sözleşmeler, komşu parsel tutanak ve kayıtları ile denetlenmek suretiyle uygulanmalı, kayıt ve belgelerde adı geçenler ile taraflar arasında akdi ya da irsi ilişki bulunup bulunmadığı araştırılmalı, taşınmazların öncesinin kendi murislerine ait olduğu iddialarını kanıtlama yükümlülüğünün davacı tarafa ait olduğu hususu göz önünde bulundurulmalıdır. Diğer taraftan 139 ada 75 ve 84 parseller hakkında davacı tarafından dava dilekçesinde ... dışındaki tespit malikleri taraf gösterildiğinden davanın paya yönelik olmayıp taşınmazların tamamının tesciline yönelik bulunduğunun kabulü gerektiğinden dava dilekçesinde taraf olarak gösterilmeyen ..."in de davaya dahil edilmek suretiyle husumet yaygınlaştırılarak taşınmazın bütün payları hakkında hüküm kurmak gerekirken dava kapsamına uygun olmayan gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile 118 ada 3, 13 ve 27 parseller ile 139 ada 75 ve 84 parsellere ilişkin hükmün BOZULMASINA, 22.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.