Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4099
Karar No: 2020/1027
Karar Tarihi: 10.02.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/4099 Esas 2020/1027 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/4099 E.  ,  2020/1027 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasında davanın reddine dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar; 10/06/2013 tarihinde evlerine ait damın üstünden geçen yüksek gerilim hattına kapılarak ağır şekilde yaralandıklarını, elektrik direğine kesinlikle temas etmediklerini, kendilerine kusur atfedilemeyeceğini; davalının gerekli bakım, onarım ve denetim yükümlülüğünü yerine getirmediğini, olayın meydana gelmesinde davalının sorumluluğunun bulunduğunu; mağdur olduklarını, psikolojilerinin bozulduğunu, çalışamaz hale geldiklerini ağır elem, ızdırap ve üzüntü yaşadıklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik her biri için 1.000,00 er TL den toplam 3.000,00 TL maddi; davacı ... için 50.000,00 TL, ... için 20.000,00 TL ve ... için ise 20.000,00 TL"den toplam 90.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
    Davalı; olayın meydana gelmesinde davalı kurumun kusurunun bulunmadığını, enerji nakil hattının yönetmeliğe uygun tesis edildiğini, savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini; davacıların işletmiş oldukları markete ait reklam tabelasını iple asmak isterken, reklam levhasının elektrik tellerine temas etmesi sonucu, elektrik akımına kapılarak yaralandıklarını, hiçbir koruyucu önlem almadıklarını, davacıların tamamen kusurlu olduklarını savunarak; davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince; savcılık soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporu ile yargılama sırasında alınan 31/07/2018 tarihli bilirkişi heyet raporunun birbiriyle uyumlu olduğu, davalı ..." a ait yüksek gerilim tellerinin binaya uzaklığının 2,5 metre mesafede bulunduğu, elektrik hatlarının Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri yönetmeliğine uygun olduğu; bu sebeple, davalı kuruma herhangi bir kusur atfedilemeyeceği; davacıların ise, yüksek gerilim hattına temas etmeleri sonucu yaralandıkları, % 100 kusurlu oldukları gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacılar vekili tarafından, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; savcılık soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporu ile mahkemece hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunun birbiriyle uyumlu olduğu, gerçekleşen olay nedeniyle davalı kuruma kusur atfedilemeyeceği gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; Türk Borçlar Kanunu"nun 69. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. (TBK m.69; BK m.58)
    Yapı malikinin sorumluluğu, bir bina ya da diğer bir inşa eserinin bizatihi kendisinden kaynaklanan bir nedenle oluşan zarardan sorumluluğu kapsamakta olup, niteliği itibariyle kusursuz sorumluluk türlerinden "olağan sebep sorumluluğu"dur. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir.
    Enerji nakil hatları da yapı eseri niteliğinde olup, bölgede elektrik enerjisinin dağıtımını yerine getirmektedir. Bu faaliyet, varlığı ve niteliği itibariyle bir tehlike ve dolayısı ile zarar ihtimali taşıdığından, davalı şirketin sorumluluğu, bir sebep sorumluluğu olan kusursuz (objektif) sorumluluktur.
    Elektrik enerjisinin taşındığı enerji nakil hattı ile gerçekleşen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması sorumluluk için yeterlidir. Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, çoğu zaman zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman , sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri , bunların sebep oldukları zararı gidermek sorundadır. ( Prof. Dr. ..., Borçlar Hukuku Genel Hükümler 1991 Baskı Cilt 2 sf: 14-15)
    Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 5. maddesinde; "Kuvvetli akım tesisleri her türlü işletme durumunda, cana ve mala herhangi bir zarar vermeyecek ve tehlike oluşturmayacak bir biçimde yapılmalıdır.
    Herhangi bir kimsenin dikkatsizlikle de olsa yaklaşabileceği uzaklıktaki kuvvetli akım tesislerinin gerilim altındaki bölümlerine (aktif bölümler) dokunulması olanaksız olmalıdır ve ilerideki bölümlerde belirtilen emniyet mesafeleri ile koruma önlemleri sağlanmalıdır."
    Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 27.maddesinde ise; "Tesislerin ve aygıtların teknik belgelerinde belirtilen aralıklarda bakım ve onarımları yapılmalıdır. Yapılan bakım ve onarımlar kalıcı bir şekilde kaydedilmelidir." şeklinde düzenleme yapılmıştır.
    Bu kapsamda, enerji nakil hattının sahibi bulunan davalı kurum, bu yapı eserinin fena yapılmasından, bakımı ve işletilmesindeki eksikliklerden sorumlu olup, bu tür hatları kişilerin can ve mal güvenliği açısından tehlike arz etmeyecek şekilde inşa etmek, bulundurmak, bu hatlara güvenli yaklaşma sınırının aşılmasını önleyici tedbirleri almakla yükümlüdür.
    Somut olayda; savcılık soruşturma dosyası ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, davacıların, 10/06/2013 tarihinde, işletmiş oldukları markete ait reklam levhasını, evlerinin dam katına asmak isterken, tabelanın, evlerinin hemen yanından geçen davalı kuruma ait yüksek gerilim hattına temas etmesi sonucu, elektrik akımına kapılarak ağır şekilde yaralandıkları anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince, yargılama sırasında alınan 10/10/2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda, davalı şirkete ait enerji nakil hatlarının yönetmeliğe uygun olarak yapılmış olduğu tespit edilmiş olsa da, vatandaşın enerji nakil hatlarına temas etmeden çarpılabileceğini bilmesinin beklenemeyeceği, nitekim, çıplak iletken telin hava şartlarına bağlı olarak değiştiği, 35-40 cm mesafeden çarpılma olayının yaşanabileceği, çıplak tellerin günün teknolojisine uygun olarak yer altına alınması gerektiği; bu sebeple, davalı şirketin % 20, davacıların ise dikkatsiz ve özensiz davranmaları nedeniyle % 80 kusurlu oldukları belirtilmiş; hükme esas alınan 31/07/2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda ise, davalı kuruma ait elektrik hattının, olayın meydana geldiği binaya mesafesinin 2,5 metre olduğu, yönetmeliğe uygun olarak tesis edildiği, bu sebeple davalı kuruma herhangi bir kusur atfedilemeyeceği, davacıların % 100 kusurlu olduğu belirtilmiştir. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmakta olup, davacılar, hükme esas alınan 31/07/2018 tarihli bilirkişi raporuna, gerekçelerini de göstermek suretiyle itiraz etmişlerdir. İlk derece mahkemesince, davacıların rapora karşı itirazları karşılanmaksızın, 31/07/2018 tarihli bilirkişi raporu dikkate alınarak karar verilmiştir.
    HMK"nın 281. maddesinde; tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
    Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
    Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
    Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, davalının sorumluluğunun kusursuz sorumluluk kapsamında bulunduğu dikkate alınarak, önceki bilirkişiler dışında seçilecek, konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden, kusursuz sorumluluk ilkesi gereği, davalının kusursuz sorumluluğunu ortadan kaldıracak şekilde illiyet bağının kesilip kesilmediği hususları değerlendirilerek,Yargıtay ve taraf denetimine elverişli, dosyada mevcut bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderecek, davacıların rapora karşı itirazlarını karşılayacak şekilde rapor alınmak suretiyle, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. Maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 10.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi