21. Hukuk Dairesi 2013/21867 E. , 2014/19465 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Adana 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 23/10/2013
NUMARASI : 2011/982-2013/788
Davacı, kurumca düzenlenen takiplerden dolayı borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi
K A R A R
Dava, ödeme emrinin ve bu ödeme emrine konu idari para cezasının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde yazıldığı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasa"nın 80/12. maddesinde, sigorta primlerini haklı bir neden olmaksızın yasal süresi içinde ödemeyen özel hukuk tüzel kişilerin üst düzey yönetici ve yetkililerin Kurum"a karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları öngörülmüştür. Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları ile öğretide kabul edildiği üzere "üst düzey yönetici" kavramından anlaşılan şirketin mali ve idari konularında tek başına emir ve tasarruf yetkesine sahip özel şekilde kendisine yetki verilen kişidir. Türk Ticaret Kanunu"nun 317. maddesine göre Anonim şirketlerde şirketi yönetmek ve temsil etmek yönetim kuruluna aittir. Anonim şirkette primlerin ödenmesinde müteselsilen sorumlu üst yönetici ve yetkiliden söz edebilmek için primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili üst düzey yönetici olması, yönetim kurulu başkanı, başkan yardımcısı gibi unvan taşıması veya temsil ve ilzam yetkisine sahip yönetim kurulu üyesi olması gerekir.
11 Eylül 2014 gün ve 29116 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yayımı tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanun"un 81.maddesi ile 5510 sayılı Kanun"a Geçici 60. madde eklenerek, bu maddede belirtilen ve 2014 yılı Nisan ve önceki aylara ilişkin olup bu maddenin yayımlandığı tarihten önce tahakkuk ettiği halde ödenmemiş Kurum alacaklarına yapılandırma imkânı getirilmiştir.
Somut olayda üst düzey yöneticilerin müteselsilen sorumlu olduğu ve haklı sebep savunmasında bulunabileceği anlaşılmakla; borcun önce şirketten tahsili gerektiğine ilişkin gerekçe ile hüküm kurulması isabetsizdir.
Yapılacak iş, iptali istenen ödeme emirlerinin ilişkin olduğu dönemde davacının şirketi temsile yetkili üst düzey yönetici olup olmadığını tespit ederek; 6552 sayılı Kanun uyarınca yapılandırmadan yararlanıp yararlanmadığının davalı Kurumdan sorulması, başvurusu varsa buna ilişkin evrakların getirtilmesi, davacının henüz başvurusu yoksa başvuruda bulunup bulunmayacağının davacıya sorulması, bu madde hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların bu maddede belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamalarının şart koşulduğunun göz önünde tutulması, Kanunda yazılı sürenin sonuna kadar beklenilmesi, davacının davadan vazgeçmesi halinde davanın bu nedenle reddine karar verilmesi, aksi halde işin esasına girilerek bir karar verilmesinden ibarettir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve 5510 sayılı Yasanın geçici 60. maddesi ile getirilen düzenleme de dikkate alınarak hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre, davalı Kurumun sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 02.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.