
Esas No: 2015/16317
Karar No: 2015/12742
Karar Tarihi: 26.11.2015
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/16317 Esas 2015/12742 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, borçlu ... aleyhinde yürütülen icra takibinde borca yeterli malvarlığı bulunamadığını, borçlunun alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla alacaklısı diğer davalı olan 3.kişi ile anlaşarak danışıklı icra takibi yapıldığını ve borçlunun maaşı üzerine 1.sırada haciz konulduğunu ileri sürerek 1.sırada konulan haciz işlemine ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece evrak üzerinde yapılan inceleme sonunda uyuşmazlığın davacı banka ile davalı ... arasındaki kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, uyuşmazlık hakkında 6502 sayılı Tüketici Kanunu"nun uygulanması ve davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle mahkemenin görevsizliğine talep halinde dosyanın tüketici mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, İİK"nun 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Bu davalarda amaç; borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz yada iyi niyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalması ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla
alacağın tahsilini sağlamaktır. Ayni nitelikte değil şahsi nitelikte dava olduğu gibi bu tür davalar sonuçları itibarıyla daha çok lehine tasarrufta bulunulan 3.kişilerin hukukunu ilgilendirmekte, her somut olay özelliğine göre temelinde muvazaa veya haksız fiil gibi kabul edilebilecek tasarruflar nedeniyle alacaklı zarara uğramaktadır. Davada incelenmesi gereken hususun davalı borçlunun yaptığı tasarruflarının iptali gerekip gerekmediği, başka bir anlatımla İİK’nin 277 vd. maddelerinde belirtilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi gerekmesi nedeniyle görevin, İİK 281. maddesine göre genel mahkemelere ait olduğu da açıktır.
Somut olayda, davacı ... sözleşmesine dayalı olarak takip yapmış ise de eldeki dava kredi sözleşmesine dayalı bir dava olmayıp borçlunun yaptığı tasarrufun iptaline yöneliktir. Bu nedenle uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle tüketici mahkemesinin görevine girdiğinden söz edilemez. O halde mahkemece işin esasına girilerek tarafların delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken davaya uygun düşmeyen gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 26.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.