Sahte fatura kullanma - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/8782 Esas 2019/1697 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura kullanma
HÜKÜM : Beraat

Sanıklara yüklenen suçtan doğrudan zarar görüp kamu davasına katılma hakkı bulunan ve 08.01.2013 havale tarihli dilekçe ile katılma talebinde bulunan şikayetçi kurum vekilinin talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemişse de; katılan sıfatını alabilecek olan şikayetçi vekilinin 5271 sayılı CMK"nin 260/1. maddesi gereğince yasa yoluna başvurma hakkı bulunduğu kabul edilip aynı Yasanın 237/2. maddesi uyarınca şikayetçi kurumun katılan, Av. ...’nun da katılan vekili olarak davaya kabulüne karar verilerek yapılan incelemede gereği görüşüldü;
Sanıkların, yetkilileri oldukları ... Denizcilik San. Tic. Ltd. Şirketi" nin, "2008 yılında sahte fatura kullanma" suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından, suça konu faturaları düzenleyen şirket yetkilileri hakkında “sahte fatura düzenleme” suçundan dava açılıp açılmadığının araştırılması, açıldığının tespiti halinde dava dosyasının getirtilerek incelenmesi, bu davayı ilgilendiren ve sahteliği belirleyen delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi; faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile faturaları düzenleyen mükellefin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoku olup olmadığı da araştırılıp, gerektiğinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması; tüzel kişilerin birden fazla kanuni temsilcisi bulunup da suç, eylem ve fikir birliği içinde işlenmemişse sorumluluğun cezanın şahsiliği ilkesine bağlı olarak temsil yetkisinin bölüşümündeki ağırlık ve sınırlar dikkate alınarak, suçun şeklî sorumlusuna değil, ayrıntısını bilen ve oluşumunda rolü olan temsilciye ait olduğu da gözetilmek suretiyle, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip tartışılarak sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken,eksik inceleme ile 6111 sayılı Kanunun uyarınca matrah artırımında bulunduklarından sanıkların yüklenen suçu işlediklerine dair yeterli delil bulunmadığı şeklindeki yasal olmayan gerekçeyle beraat hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20/02/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.