16. Hukuk Dairesi 2018/1749 E. , 2020/4691 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... Köyü çalışma alanında bulunan 146 ada 1 parsel sayılı 3.814,27 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, orta malı mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiştir. Davacı ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 146 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, teknik bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleriyle bölümlere ayrılarak gösterilen çekişmeli taşınmaz üzerinde, davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmaz mera olarak tespit gördüğü ve davacı tarafından meraya yönelik dava açıldığı halde, usulünce mera araştırması yapılmamış, bir taşınmazın niteliği ile kullanım şeklini ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olmasına rağmen hava fotoğraflarından yararlanılmamış, keşif sonucunda dosyaya ibraz edilen tek ziraatçi bilirkişi tarafından hazırlanan raporda, çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün evveliyatında tarım arazisi olarak kullanıldığı, tarıma elverişli arazilerden olup meyve ve sebze bahçesi olarak kullanıldığı, (B) harfi ile gösterilen bölümünün ise herhangi bir tarımsal faaliyete konu olmadığı ve kuzeyinde bulunan ham toprak vasfındaki Hazine arazileriyle bütünlük arz ettiği belirtildiği halde, taşınmazın tümü yönünden kabul kararı verilmiş ve zilyetlikle kazanım koşullarının davacı lehine oluşup oluşmadığını açıklamaktan uzak, yetersiz ziraatçi bilirkişi raporuna ve yerel bilirkişi ve tanıkların soyut beyanlarına dayanılarak hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazlara ait dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı evrelerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğünden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle getirtilip dosya arasına konulmalı, bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra, mahallinde, taşınmazın bulunduğu köy ile komşu köylerden yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile üç kişilik uzman ziraat mühendisi bilirkişi heyeti, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve teknik bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim tarafından ne zamandan beri, ne suretle kullanıldığı, mera olup olmadığı, taşınmazın sınırında bulunan mera parsellerinden nasıl ayrıldığı, aralarında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı, çekişmeli taşınmazın imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp, ne zaman tamamlandığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; ziraatçi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın niteliğiyle ilgili önceki tarihli ziraatçi bilirkişi raporunu da irdeler mahiyette ve komşu mera parselleriyle karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir şekilde, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden mera vasfında olup olmadığını, mera parsellerinden nasıl ayrıldığını, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetlik var ise zilyetliğin şeklini ve süresini, imar ve ihyaya konu edilip edilmediğini, edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp, ne zaman bitirildiğini açıklayan taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisinden, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmak sureti ile, çekişme konusu taşınmazın hava fotoğraflarında gösterilmesi istenilmeli ve taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığının, imar-ihyaya muhtaç olup olmadığının, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise imar-ihyasına ne zaman başlanıldığının ve hangi tarihte tamamlandığının belirlenmesine çalışılmalı; teknik bilirkişiye, yapılan keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de 6100 sayılı HMK"nın, "hükmün kapsamı" başlığını taşıyan 297. maddesinin (b) bendinde tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile TC kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad soyadları ile adreslerinin de kararda yer alması gerektiği düzenlenmiş olup "ilişkili kişi" madde kapsamına alınmamıştır. Gerekçeli karar başlığında "ilişkili kişi" sıfatıyla fen bilirkişisi ..."in yer alması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.