Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4013
Karar No: 2022/2132
Karar Tarihi: 09.03.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/4013 Esas 2022/2132 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davanın konusu, uygulama kadastrosu sonucunda dava konusu taşınmazların yüzölçümlerinin tespit edilmesi ve davacının taşınmazın yüzölçümünün eksiltildiği iddiası üzerine tapunun iptali ve davacı adına tescili talebiydi. İlk derece mahkemesi, uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Ancak, istinaf mahkemesi ve Yargıtay, taraflar arasındaki uyuşmazlığın tesis kadastrosunun dayanağını oluşturan teknik belgelere göre çözülmesi gerektiğine hükmettiler. Bu nedenle, dava kabul edildi ve taşınmazların yüzölçümleri tapu kütüğüne doğru şekilde aktarıldı.
Kanunlar:
- 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi: Tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekr
8. Hukuk Dairesi         2021/4013 E.  ,  2022/2132 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Uygulama Kadastrosu
    MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kabulüne karar verilmiş olup, bu kez davalı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Uygulama kadastrosu sonucunda, ... İlçesi ... mahallesi ... mevki çalışma alanında ve tapuda davacı adına kayıtlı bulunan eski 159 parsel sayılı 4.375 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 150 ada 20 parsel numarasıyla 3.099,06 m2 yüzölçümlü olarak, davalı adına kayıtlı eski 158 parsel sayılı 666 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 150 ada 21 parsel numarasıyla 1.972,12 m2 yüzölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir.
    Davacı vekili, uygulama kadastrosu sırasında taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini ve yanlışlığın davalıya ait taşınmazdan kaynaklandığını açıklayarak tapunun iptalinin ve davacı adına tescilini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davanın; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca yapılıp kesinleşen uygulama kadastrosuna itiraz isteğine ilişkin olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesine göre; "Tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanması amacıyla tapulama ve kadastro görmüş yerlerde," uygulama kadastrosu çalışmalarının yapılacağının açıklandığı, madde metninden anlaşılabileceği gibi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesine göre yapılacak çalışmalar taşınmazların geometrik durumlarını ilgilendiren çalışmalar olup bu çalışmalarda mülkiyet uyuşmazlıklarına girilmesi mümkün olmadığı, mülkiyet uyuşmazlıklarına girilmesi halinde, yapılan itirazların ilk tesis kadastrosuna itiraz niteliğini kazanacağının açık olduğu, davacı vekili tarafından, taraflara ait taşınmazlar arasındaki sınırın kadim sınır olduğu ve yıllardır çekişmesiz olarak kullanılmasına rağmen, bu sınıra itibar edilmediği, uygulama kadastrosu çalışmasına itiraz yanında mülkiyet aktarımı talebinin de bulunduğu, uygulama belgeleri incelendiğinde; dava konusu sınırın çekişmeli sınır niteliğinde olduğu kabul edilerek tespit tutanağı düzenlendiği, dosya içinde bulunan kayıt ve belgeler ile uzman bilirkişi raporuna göre hava fotoğrafında sabit sınır görülmediği gibi zeminde eylemli olarak sabit bir sınır bulunmadığı, uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı, davacının talebinin bu kapsamda bulunduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince; dosya içinde bulunan kayıt ve belgeler incelendiğinde; dava konusu taşınmazların bulunduğu çalışma alanında tesis kadastrosu çalışmasının 1979 yılında fotogrametrik yöntemle yapıldığı, dava konusu taşınmazlar arasında sabit nitelikte doğal veya yapay bir sınırın bulunmadığı; uygulama tespiti sırasında dava konusu taşınmazların arasındaki ortak sınırın çekişmeli sınır tipinde, ilgili genelgenin 26/c maddesinde belirtilen, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan sınır olarak tespit edildiği ve yüzölçümü farkının ilk tesis kadastrosu sırasında idenfikasyonu yapılan fotogrametrik paftanın ölçek yetersizliğinden ve parsel sınırlarının paftasına yeterli sıhhatte aktarılmamasından ve planimetre ile hesaplanan yüzölçümü hassasiyetinin düşük olmasından kaynaklandığının açıklandığının anlaşıldığı, mahkemece yapılan keşif ve uygulama, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık sözleri, alınan uzman bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamından; dava konusu taşınmazların arasındaki sınırın sabit sınır niteliğinde olmaması, sabit nitelikte doğal veya yapay bir sınırın bulunmaması, tesis kadastrosunun fotogrametrik yöntemle yapılması nedeniyle tesis kadastrosu sırasında ölçü hatası yapıldığını kabul etme imkanının bulunmadığı, yerel bilirkişi ve tanıkların ağırlık kazanan beyanları ile özellikle dava konusu taşınmazların öncesinde ortak murise ait iken tesis kadastrosundan önce mirasçıları arasında yapılan taksime uygun olarak kullanıldığının ve davalı tarafa kaldığı bildirilen taşınmaz miktarının kadastro tespit miktarı ile uyumlu olarak ifade edilmesi karşısında, uygulama tespitinde isabet bulunmadığı ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın tesis kadastrosunun dayanağını oluşturan teknik belgelere göre çözülmesi gerektiği, tarafların iddia ve savunmaları, mahkemece yapılan keşif ve uygulama, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık sözleri, alınan uzman bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamından; dava konusu taşınmazların arasındaki sınırın sabit sınır niteliğinde olmaması, sabit nitelikte doğal veya yapay bir sınırın bulunmaması, tesis kadastrosunun fotogrametrik yöntemle yapılması nedeniyle tesis kadastrosu sırasında ölçü hatası yapıldığını kabul etme imkanının bulunmaması, yerel bilirkişi ve tanıkların ağırlık kazanan beyanları ile özellikle dava konusu taşınmazların öncesinde ortak murise ait iken tesis kadastrosundan önce mirasçıları arasında yapılan taksime uygun olarak kullanıldığının ve davalı tarafa kaldığı bildirilen taşınmaz miktarının kadastro tespit miktarı ile uyumlu olarak ifade edilmesi karşısında uygulama tespitinde isabet bulunmadığı ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın tesis kadastrosunun dayanağının oluşturan teknik belgelere göre çözülmesi gerektiği, mhkemece aksine gerekçe ile verilen ret kararında isabet bulunmadığı, davacı ... vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b.2 maddesi uyarınca, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne, 150 ada 20 ve 21 parsel sayılı taşınmazların 3402 sayılı Kanun'un 22/a maddesine göre yapılan sınırlandırmanın ve tespitin iptaline, 12.02.2018 tarihli bilirkişi kurulu raporu eki krokide; (A) harfi ile gösterilen 1.355,22 m²'lik kısmın 150 ada 21 Parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünden çıkarılarak, 150 ada 20 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümüne eklenmesine, 150 ada 20 Parsel sayılı taşınmazın 4.454,28 m² ve 150 ada 21 parsel sayılı taşınmazın 616,90 m² yüzölçümleri ile ve bilirkişi raporunda belirtilen geometrik şekilleri ile tapu kütüğüne aktarılmalarına, 12.02.2018 tarihli bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirmesine göre temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nin 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, 44,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 36,30 TL'nin temyiz edenden alınmasına, 09.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi