Esas No: 2021/3367
Karar No: 2022/2165
Karar Tarihi: 09.03.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/3367 Esas 2022/2165 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Kadastro Mahkemesi'nde görülen kullanım kadastrosu davasında, çekişmeli taşınmazlar ile ilgili olarak Hazine'nin temyiz itirazı sonucu verilen hüküm incelenmiştir. Hazine'nin çekişmeli taşınmazlar hakkındaki temyiz itirazlarının hükümün infaz kabiliyetine yönelik olduğu belirtilmiş ve bu taşınmazlara ilişkin hüküm tesis edilmediği için hüküm bozulmuştur. Diğer taşınmazlarla ilgili olarak ise, mahallinde yapılan keşif sonucunda hazırlanan bilirkişi raporlarında belirtilen bilgilere göre, taşınmazların bazı kısımlarında fiili bir kullanımın olmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle, taşınmazların bu bölümleriyle ilgili olarak davanın reddi yönünde karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 1. maddesi uyarınca kadastro hakiminin doğru, infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde ve çekişmeli taşınmazın tamamı hakkında sicil oluşturmaya elverişli bir karar vermek zorunda olduğuna dikkat çekilmiştir. Ayrıca, kararda bahsi geçen kanun maddeleri şunlardır: 3402 sayılı Kadastro Kanunu, 5831 sayılı Kan
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosu
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemenin verdiği önceki karar ... tarafından bozulmuş olup bozma ilamında özetle; "taşınmazların çalılık" niteliği ile tespit edildiği ve çekişmeli taşınmazlardan 264 ada 7 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.07.2009 tarih ve 2008/417 Esas, 2009/34 Karar sayılı ... ... ve ... adına olan tapusunun iptali ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tescili istemine ilişkin 30.09.2009 tarihinde kesinleşen ilam esas alınmak suretiyle orman içi açıklık niteliğindeki taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanılamayacağı gerekçesiyle karar verilmekle birlikte, bahsi geçen mahkeme ilamı kesinleştikten sonraki tarihte taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na 5831 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile eklenen Ek-4. maddesi gereğince kullanım kadastrosu tutanağı düzenlendiği ve eldeki davanın da askı ilan süresi içerisinde açıldığı açıklanarak, dava, taşınmazın aynına yönelik olmayıp, Ek-4. maddede belirlenen kullanım koşulunun lehine gerçekleştiği iddiasına yönelik olduğuna göre, çekişmeli taşınmazlar başında mahalli bilirkişiler ve taraf tanıklarının katılımı ile yöntemince keşif yapılarak, taşınmazlarda zilyetlik bulunup bulunmadığı, zilyetlik var ise taşınmazların ne kadar zamandır, ne şekilde ve kimlerin fiili kullanımında olduğu hususlarının sorulup, gerektiğinde tespit bilirkişileri de tanık sıfatıyla dinlenilerek toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabul kısmen reddine, çekişmeli 300 ada 2 parsel sayılı taşınmazın zilyedinin ve kullanıcısının davacı ... olduğunun tespiti ile tapu kaydının beyanlar hanesinde kullanıcısı bulunmadığı şeklindeki beyanın terkini ile davacının kullanıcı olduğu belirtmesinin yapılmasına, 264 ada 7 parsel sayılı taşınmaza yönelik ise davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Çekişmeli 264 ada 7 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; davalı Hazine vekilinin bu taşınmaza yönelik temyiz itirazları hükmün infaz kabiliyetine yöneliktir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 1. maddesi uyarınca kadastro hakimi, doğru, infazı kabil, infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde ve çekişmeli taşınmazın tamamı hakkında sicil oluşturmaya elverişli bir karar vermek zorundadır. Ne var ki, davanın reddine karar verildiği halde çekişmeli taşınmaz hakkında sicil oluşturmaya yönelik olarak bir hüküm tesis edilmemiş olması doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2. a) Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, çekişmeli 300 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 21.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin hükme yönelik olarak davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
b) Çekişmeli 300 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 21.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda (A) ve (C) harfi ile gösterilen bölümleri hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, 300 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davacının fiili kullanımında bulunduğu gerekçesi ile (A) ve (C) harfleriyle gösterilen bölümlerini de kapsar şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; mahallinde icra edilen keşif sonucunda dosyaya ibraz edilen 21.05.2018 tarihli harita ve ziraat mühendisi bilirkişileri tarafından hazırlanan raporda, taşınmazın (A) ile gösterilen kısmının yer yer % 30 - 40 eğiminde, toprak yapısı olarak ana kayasının kireç taşı olup, ana kayanın yer yer yüzeyde görüldüğünün, toprak derinliğinin oldukça sığ, taşlılığın yoğun ve bitki yaşamasına elverişli toprağın az olduğunun; (B) ile gösterilen kısmının ise yer yer % 30 - 40 eğimde, toprak yapısı olarak toprak derinliğinin oldukça sığ, taşlılığın yoğun ve bitki yaşamasına elverişli toprağın az olduğunun ve neticeten bu kısımlarda imar - ihya yapılarak, tarım alet ve makinaları ile işlemek suretiyle her hangi bir şekilde tarım yapılma olanağının bulunmadığının bildirildiği anlaşılmakta olup, bu haliyle taşınmazın bu bölümlerinde fiili bir kullanımın varlığından söz etmeye olanak bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, dava konusu 300 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 21.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda (A) ve (C) harfi ile gösterilen bölümleri yönüyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucunda davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (2- a) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin çekişmeli 300 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 21.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının reddine; (1) ve (2 - b) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 09.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.