11. Hukuk Dairesi 2017/4992 E. , 2019/3978 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 17/07/2017 tarih ve 2013/365-2017/608 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 21.05.2019 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalılar aleyhine 25.12.2007 keşide tarihli 27.000.-TL bedelli çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapıldığını, takibin itiraz edilmeksizin kesinleştiğini, davalılara ait malların üzerine haciz işlemi yapıldığını, davalıların İİK 33/a uyarınca icra takibinde 6 ay boyunca işlem yapılmadığından bahisle icra mahkemesine başvurarak icranın geri bırakılması kararı aldıklarını, bu kararın müvekkilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay tarafından onandığını, onama kararının 01.07.2010"da tebliğ edildiğini, İİK 33/a-2 uyarınca 7 günlük yasal süre içinde işbu davayı açtıklarını ileri sürerek 27.000.-TL"lık çekten dolayı davalılardan 27.000.-TL"nın faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, açılan davanın alacağın zamanaşımına uğramadığı iddiası ile açılmış bir menfi tespit davası olduğunu, icra dosyasında son işlem tarihinden itibaren 6 aylık süre geçtiği için çek alacağının zamanaşımına uğradığını, davacı temel ilişkiye dayanıyorsa bunu ispatlaması gerektiğini, temel ilişkinin taşıma akdi olduğu ifade edilmiş ise de zamanaşımı süresinin geçmiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirket tarafından şirketin yetkilisi olan diğer davalı ... adına 25.12.2007 tarihinde keşide edildiği, şirket yetkilisi lehtarın da çeki cirolayarak davacı şirkete verdiği, çekin keşide tarihi itibariyle diğer davalı ..."ın şirketin münferiden temsile yetkili kişisi olduğu, davacının çekin zamanaşımına uğraması nedeniyle davalılara müracaat hakkı düşmüş ise de, çeki ciro ile aldığı ..."a karşı doğrudan temel ilişkiye dayalı olarak, diğer davalı keşideciye karşı da TTK"nın ilgili hükmü gereğince sebepsiz zenginleşme nedenine dayanarak alacağı talep edebileceği, davacının ... ile arasında temel bir ilişkinin olduğunu ispatlayamadığı, ancak çekin keşidecisi olan şirket ile aralarında temel ilişkinin bulunduğu ve bu kapsamda ticari defterlerine göre alacağının olduğu, yine TTK hükümlerine göre keşidecinin çekin bedelini ödediği, kendi yönünde bedelsiz kaldığı ve de bu kapsamda sebepsiz zenginleşmediğini ispat edemediği gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın reddine, davalı şirket yönünden davanın kısmen kabulü ile, 27.000,00 TL"nın 25.12.2007 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 2/2 md kapsamında değişen oranlarda avans faizi ile birlikte bu davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalılar vekilinin; ... hakkındaki davanın reddedildiği, bu nedenle mümeyyiz davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği yönündeki temyiz itirazına gelince, davacı tarafından davalı ... ile arasındaki temel ilişki ispat edilemediğinden bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmiş olup bu durumda mümeyyiz davalı yararına karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT"nin 13. maddesi uyarınca vekalet ücreti takdiri gerekirken bu hususun gözden kaçırılması doğru değil ise de, anılan bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK 438/7 maddesi uyarınca kararın düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, hükmün 2. numaralı fıkrasına altıncı paragraftan sonra gelmek üzere "Davalı ... davada kendisini vekil ile temsil ettirmiş olup 3.240,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine" şeklinde yeni bir paragraf eklenmesine, hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ..."a verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 21/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.