Hukuk Genel Kurulu 2015/2390 E. , 2017/710 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mah.Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Havza Asliye Hukuk Mahkemesince (İş Mahkemesi Sıfatıyla) davanın kısmen kabulüne dair verilen 25.10.2013 gün ve 2012/51 E., 2013/402 K. sayılı kararın davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 10.04.2014 gün ve 2014/64 E., 2014/7875 K. sayılı kararı ile;
"…1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayadığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, Havza Belediyesinden fazla çalışma, gece çalışması, dini ve milli bayram, hafta tatili çalışma ücreti alacakları olduğunu, bu ücretlerinin ödenmediğini belirterek işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davacının fazla mesai yaptığı iddialarını kabul etmediklerini, işçi alacaklarının 5 yıllık zaman aşımına tabi olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay"ca hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanını tanık anlatımları yerine yazılı belgelre ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma mikatrına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir.
Somut olayda, bilirkişi tarafından tanık beyanları doğrultusunda hesaplanan fazla mesai alacağından hakkaniyet indirimi yapılmaması hatalı olup bozma nedenidir..."
gerekçesiyle karar bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, fazla çalışma ücreti, gece çalışma ücreti, dini bayram çalışma ücreti, milli bayram çalışma ücreti ve hafta tatili çalışma ücreti alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili müvekkilinin 2000 yılında davalı ..."nda işçi olarak çalışmaya başladığını ve 2007 yılında temizlik işlerine geçtiğini, Belediye bünyesinde görev yaptığı 2011 yılının 1. ayına kadar temizlik işçisi olarak, 1. aydan 11. aya kadar ise gece bekçisi olarak görevini sürdürdüğünü, davacının davalı ...’ndan fazla çalışma ücreti, gece çalışma ücreti, dini bayram çalışma ücreti, milli bayram çalışma ücreti ve hafta tatili çalışma ücreti alacaklarının bulunduğunu, ancak bu ücretlerin davalı ... tarafından müvekkile ödenmediğini ileri sürerek işçilik alacaklarının davalı ...’ndan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili davacının nöbet çizelgesinde belirtilen çalışma saatlerinin dışında çalıştığına yönelik iddiasının doğru olmadığını, yine 25 Mayıs kutlamaları nedeniyle bir ay boyunca hafta sonları dahil olmak üzere fazla mesai yapmasının da mümkün bulunmadığını, kaldı ki işçilik alacaklarının 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu belirterek, haksız olarak açılan davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davacının 28.04.2000 tarihinde davalı ...’nda çalışmaya başladığı, 03.11.2011 tarihinde bu işyerindeki çalışmasının sona erdiği, konuya ilişkin aldırılan ve mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre fazla çalışma ücreti alacağının ve milli resmi bayram çalışma ücreti alacağının mesai cetvellerine göre, dini bayram ücreti alacağının ve hafta tatili çalışma ücreti alacağının ise tanık beyanlarına göre hesaplandığı, söz konusu raporda fazla çalışma ücreti alacağının ve resmi bayram çalışma ücreti alacağının belirlenmesinde mesai cetvellerine itibar edildiği, bununla birlikte gece zammı alacağının ise fazla çalışma niteliğinde bulunmayan bir alacak olduğu dikkate alındığında takdiri indirim yapılmadığı, kaldı ki davalı ..."nın fazla çalışma ücreti ve hafta tatili çalışma ücreti ile resmi bayram çalışma ücreti, dini bayram çalışma ücreti, gece çalışma ücreti alacaklarının olmadığı yönündeki savunmasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı ... vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece Yargıtay bozma kararında belirtildiği üzere, fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay tarafından hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğinin istikrar kazandığı, ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda indirime gidilmediği, yapılacak indirimin, işçinin çalışma şekline, işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmesi gerektiği, ancak hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirim yapılamayacağı, dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporunda tanık beyanları ve yazılı belgelere göre alternatifli olarak iki ayrı hesaplama yapıldığı, mahkemece de yazılı delillere göre yapılan hesaplamanın hükme esas alındığı, gerekçede de bu durumun belirtildiği ve mahkemece hakkaniyet indirimi yapılmamasının nedeninin açıklandığı belirtilerek direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, işçilik alacaklarının tahsili istemiyle açılan eldeki davada hesaplanan fazla çalışma ücreti alacağından hakkaniyet indirimi yapılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda davacı işçinin, bir kısım işçilik alacaklarının tahsili istemiyle açtığı eldeki davada fazla çalışma ücreti alacağının bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla yerel mahkeme tarafından iki ayrı bilirkişi raporu aldırıldığı, gerek ilk bilirkişi raporunda gerekse hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda davacı işçiye ait fazla çalışma ücreti hesabının alternatifli bir yol izlenerek tespit edildiği, buna göre fazla çalışma ücreti alacağının ilk olarak imza cetvelleri esas alınmak suretiyle belirlendiği, sonrasında ise aynı ücretin tanık beyanları dikkate alarak hesaplandığı görülmektedir.
Her ne kadar Özel Daire bozma kararında bilirkişi tarafından tanık beyanları doğrultusunda hesaplanan fazla çalışma alacağından hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği belirtilmiş ise de; yerel mahkemece ek raporda bilirkişi tarafından yapılan iki farklı hesaplama yönteminden imza cetvelleri esas alınarak yapılan hesaplamanın yerinde olduğunun belirtildiği ve bu yazılı belge ve delilere göre yapılan değerlendirmenin hükme esas alındığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Kaldı ki Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında da Özel Daire tarafından fazla çalışma ücreti alacağının tespitini sağlayan raporun resmi kayıtlar esas alınmak suretiyle hazırlandığı ve hükmün de bu şekilde kurulduğu ifade edilmiştir.
Hal böyle olunca, Yerel Mahkemece, bilirkişi tarafından alternatifli olarak tanık beyanları ve yazılı belgelere göre yapılan iki ayrı hesaplamadan yazılı delillere göre yapılan değerlendirmenin hükme esas alındığı, bu itibarla hakkaniyet indirimi uygulanmadığı belirtilerek verilen direnme kararı yerindedir.
Ne var ki, Özel Dairece, davalı ... vekilinin hüküm altına alınan fazla çalışma alacağının miktarına yönelik diğer temyiz itirazları incelenmediğinden, bu yönde inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme uygun bulunduğundan, davalı ... vekilinin hüküm altına alınan fazla çalışma alacağının miktarına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 12.04.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.