11. Hukuk Dairesi 2017/4860 E. , 2019/3977 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 08/06/2017 tarih ve 2015/44-2017/580 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı şirket vekili ve davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 21.05.2019 günü hazır bulunan davacı vekili Av....ile davalılardan Kombassan Holding A.Ş. vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirket temsilcilerinin yüksek faiz verileceği ve parasını istediği zaman geri alabileceği taahhüdünde bulunmaları üzerine müvekkilinin belge karşılığında davalılara para verdiğini, kısa bir süre sonra müvekkilinin parasını istediğini, ancak bu güne kadar kendisine ödeme yapılmadığını, hisse senetlerinin izinsiz olarak halka arz edildiğini, Kombassan Grubu tarafından yapılan usulsüzlüklerin SPK ve diğer resmi kurum raporlarında açıklandığını, davalılar hakkında çeşitli suçlardan suç duyurusu yapıldığını, müvekkilinin şirket ortağı yapılmasının hukuken mümkün olmadığını, kanuna uygun bir ortaklık ilişkisinin kurulmadığını ileri sürerek, 24.005,15 Euro"nun (46.950 DEM) karşılığı 55.725,55 TL"nin yabancı para faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ...Ş. vekili, davacının iddia ettiği gibi mevzuata aykırı bir eylemde bulunulmadığını, davacı ile davalı şirket arasında davalıyı borç altına sokacak herhangi bir hukuki işlem yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve tüm dosya kapsamına göre; zamanaşımı def"i ileri sürülmesinin TMK"nın 2. maddesindeki dürüstlük kurallarına aykırı olduğu, davalıların davacıyı aldatma kastıyla hareket ederek haksız fiilde bulundukları, taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı, sunulan hisse senetleri geçersiz olup hiçbir değer taşımayacağından ortaklığa dayanak alınamayacağı gibi nominal değer atfedilerek miktardan düşüm yapılamayacağı, davalı şirketler tarafından hazırlanarak SPK’ya gönderilen 09.02.2005 tarihli yazı ekinde yer alan CD’ler içerisinde davacıya ilişkin bilgilere yer verildiği, davacının davalıya CD’de belirtilen miktardaki (15.335EURO) parayı ödediğinin kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının davalı ...Ş."nin şirket ortağı olmadığının tespitine, 15.335,00 EURO"nun fiili ödeme günündeki Merkez Bankasınca belirlenen efektif satış kuru karşılığı üzerinden Türk parası ile ödenmesi kaydıyla 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince; devlet bankalarından birinin bir yıl vadeli EURO mevduat hesabına ödediği 08.06.2011 tarihinden itibaren döviz faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı şirket vekili ve davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ...Ş. (Kombassan İnşaat Tarım ve San. İşl. Tic. A.Ş.) vekilinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda SPK"ya yazılan 09/02/2005 tarihli 30 ve 31 sayılı yazılar ve ekindeki listelere göre davacıdan toplam 15.335 EURO tahsil edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, 19.09.2016 havale tarihli bilirkişi raporunda davalı şirketce SPK"ya yazılan 09/02/2005 tarihli 30 ve 31 sayılı yazılar ve ekindeki listelerin bir bütün halinde incelendiği, buna göre CD3-12.listede ek-8-a-b Kombassan Holding A.Ş. kâr payı dağıtım tablosunda davacıya 1996 yılında 6.000 DM, 1997 yılında 3.936 EURO kâr payı ödemesi yapıldığının tespit edildiği, ancak bu ödeme olgusu mahkemece değerlendirilmediği gibi kararın gerekçesinde de bu ödemeye ilişkin bir açıklanmanın yer almadığı anlaşılmış olup, söz konusu kâr payı ödemesine ilişkin olumlu yada olumsuz bir değerlendirme yapılmaksızın eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu nedenle temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
3- Davacı vekili dava dilekçesi ile 24.005,15 Euro"nun (46.950 DEM) karşılığı 55.725,55 TL"nin tahsil tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun"un 4/A maddesi uyarınca devlet bankalarının yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece de “15.335.00-EURO"nun Türk Borçlar Kanununun 99. maddesi gereğince fiili ödeme günündeki Merkez Bankasınca belirlenen efektif satış kuru karşılığı üzerinden Türk parası ile ödenmesi kaydıyla 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 4/a maddesi gereğince; devlet bankalarından birinin bir yıl vadeli EURO mevduat hesabına ödediği 08/06/2011 tarihinden itibaren döviz faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Ancak dava dilekçesinde davanın konusu ve netice-talep başlığı altında yer alan davacı talebini içerir ifadelerden anlaşılacağı üzere davacı vekili 24.005,15 Euro"nun karşılığı 55.725,55 TL"nin tahsilini talep ettiğine göre artık davalı aleyhine verilen hükmün de Türk Lirası üzerinden kurulması gerekirken talebi aşar şekilde anapara ve faize EURO üzerinden karar verilmesi de doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
4- Davacı vekilinin temyiz itirazına gelince, davacı dava dilekçesinde ortaklık durum belgesine dayalı olarak davalı şirkete ödediği 24.005,15 Euro"nun karşılığı 55.725,55 TL"nin tahsilini talep etmiş ise de, mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davalı şirket elinden çıkan bilgileri içerir SPK"dan gelen CD"lerde görülen tahsilatlar üzerinden hüküm kurulmuştur. Oysa, davalı şirketlerin birleşmesi ve kayda alınması amacıyla SPK’ya kendilerinin verdikleri 09/02/2005 tarih 30 ve 31 sayılı yazıların ekine ortak olunan şirketeverilen sermaye katılım bedelleri ile kişiler arasındaki hisse değişimine ilişkin ödeme ve tahsilatlara dair bir takım listeler eklenmiş ve daha sonra davalı şirketler ise, hissedarlar arası hisse devri sırasında devreden hissedarın tahsil ettiği miktarların telefon, mektup ve sair yöntemlerle yapılan araştırma sonucu tespit edildiğini, tahsil edilen paranın şirket kasasına girmediğini savunmuşlardır. Bu durumda, mahkemece, davacının davalı şirketin ortağı olmadığı ve davalıların eyleminin haksız fiil olduğu da gözetilerek ortaklık durum belgesinde yazılı tutar ve davacının bu yöndeki talebi değerlendirilerek sonuca varılması gerekirken gerekçesiz şekilde SPK kayıtlarında yer alan miktara üstünlük tanınarak itibar edilmesi ve miktar üzerinden davanın kısmen kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ...Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın anılan yönden mümeyyiz davalı yararına BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın anılan yönden davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin her bir taraftan alınarak yek diğerine verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davalı şirket ve davacıya iadesine, 21/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.