18. Ceza Dairesi 2018/6860 E. , 2019/1195 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Görevi yaptırmamak için direnme suçundan sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 265/1, 62/1, 50/1-a ve 52. maddeleri gereğince (iki kez) 3.000,00 Türk Lirası adlî para cezaları ile ile cezalandırılmasına dair Kayseri 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/03/2018 tarihli ve 2017/877 esas, 2018/386 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı bulunan görevi yaptırmamak için direnme suçunu katılan polis memurları ... ve ..."e yönelik olacak şekilde, bir suç işleme kararının icrası kapsamında aynı anda birden fazla mağdura karşı işlediği anlaşıldığından, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinin uygulanarak cezanın arttırılması gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde ayrı ayrı mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I- Olay:
Şüpheli hakkında Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı"nca kolluk tarafından düzenlenen suç tutanağı üzerine görevi yaptırmamak için direnme ithamı ile yürütülen soruşturma kapsamında iddianame düzenlenerek Kayseri 8. Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda sanığın katılanlara yönelik eylemleri nedeni ile ayrı ayrı iki defa TCK"nın 265/1, 62/1, 50/1-a, 52/2-4 maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verildiği, hükümlerin istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleştikleri, bu hükümlere yönelik kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Aynı suç kastı ile birden fazla katılana yönelik görevi yaptırmamak için direnme eylemleri nedeni ile sanık hakkında hükmün mağdur sayısınca mı yoksa zincirleme suç hükümlerine göre mi kurulacağına ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK’nın “Zincirleme Suç” başlıklı 43. maddesinin 1. fıkrasında; “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır” şeklinde zincirleme suç tanımlanmış, ikinci fıkrasında ise; “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır” denilmek suretiyle zincirleme suçtan farklı bir müessese olan, aynı nev’iden fikri içtima kuralı düzenlenmiştir.
Türk Ceza Kanunu sistematiğinde, kural olarak yasadaki suç tanımına uygun her bir netice ayrı bir suç oluşturmasına karşın, bu kuralın istisnaları olarak, TCK’nın “suçların içtimaı” bölümünde, 42, 43 ve 44. maddelerine yer verilmiştir. Aynı nev’iden fikri içtima halinde, fiil yani hareket hukuksal anlamda tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Bu durumda hareket tek olduğu için, fail hakkında tek bir ceza verilecek, ancak bu ceza mağdur sayısı fazla olduğu için, TCK’nın 43/1. maddesine göre artırılacaktır. (Ceza Genel Kurulunun 05/06/2012 tarih ve 15/491-219 sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
İnceleme konusu somut olayda; iddianamede sanığın, katılanlara karşı mağdur sayısınca görevi yaptırmamak için direnme suçunu işlediğinin iddia edildiği, mahkemece de eylemin bu şekilde kabul edildiğinin anlaşıldığı, ancak sanığın katılanlara yönelik aynı suç işleme kararının icrası kapsamındaki eylemlerinin tek görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu ve sanık hakkında TCK’nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekirken, her bir katılana yönelik eylemi nedeniyle ayrı ayrı ceza verilmesinin hukuka aykırı olduğu belirlenmekle kanun yararına bozma talebinin kabulü gerekmiştir.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Kayseri 8. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 30/03/2018 tarihli ve 2017/877 esas, 2018/386 karar sayılı hükümlerinin, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMALARINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 14/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.