16. Hukuk Dairesi 2018/1609 E. , 2020/4685 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ...Köyü çalışma alanında bulunan ve 1980 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümleri hakkında, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 28.02.2014 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A1) harfi ile gösterilen 3.455,97 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, teknik bilirkişi raporunda (A1) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde, davacı yararına, zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı ..., diğer müşterekleriyle birlikte 842 parsele malik olup bu parselin hemen kenarında ve bilirkişi raporunda (A1) harfiyle gösterilen çekişmeli taşınmaz bölümünü murisi....’nın sağlığında kendisine verdiğini belirtmesine karşın, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında, babasının ölümüne kadar birlikte kullandıkları belirtilmesine rağmen, Mahkemece, taksim hususunda araştırma yapılmamış, davacıya taşınmazın ne şekilde intikal ettiği sorulmamış, davacı ve müştereklerinin malik olduğu belirtilen komşu 842 parselin tespit tutanağı getirtilip kim adına tespit edildiği belirlenmemiş, taşınmazın niteliğini ve kullanım durumunu en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, sadece 1985 tarihine ait hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından temin edilerek jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinden rapor alınmış ancak bu rapor, taşınmaz bölümünün evveliyatını, kullanım süresini, niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlanıp tamamlanmadığını açıklamaktan uzak, son derece yetersiz olmasına ve sadece taşınmaz bölümünde imar-ihyaya dönük tarımsal faaliyetin yapıldığının belirtilmesiyle yetinilmesine rağmen, yeniden belirtilen hususları açıklayan denetime elverişli rapor alınmamış, 2 kişilik ziraatçi bilirkişi raporunda, taşınmazın uzun zamandan beri ekim ve dikiminin yapıldığı belirtilmişse de çekişmeli taşınmaz bölümünün toprak yapısı, niteliği, imar-ihyaya konu olup olmadığı, kullanılıyor ise ne zamandan beri ne şekilde kullanıldığı, ekilip dikilen yer olup olmadığı açıklanmamış, davacı tanığı ve yerel bilirkişilerin soyut ve yetersiz beyanlarına dayanılarak hüküm kurulmuştur. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, 842 parsele ait tespit tutanağı getirtilip kim adına olduğu belirlenmeli, çekişmeli taşınmaz bölümünü gösteren dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait en az üç ayrı zaman dilimine ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğünden getirtilip dosya arasına konulduktan sonra, taşınmaz bölümü başında, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi heyeti, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, davacının murisinden intikal ettiğinin belirtilmesi halinde, murisin terekesinin yöntemine uygun şekilde taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise hangi tarihte taksim edildiği ve dava konusu taşınmaz bölümünün davacıya düşüp düşmediği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliğini, kullanım durumunu, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığını ve böyle yerlerden ise imar-ihya edilip edilmediğini, önceki tarihli ziraatçi bilirkişi raporunu da irdeler şekilde tarımsal niteliğini açıklayan, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetlik var ise zilyetliğin şeklini ve süresini bildiren, taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisinden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafı ile dosya arasında bulunan hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, taşınmaz bölümünün sınırlarını ve niteliğini, imar-ihyası tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor düzenlenmesi istenilmeli; fen bilirkişisine, keşfi ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli ve bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.