18. Ceza Dairesi 2018/6861 E. , 2019/1194 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Hakaret suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Silivri Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 06/03/2018 tarihli ve 2017/14325 soruşturma, 2018/1671 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Silivri Sulh Ceza Hâkimliğinin 11/04/2018 tarihli ve 2018/1284 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında: “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet Savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet Savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet Savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar nazara alındığında,
Somut olayda müştekinin İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan 08/12/2017 tarihli ifadesinde şüphelinin kendisine yönelik hakaret sözleri içeren telefon konuşmasını kayda aldığını, istendiği takdirde ibraz edebileceğini ifade etmesi ve 06/04/2018 tarihli dilekçesi ekinde de hakaret içerdiğini iddia ettiği bir USB belleği sunması karşısında, anılan USB bellekteki kayıtta müştekinin iddia ettiği gibi bir suç unsuru olup olmadığına ilişkin çözümleme tutanağı hazırlanarak sonucuna göre şüphelinin hukukî durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın bu yönüyle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” Denilmektedir.
I- Olay:
Müşteki ...’nin 08/12/2017 havale tarihli dilekçesi ile şüpheli ... hakkında hakaret iddiası ile şikayetçi olması üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldığı, müştekinin bilahare alınan ifadesinde, şüphelinin hakaret içerikli telefon görüşmesini kayda aldığını ve istendiği takdirde dosya içerisine sunabileceğini belirttiği, soruşturma dosyasının yer itibari ile yetki kuralları gereğince yetkisizlik kararına rapten Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, şüpheli ifadesinin kolluk tarafından alınmasından ve şüphelinin suçu kabul etmemesinden dolayı Silivri Cumhuriyet Başsavcılığınca şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, müştekinin bu karara itirazı üzerine itirazı incelemekle yetkili ve görevli Sulh Ceza Hakimliğince müştekinin belirttiği delilin süresinde dosyaya sunulup savcının bilgilendirilmediği, yeni delil de kabul edilemeyeceğinden dolayı itirazın reddine karar verildiği, merci kararının bozulması talepli kanun yararına bozulması talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II- Hukuksal Değerlendirme:
CMK"nın 160/1. maddesinde, "Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya haşlar.", 160/2. maddesinde "Cumhuriyet Savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür."" 170. maddesinin 2. fıkrasında, "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler. 172. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet Savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir." hükümleri düzenlenmiştir.
Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli şüpheyi uyandıracak delil/ler bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli şüpheyi uyandıracak delil/ler bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK"nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet Savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK"nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
İncelenen dosyada; müştekinin şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada, maddi gerçeğin tespiti için yapılması gereken araştırmalar ve toplanması gereken delillerden, müştekinin bildirdiği USB belleğin istenerek usulüne uygun incelenmesinin yaptırılması gerektiği halde, eksik soruşturma nedeni ile itiraz mercii tarafından itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hukuka aykırı bulunduğundan kanun yararına bozma talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
III- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Silivri Sulh Ceza Hakimliğinin 11/04/2018 tarihli ve 2018/1284 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 14/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.