14. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/14775 Karar No: 2013/1540 Karar Tarihi: 05.02.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/14775 Esas 2013/1540 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2012/14775 E. , 2013/1540 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 07.12.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 25.09.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davalı idare vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekilinin temyizi üzerine karar Dairemizin 03.05.2012 tarihli, 2012/5191 E.-2012/6296 K. sayılı ilamı ile; “Mülkiyet hakkının tescili” başlıklı Tapu Sicil Tüzüğünün 25. maddesinde kütükte bulunması zorunlu bilgiler; malikin adı ve soyadı, baba adı ile edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarasından ibarettir. Görülüyor ki; bunların arasında malikin doğum tarihi yer almamıştır. Dolayısıyla tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan nüfus bilgilerinin ilavesi veya düzeltilmesi dava yoluyla istenemez. Şayet tapunun tesciline dayanak yapılan işlemde düzeltmeyi gerektirir bir hata yapılmışsa, bu hata tüzüğün 87. maddesi uyarınca ilgilisinin başvurusu üzerine o maddedeki konular araştırılarak idarece düzeltilmelidir. Mahkemece açıklanan bu husus gözetilmeden tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan nüfus bilgilerinden olan doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davanın reddi yerine istemin hüküm altına alınması doğru olmadığı" gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyularak tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan nüfus bilgilerinden doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu olayda; 1932 doğumlu ... ile davacının aynı şahıs olduklarına ilişkin tespit hükmü kurulmasına yönelik ayrıca dava açılabileceğinden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak, davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle 6100 sayılı HMK"nın 326. maddesi gereğince ve 4667 sayılı Kanunun 81. maddesi ile değişik 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 168/son maddesi gereğince davada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalı idare yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olması doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm sonucunun 5. fıkrasına "Davalı idare kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT"ne göre takdir edilen 600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine" cümlesi eklenmek suretiyle hükmün değiştirilmiş ve DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, 05.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.