16. Hukuk Dairesi 2018/1381 E. , 2020/4684 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, .... Köyü çalışma alanında bulunan 165 ada 2 ve 4 parsel sayılı sırasıyla 25.188.30 ve 621,68 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle; 165 ada 2 parsel eşit paylarla ... ve ... adlarına, 165 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ise ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve ..., taşınmazın müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile tüm mirasçılar adına tescil istemiyle dava açmışlar ve yargılama sırasında davalarını ıslah ederek miras payları oranında adlarına tescilini talep etmişlerdir. Mahkemece, usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, çekişmeli 165 ada 2 parsel ve 165 ada 4 parsel sayılı taşınmazların üzerinde bulunan yapı, inşa ve binaların davacı yanın kısmı feragati ile davalılara ait olduğu anlaşıldığından, tapu kayıtlarındaki beyan ve şerhler aynı kalmak şartıyla bu binalar davalılar üzerinde bırakılarak bu yönden açılan davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile tamamının üzerinde 1/3 hisseye tekabül eden kısım açısından açılan davanın kabulüne, taşınmazların 1/3 hissesinin ...i"den olma .... mirasçıları adına, 1/3 hissesinin davalı ... adına, 1/3 hissesinin davalı .... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, çekişmeli taşınmazların müşterek kök murisleri ...’dan intikal ettiğini ve mirasçılar arasında terekesinin taksim edilmediğini ileri sürerek, tapu iptali ve miras payları oranında adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Davalılar ise, 12.03.2012 tarihli cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların kök murise ait olmadığını, taşınmazların imar-ihyasını 30 sene önce kendilerinin yaptıklarını, bu nedenle taşınmazların kendilerine ait olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, dava konusu taşınmazların eşit paylarla davalı ... ve ... ile murisleri ....’ya ait olduğu gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; mahallinde yapılan keşifte dinlenen tanık ve bilirkişilerin bir kısmı, taşınmazların müşterek muris ...’ya ait olduğunu; bir kısmı ise, taşınmazların davalılara ait olduğunu bildirdikleri halde, söz konusu beyanlar arasındaki çelişki giderilmemiş ve taşınmazların evveliyatında kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı kesin olarak belirlenmemiş, taşınmazların müşterek muris ....’dan kalıp kalmadığı tam olarak açıklığa kavuşturulmadan hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeyle karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve önceki keşifte dinlenen taraf tanıklarının katılımıyla yeniden keşif icra edilmeli, yapılacak keşifte, taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kimin tarafından kullanıldığı, davacının taşınmazları kullanıp kullanmadığı, kullanıyor ise ne zamandan beri kullandığı, murisin ölümünden önce de davacının taşınmazları kullanıp kullanmadığı, davacıların taşınmazları kendi adına asli zilyet olarak mı kullandığı, yoksa taşınmazların ortak muristen geldiğini bilerek ve diğer mirasçılar adına da olacak şekilde, terekeden gelen hakları nedeniyle fer"i zilyet olarak mı kullandığı hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı, kadastro tutanağının edinme sebebinde bildirilen olaylara aykırı sonuçlara ulaşılması halinde de hazır bulundurulacak tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek aykırılıkların giderilmesine çalışılmalı; beyanlar arasındaki çelişkilerin giderilememesi halinde hangi beyana ne sebeple üstünlük tanındığı gerekçeli kararda tartışılıp açıklanmalı; fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir rapor alınmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonuca göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.10.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.