10. Hukuk Dairesi 2015/9806 E. , 2015/15765 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Ankara 8. İş Mahkemesi
Tarihi : 22.01.2015
No : 2014/1635-2015/44
Dava, davacının 5000 günlük yurtdışı borçlanmasının geçerli olduğunun ve davalı Kurumun temerrüde düştüğünün tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosya içeriğinden; davacının, Türkiye’de 27.07.2012-31.07.2012 tarihleri arası 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında sigortalılığı olduğu, 28.09.2012 tarihinde yurtdışı borçlanması talebinde bulunduğu ve Kurumun 17.03.1988-31.10.2012 tarihleri arası 5000 günlük yurtdışı süresini, 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında hesaplayarak borç tahakkuk ettirdiği, davacıya 24.07.2013 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 03.09.2013 tarihinde 5000 Euro ve 08.10.2013 tarihinde 9200 Euro ödediğine dair makbuz fotokopilerini dosyaya sunduğu anlaşılmaktadır. Davacı dava dilekçesinde, Alman rant sigortasına giriş tarihi olan 15.12.1978 tarihinin Türkiye’de sigortalılık başlangıcı olduğunun, bu tarihten sonra 5000 gün yurtdışı borçlanmasının geçerli olduğunun ve davalı Kurumun temerrüd halinde olduğunun tespitini istemiş, Mahkemece; sigorta başlangıcına ilişkin dava kabul edilmiş ve Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 11.12.2014 Tarih, 2014/22662- 26886 E-K sayılı ilamı ile onanmış ve davacının borçlanma gün sayısının tespiti ve Kurumun temerrüte düştüğünün tespitine ilişkin istemi tefrik edilerek eldeki davayla yargılamaya devam edilmiş, Mahkemece, davacının 5000 günlük borçlanmayı yasal süresi içerisinde yaptığının ve borçlanma gün sayısı ve hizmet başlangıcına göre yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespiti ile kurumun temerrüde düştüğünün tespitine karar verilmiştir.
Dava dosyası üzerinde yapılan incelemede, davacının talebinin tam olarak ne olduğunun açık olarak ortaya konulamadığı anlaşılmıştır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesi, uyuşmazlığını çözümü için aydınlatılması
zorunlu olan hususlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz, yahut çelişki bulunan durumlarda, hakimin taraflara açıklama yaptırılabileceği, soru sorabileceği, delil göstermelerini isteyebileceği düzenlemiş olup; davacının, dava dilekçesindeki “davalı Kurumun temerrüde düştüğünün” ve “emeklilik şartlarının ne zaman gerçekleşeceğinin tespitini istiyoruz.” şeklindeki taleplerinin kapsamını belirlemek için HMK 169 ve devamı maddeleri gereği isticvap edilerek, talebi açıklattırıldıktan sonra, sonucuna göre, araştırma ve değerlendirme yapılması zorunludur.
Şu halde; davacı tarafından yapılan ödemelerin karşılık geldiği borçlanmaya ilişkin süre belirlenip, 5000 günlük yurtdışı borçlanma süresini kapsayıp kapsamadığı irdelenerek, ayrıca yukarıda belirtildiği şekilde davacının tahsis talebi olup olmadığı belirlenip, davacının tahsis talebinin de olduğunun anlaşılması halinde davacının tahsis şartları irdelenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurularak karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 05.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.