16. Hukuk Dairesi 2018/1291 E. , 2020/4682 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ....Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 63 parsel sayılı 16.084,92 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, “İbrahim Üri’nin bu yeri 10 sene kadar önce açarak tarla haline getirdiği ve halen de bu şekilde zilyet ve tasarrufta bulunduğu anlaşılmakla beraber, 3402 sayılı Yasa"nın 14 ve 17. maddesindeki şartların oluşmadığı" belirtilerek, tarla vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydına, tapu dışı satın almaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu kaydının iptali ve taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dosyası içerisinde mevcut tapu kaydının, çekişmeli taşınmaza ait olduğu ve tapuda kayıtlı bu yerin davacı tarafından tapu dışı yolla satın alındığı toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir. Ancak, tapu kaydının batı yönü değişebilir nitelikte sınırlı olduğundan tapu miktarı ile geçerlidir. Bu durumda kuzey, doğu ve güney sınırlarından başlanarak tapu miktarının belirlenmesi durumunda batıda kalan bölümün miktar fazlasını oluşturduğu kuşkusuz olup Mahkemenin, tapu kaydının taşınmazın tamamını kapsadığına ilişkin gerekçesi dosya kapsamına uygun düşmediği gibi, davacının zilyet olduğuna ilişkin gerekçesi yönünden de, miktar fazlası bölüm yönünden zilyetliğin hangi tarihte başladığı, öncesinin ne olduğu ve imar-ihya edilip edilmediği, edilmiş ise ihyanın tamamlandığı tarih ile kadastro tespit tutanağının düzenlendiği tarih arasında iktisap süresinin dolup dolmadığı, buna göre davacı taraf yararına 3402 sayılı Kanun"un 14. ve 17. madde koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Ayrıca, Orman Yüksek Mühendisi tarafından düzenlenen 28.05.2014 tarihli raporda, krokide (A) harfiyle gösterilen bölümün 1965 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sonucunda orman tahdit sınırları içerisinde kaldığı belirtildiği halde, ormanların zilyetlikle iktisabının mümkün bulunmadığı da göz ardı edilmiştir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, yukarıda değinilen sınırlar esas alınarak tapu kaydının miktarı ile kapsadığı yer belirlenmeli ve bundan sonra orman tahdit sınırları içinde kaldığı belirlenen (A) bölümü hakkındaki davanın reddi gerekeceği düşünülerek, kaydın miktarı itibariyle kapsadığı alan dışında kalan bölüm yönünden; tespit tarihinden 20-25 yıl öncesi döneme ilişkin farklı evrelerde çekilmiş hava fotoğraflarından en az 3 adedi Harita Genel Müdürlüğünden getirtilmeli, ayrıca en eski tarihli uydu fotoğrafı ile komşu taşınmazlara ait tespit tutanakları ve dayanak kayıtları celbedilmeli, bu şekilde dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu, fen bilirkişisi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının miktar fazlası bölümü yönünden öncesinin kime ait olduğu, kimden intikal ettiği ve ne şekilde kullanıldığı, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp hangi tarihte bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkiler giderilmeli; yerel bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; ziraatçi bilirkişi kurulundan, taşınmazın niteliğini, üzerindeki bitki örtüsünü, varsa üzerindeki ağaçların cinslerini ve yaşlarını, imar-ihyayı gerektiren yerlerden olup olmadığını, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, edilmişse imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını ve taşınmazda sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, taşınmazın her yönünden çekilmiş renkli fotoğraflarını içeren, ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemeleri istenilmeli; fen bilirkişisinden, keşif ve uygulamayı denetlemeye olanak verir ayrıntılı rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine, hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi suretiyle, hava fotoğraflarının çekildiği tarihlerde taşınmazın niteliğinin ne olduğunu, imar- ihya gerektiren yerlerden olup olmadığını, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, edilmişse imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını ve taşınmaz üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü ayrıntılı şekilde açıklayan rapor düzenlettirilmeli ve taşınmazın konumunun hava fotoğrafları üzerinde gösterilmesi istenilmeli, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek tapu kaydının kapsadığı alan dışında kalan taşınmaz bölümü üzerinde 3402 sayılı Yasa"nın 14 ve 17. maddesinde öngörülen koşulların tespit tarihine kadar davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediği kesin olarak belirlenmeli ve varılan sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; Hazine harçtan muaf olduğu halde, Hazine aleyhine başvurma ve vekalet harcına hükmedilmesi de isabetsiz olup, davalı Hazinenin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.