Esas No: 2021/13958
Karar No: 2022/2206
Karar Tarihi: 10.03.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/13958 Esas 2022/2206 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/13958 E. , 2022/2206 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosu
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne dair hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01.02.2021 tarihli ve 2018/248 Esas, 2021/569 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiştir. Davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemece verilen önceki karar Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01.11.2016 tarihli ve 2016/7277 Esas, 2016/8544 Karar sayılı ilamıyla -karar düzeltme aşamasında- bozulmuştur. Bozma ilamında özetle "davanın 3402 sayılı Kanun'a 5831 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile eklenen Ek-4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosu ile oluşan tapu kaydının beyanlar hanesinin düzeltilmesine ilişkin olduğu, bu tür davaların lehine tespit ya da Kadastro Komisyonlarınca adlarına tescile karar verilen gerçek veya tüzel kişiye karşı açılması gerektiği, davanın niteliği gereği husumetin taşınmazın maliki olan Hazineye ve beyanlar hanesinde ismi yazılı kişilere yöneltilmesinin zorun bulunduğu, davacının taşınmazın maliki olan Hazine yanında ... ve ...’i hasım göstererek dava açtığı, lehine kullanıcı şerhi verilen ...'in dava dilekçesinde taraf olarak gösterilmediği gibi yargılama aşamasında da davaya dahil edilmediği belirtilerek; davacıya davasını şerh sahibi ...’e yaygınlaştırma olanağının tanınması, şerh sahibi ... davaya dahil edilerek dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesi ve böylelikle taraf teşkilinin yöntemine uygun şekilde sağlanması ve bundan sonra tarafların bildirdikleri deliller toplanıp birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, çekişmeli 243 ada 5 parsel hakkındaki davanın kısmen kabulü ile bilirkişi heyetinin 05.12.2012 tarihli raporunda (B) harfi ile gösterilen 3.873,32 metrekarelik kısımına ilişkin olarak davalılar ... ve ...'in hakkındaki zilyetlik şerhinin iptali ile bu kısmın 2/3 hissesinin kullanıcısının davacı olduğunun tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesine, davalı ... hakkındaki davanın reddine, davalı ...'in 1/3 hisse üzerindeki zilyetlik şerhinin aynen muhafazasına karar verilmiştir.
Anılan hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay tarafından özetle "hükmüne uyulan bozma ilamında; davacıya, davasını şerh sahibi ...’e yaygınlaştırma olanağı tanınması, adı geçene dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanması, tarafların bildirdikleri delillerin toplanması gereğine değinilmiş olmasına rağmen, yalnızca davaya dahil edilen ...’e delilerinin bildirmesi imkanı tanındığı, davacı tarafın cevaba cevap dilekçesinde bu hususta tanık dinletmek istediğini bildirmesine rağmen, bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği; davada çözümlenmesi gereken hususun ise kullanım hakkının devredilip devredilmediği noktasında toplanmakta olduğu, devrin geçerliliği ya da ispatı noktasında taraflar arasında yazılı bir sözleşme yapılması zorunluluğu bulunmadığı, diğer bir anlatımla kullanım hakkının devri hususunda taraflarca başkaca delillere dayanılmasının mümkün bulunduğu, buna göre davacı tarafa da delilleri sunması için süre ve imkan tanınması, davacının bildireceği delillerin toplanması ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu" belirtilmek suretiyle bozulmuştur. Davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından bu kez karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Mahkemece; çekişmeli 243 ada 5 nolu parselin 6831 sayılı Kanun'un 1744 sayılı Kanun ile değişik 2/B maddesi uyarınca Hazine lehine orman dışına çıkartıldığı, kullanıcılarının ..., ... ve ... olarak tespit edildiği, bu tespitin 21.09.1998 tarihinde kesinleşerek taşınmazın bahçe vasfı ile Hazine adına tescil edildiği; tapunun beyanlar hanesinde bu parselin kullanıcılarının ..., ... ve ... olarak belirtildiği; herhangi bir açıklama bulunmadığından, (lehine kullanım şerhi verilen kişilerin) eşit olarak kullandıklarının kabulü gerektiği, kesinleşen bu kadastro tespitinden sonra davacının, bu parselin 3873,32 m2 lik kısmını zilyetliğini davalılar ... ile ...'dan 05.08.2005 tarihli sözleşme ile devir aldığının açık olduğu, ancak davacı ile dahili davalı ... arasında yapılmış herhangi bir sözleşme ibraz edilmediği gerekçeleri ile yazılı şekilde davalılar ... ve ...'in hakkındaki zilyetlik şerhinin iptali ile bu kısmın 2/3 hissesinin kullanıcısının davacı olduğunun tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesine, davalı ... hakkındaki davanın reddine, davalı ...'in 1/3 hisse üzerindeki zilyetlik şerhinin aynen muhafazasına karar verilmiştir.
1997 yılında yapılan kadastro sırasında, çekişmeli 243 ada 5 parsel sayılı taşınmaz, kullanıcılarının ..., ... ve ... olduğu şerhi yazılarak 6831 sayılı Kanun'un 1744 sayılı Kanun ile değişik 2/B maddesi uyarınca Hazine lehine orman dışına çıkartılmış ve yapılan bu tespit kesinleşerek 18.9.1998 tarihinde Hazine adına tapuya tescil edilmiştir. Bilahare yörede 2009 yılında yapılan güncelleme çalışmalarında da taşınmazın kullanıcılarında bir değişiklik olmamış yine kullanıcı olarak ..., ... ve ... belirtilmiştir. Davacı taraf; kadastro tespitinden sonra ancak 2009 yılında yapılan güncelleme çalışmalarından önce, kullanıcılardan ... ve ...’in satıcı, davacı ...’in ise alıcı olduğu 05.08.2005 tarihli satış sözleşmesi senedine dayanarak ve sadece satıcılar ... ve ...’ten satın aldığı iddiasını öne sürerek ve satın aldığı bu kişiler ile tapu maliki Hazineye husumet yönelterek eldeki davayı açmıştır. Bir başka ifade ile dava dilekçesindeki açıklama ve anlatımlarda davacı tarafın (taşınmazı) kullanıcılardan ...’ten satın aldığına ilişkin bir iddia mevcut olmadığı gibi onun aleyhine açılan bir dava da söz konusu değildir. Yine davacı taraf, bozma ilamı öncesinde 2012 yılında yapılan keşifte de açıkça taşınmazı davalılar ... ve ...’dan satın aldığını beyan etmiş; ...’ten de satın aldığına ilişkin bir iddiada bulunmamıştır. Davacı tarafın bu yöndeki iddiası, yukarıda değinilen ve ...’in de davaya dahil edilmesi gerektiğine işaret eden Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01.11.2016 tarihli ve 2016/7277 Esas, 2016/8544 Karar sayılı bozma ilamından sonraki aşamada başlamıştır.
Her ne kadar; güncelleme işlemleriyle fiili kullanım şerhi sahiplerinde değişiklik yapılması mümkün ise de bunun için -yani kullanıcı şerhinin değiştirilebilmesi için- davacının lehine kullanım şerhi verilmiş bulunan kişilerden taşınmazın kullanımının devralındığının iddia ve ispat ispat etmesi gerekir. Oysa ki somut olayda davacı tarafından; çekişmeli taşınmaz bölümünün (diğer davalılar yanında) bozma ilamı üzerine davaya dahil edilen ...’ten de satın alındığı şeklinde bir iddia bulunmadığından ve somut uyuşmazlıkta iddia edilmeyen bir şeyin ispatının da mümkün olmayacağından “davacıya davasını şerh sahibi ...’e yaygınlaştırma olanağı tanınması, şerh sahibi ... davaya dahil edilerek dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesi ve böylelikle taraf teşkilinin yöntemine uygun şekilde sağlanması ve bundan sonra tarafların bildirdikleri deliller toplanıp birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi”ne değinen bozma gerekçesinin maddi hataya dayalı olduğu kuşkusuz olup maddi hataya dayalı bozma ilamının davacı taraf yararına usulü müktesep hak oluşturmayacağı açıktır. Bu nedenle Mahkemenin davalı ... hakkındaki davanın reddine, davalı ...'in 1/3 hisse üzerindeki zilyetlik şerhinin aynen muhafazasına dair kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ne var ki; çekişmeli 243 ada 5 parsel sayılı taşınmaz ilk olarak 23.228,82 metrekare yüzölçümü ile tespit ve tapuya tescil edilmiş olup dosya arasında bulunan ve dosyaya 12.04.2017 tarihinde gelen güncel tapu kaydına göre çekişmeli taşınmazın yargılama sıraısnda; 14.10.2016 tarihli ve 16747 yevmiye ile ifraz edilerek yüzölçümünün 18,101,30 metrekareye düştüğü; yine bundan ayrı olarak taşınmazın beyanlar hanesinde, eldeki bu davadan başka; Ümraniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/768 Esas; ... Anadolu 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/20 Esas sayılı dosyalarında davalı olduğuna dair şerh bulunduğu; yine 27.12.2016 tarihli “imar düzenlemesine alınmıştır” şerhi bulunduğu anlaşılmakta olup; iş bu dosyada davaya konu olan taşınmaz bölümünün; tapunun beyanlar hanesinde yer alan diğer dava dosyaları ile ilgisi bulunup bulunmadığı; bir başka ifade ile taşınmazın iş bu davaya konu bölümü hakkında birbiri ile çelişik hükümler doğup doğmadığı; 14.10.2016 tarihli ifraz işleminin iş bu davaya konu taşınmaz bölümü ile ilgisi bulunup bulunmadığı; iş bu davaya konu taşınmaz bölümü hakkındaki kararın infaz kabiliyeti bulunup bulunmadığı hususunda tereddüt hasıl olmuştur. Hal böyle olunca Mahkemece; çekişmeli taşınmazın güncel tapu kaydı ve taşınmazın ifrazına ilişkin tüm bilgi ve belgeler (Mahkeme ilamları, ifraz krokileri vs.) getirtilerek dosya kapsamına konulması; iş bu dava konusu taşınmaz bölümü (bilirkişi kurulunun 05.12.2012 tarihli raporunda (B) harfi ile gösterilen 3.873,32 metrekarelik kısmı) ile ifraz harita ve krokileri çakıştırılmak suretiyle dava konusu bölümün akıbetinin araştırılması; varılacak sonuca göre toplanmış ve toplanacak deliller dikkate alınarak infazı kabil bir karar verilmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekili ile davalı ... vekilinin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01.02.2021 tarihli ve 2018/248 Esas, 2021/569 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı değişik gerekçe ile 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde karar düzeltme isteyen davalı ...'e iadesine, 10.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.