Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/17549
Karar No: 2022/2207
Karar Tarihi: 10.03.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/17549 Esas 2022/2207 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Kadastro Mahkemesinde görülen bir dava sonucunda davacının talebinin kabul edildiği ve davalının temyiz ettiği kararın Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi tarafından onandığı ancak davalının kararın düzeltilmesi isteğiyle dosyanın incelendiği ve Yerel Mahkeme kararının bozulması gerektiği sonucuna varıldığı belirtilmiştir. Davaya konu olan taşınmaz bölümlerinin mera olmadığı, ancak tapu kaydının miktarının sınırlı ve komşu parsellere ait olduğu, davacının dayandığı tapu kaydının kadastro sırasında revizyon görmediği, taşınmazın zilyetliğinin süresi ne olursa olsun mera olarak nitelendirildiği ve davacının taleplerinin reddedilmesi gerektiği açıklanmıştır. Bu çerçevede, davalının karar düzeltme isteğinin kabul edilerek Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin onama ilamının kaldırıldığı ve Yerel Mahkeme kararının bozulduğu belirtilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi
- 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 442/3. madd
8. Hukuk Dairesi         2021/17549 E.  ,  2022/2207 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    DAVA TÜRÜ : Kadastro
    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davacı ...'ın davasının kabulüne dair kararın davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 8.6.2021 tarihli ve 2019/2071 Esas, 2021/5008 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir. Davalı ... vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Mahkemece verilen önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; "davacı ...'ın dayanağı 04.04.1955 tarihli ve 1 sıra numaralı tapu kaydının revizyonunun araştırılmadığı, kapsamının usulüne uygun olarak belirlenmediği, yerel bilirkişi ve tanıkların soyut beyanlarına değer verilmiş olduğu gibi, taşınmazın niteliği ve zilyetlikle edinme koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden de yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığı açıklanarak; davacının dayandığı tapu kaydının kadastro sırasında revizyon görüp görmediğinin Tapu Kadastro Müdürlüğünden sorulması, revizyon görmüşse ilgili parsellere ait onaylı tutanak örnekleri, tutanakları kesinleşmiş ise tapu kayıtları getirtilip dosyanın ikmal edilmesi, bundan sonra mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan komşu köyler halkından seçilecek yerel bilirkişilerle, aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları huzuruyla yeniden keşif yapılması, keşif sırasında davacının dayandığı tapu kaydı okunup bilirkişilerden hudutların zeminde tek tek gösterilmesinin istenilmesi, kayıtta yazılı olup gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanının sağlanması, bilirkişi ve tanık sözlerinin komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmesi; teknik bilirkişiye bu sınırların işaretlettirilmesi; zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin malik sıfatı ile mi, fer'i nitelikte mi olduğu hususlarının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması; teknik bilirkişiye tapu kaydının kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmesi, ziraatçi bilirkişi kurulundan arazinin eğimi, toprak yapısı, komşu parsellerle arasında doğal ya da yapay sınır veya ayırıcı unsurların bulunup bulunmadığı, bitki örtüsü, öncesinin kamu orta malı niteliğinde mera olup olmadığı hususlarını açıklayan, çekişmeli taşınmaz bölümü ile komşu parselleri mukayeseli olarak değerlendiren, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması; davacı ...'ın dayandığı tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsadığı sonucuna varıldığı takdirde, tapu kaydının gayri sabit hudutlu olduğu ve miktarına göre kapsamının belirlenmesi gerektiğinin göz önünde tutulması, tapu kayıt miktar fazlasının kadim mera olup olmadığı, bitişiğindeki diğer bölümle arada ayırıcı nitelikte unsur bulunup bulunmadığı, taşınmaz üzerinde davacının ekonomik amaca uygun zilyetliği olup olmadığı, varsa ne zaman başladığı, iktisaba yeterli zilyetliği olup olmadığı hususları üzerinde durulması ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacı ...'ın davasının kabulüne, dava konusu 108 ada 150 parsel sayılı taşınmazın fenni bilirkişi ... tarafından düzenlenen 15.09.2017 tarihli rapor ve eki krokide (A) ve (B) harfi ile gösterilen toplam 38.357,59 metrekare (A:4.595,00 metrekare, B: 33.762,59 metrekare) yüzölçümündeki kısmın tespitinin iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükmün, davalı ... vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine onanmasına karar verilmiş; davalı ... vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
    Mahkemece, davaya konu taşınmaz bölümlerinin kadim mera olmadığı, uzun zamandır tarımsal faaliyetlerde kullanılan çayır vasfında alanlar olduğu, bitki örtüsü, bitki türü ve gelişimi ile toprak yapısı ve toprak özellikleri yönünden mera parsellerinden farklılık gösterdiği, harita mühendisi bilirkişisinin raporunda 1947-1983 ve 2004 yıllarına ait hava fotoğraflarının çakıştırılmasında davacı ...'ın dava konusu etmiş olduğu alanların çayır vasfında olduğunun belirtildiği, davacı ...'ın dayanağı 04.04.1955 tarihli ve 1 sıra numaralı tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsadığı fakat tapu kaydının gayri sabit hudutlu olduğu ve miktarına göre kapsamının belirlenmesi gerektiğinin anlaşıldığı, fen bilirkişisinin raporunda tapu kaydının miktarının B harfi ile gösterilen alan, tapu kayıt miktar fazlasının ise A ile gösterilen alan olup geçmişten bugüne davacıların zilyetliğinde olduğu ve çayır olarak kullanıldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca aynı çalışma alanında zilyetliğe dayanılarak kuru arazide 100, sulu arazide ise 40 dönüm miktarındaki arazinin kazanılması da göz önünde tutularak dava konusu fen bilirkişisi rapor doğrultusunda ekli krokide A ve B harfiyle gösterilen toplamda 38.357,59 m2 (A:4.595,00 m2, B:33.762,59 m2) yüzölçümlü taşınmaz bölümü yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
    Bozma sonrası yapılan keşifte davacı vekili dayandıkları tapu kaydının dava dışı olup çekişmeli taşınmaz bölümlerinin batısında yer alan 108 ada 8 parsel ile davaya konu taşınmaz bölümlerini bir bütün olarak kapsadığını iddia etmiş; yine dinlenen mahalli bilirkişi ve tespit tanıkları da çekişmeli taşınmaz bölümlerinin mera olmadığını, taşınmazın batısında yer alan komşu dava dışı 108 ada 8 parsel ile dava konusu taşınmaz bölümlerinin bir bütün olarak kullanıldığını ve toprak yapısı ve bitki örtüsü bakımından da çekişme konusu alanın meradan ayrıldığını bildirmiş, davacı tarafın dayandığı ve kadastro sırasında revizyon görmediği anlaşılan 04.04.1955 tarihli ve 1 sıra numaralı tapu kaydının çekişmeli taşınmaz bölümleri ile dava dışı 108 ada 8 parseli bir bütün olarak kapsadığını beyan etmişlerdir.
    Diğer taraftan çekişmeli taşınmaz bölümlerinin batısında paftada dere olarak gösterilen yerden sonra gelen 108 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 60.150,47 metrekare yüzölçümlü olarak belgesiz zilyetlikten ... adına tespit ve tescil edilip akabinde iş bu dosya davacısı ... ve arkadaşları adına kayden intikal ettiği anlaşılmaktadır.
    Her ne kadar mahkemece dayanılan tapunun dava konusu yere aidiyeti hususunda yapılan uygulama yetersiz ve buna ilişkin teknik bilirkişi raporu da denetime elverişsiz ise de iddianın ileri sürülüş biçimine (yani dayanak kaydın komşu 108 ada 8 parsel ile dava konusu taşınmaz bölümlerini kapsadığına ilişkin davacı taraf beyanına) ve kayıt hudutları itibariyle değişebilir sınırlar ihtiva ettiğinden miktarı ile geçerli olduğuna göre bu tapunun miktarının zaten komşu 108 ada 8 parselden elde edildiğinin kabulü zorunludur.
    Öte yandan her ne kadar davaya konu taşınmaz bölümlerinin mera olmadığı bilirkişi ve tanıklarca ifade edilmiş ve zirai bilirkişi raporunda da toprak yapısı ve bitki örtüsü itibariyle meradan ayrıldığı bildirilmiş ise de rapora ekli fotoğraflar incelendiğinde; davaya konu taşınmaz bölümlerinin çekişmeli 108 ada 50 sayılı mera parseli ile bir bütün görüntü arz ettiğine, arada doğal ve yapay ayırıcı bir unsur bulunmadığına, A ve B bölümlerinin üç hududu 108 ada 50 nolu mera parseli ile çevrili olduğuna göre meradan açıldığının kabulü gerekir.
    Meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi neye ulaşırsa ulaşsın kazanılamayacağına ve sürülmek suretiyle mera bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi bunun mera niteliğini ortadan kaldırmayacağına göre Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken A ve B ile gösterilen bölümlerin davacı ... adına tesciline karar verilmesi isabetsiz olup hükmün açıklanan bu nedenlerle bozulması gerekirken, sehven onandığı bu kez yapılan inceleme neticesinde anlaşıldığından, onama kararının kaldırılarak Yerel Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 442/3. maddesi gereğince, davalı ... vekilinin karar düzeltme isteğinin yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne; Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 8.6.2021 tarihli ve 2019/2071 Esas, 2021/5008 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 10.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi