14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/17753 Karar No: 2020/5669 Karar Tarihi: 30.09.2020
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/17753 Esas 2020/5669 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalılar 104 ada 16 parsel sayılı taşınmazda pay satın almışlardır ve davacılar önalım hakkı nedeniyle tapuda davalılar adına kayıtlı payların iptali ile davacılar adına eşit oranda tescilini talep etmişlerdir. Mahkeme, bir kısım davacılar yönünden davanın reddine karar verirken, diğer davacılar yönünden ise davalılar adına kayıtlı olan hisselerin tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline hükmetmiştir. Davalıların temyiz itirazı üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, somut olayda fiili taksimin varlığının araştırılmaması nedeniyle kararın bozulması gerektiğine karar vermiştir. TMK'nin 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı gereği önalım hakkı kullanımının kötüniyetle bağdaşmaması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddedilmesi gerektiği ve bu durumun davalı tarafından kanıtlanması gerektiği ifade edilmiştir. Kararın kanun maddeleri arasında HMK'nin 259/2. maddesi yer almaktadır.
14. Hukuk Dairesi 2016/17753 E. , 2020/5669 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.02.2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne, bir kısım davalılar yönünden reddine dair verilen 07.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacılar vekili, davalıların 104 ada 16 parsel sayılı taşınmazda farklı tarihlerde pay satın aldığını, resmi senette gösterilen bedellerin muvazaalı olduğunu belirterek önalım hakkı nedeniyle tapuda davalılar adına kayıtlı payların iptali ile davacılar adına eşit oranda tescilini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, bir kısım davacılar yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davacılar yönünden ise 104 ada 16 parsel sayılı taşınmazda davalılar adına kayıtlı olan hisselerin tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalılardan ... vekili temyiz etmiştir. Önalım davasına konu paya ilişkin taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nin 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir. Davalı taraf eylemli paylaşma iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Davalı eylemli paylaşma savunmasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlayabilir. Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazda fiili taksim bulunduğu ileri sürülmüş, mahkemece keşif icra edilerek fiili taksim hususunda tanıklar dinlenmiş ve beyanlarında paylaşımdan bahsetmiş olmalarına karşın tanıklardan ayrıntılı olarak kimin nereyi kullandığı sorularak açıkça belli edilmemiştir. Yukarıdaki açıklanan ilkeler gereğince davalının ileri sürdüğü fiili taksim savunmasının araştırılması, yerinde keşif yapılarak HMK 259/2. maddesi gereğince tarafların tanıkları ve gerek görülürse yöreyi iyi bilen mahalli bilirkişiler taşınmaz başında dinlenerek tüm taraf delilleri toplanıp özellikle zeminde davacıların ve davalılara pay satanların kullandığı yer olup olmadığı bu bölümlerin kullanımına itirazın bulunup bulunmadığı hususu üzerinde durularak çelişkili beyanlar varsa giderilerek ve tanıklarca gösterilecek yerler fen bilirkişisi tarafından düzenlenecek krokide denetime elverişli şekilde işaretlenmek suretiyle eylemli paylaşım olup olmadığı tespit edilerek, sonucuna göre fiili taksim var ise davanın reddi, fiili taksimin tespit edilememesi halinde ise şimdiki gibi karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.