Esas No: 2021/10149
Karar No: 2022/5909
Karar Tarihi: 24.03.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/10149 Esas 2022/5909 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, sanık hakkında 5607 sayılı yasaya muhalefetten dava açılmıştır. Yerel mahkeme, savunma alınmadan yazılı şekilde sanık hakkında beraat kararı vermiştir. Ancak, mahkeme hükmü, yapılan temyiz itirazları nedeniyle bozulmuştur. Temyiz incelemesinde, sanığın suçu işlediği tarih ve ele geçirilen eşyanın niteliği dikkate alınarak, 6455 ve 7242 sayılı yasalarla değiştirilen 5607 sayılı Yasaya göre cezanın yeniden belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, TCK'nun 53. maddesinin uygulanması açısından Anayasa Mahkemesinin kararı göz önünde bulundurulması gerektiği ifade edilmiştir. Mahkemenin müsaderesine karar verdiği eşyalar konusunda da yanlış değerlendirmeler yapıldığı belirtilmiştir. Yasaların uygulanmasında yapılan hatalar nedeniyle hüküm bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 5607 sayılı Yasanın 3/18, 3/5, 3/10, 3/22, 5/2, 13/1. maddeleri
- 6455 sayılı Yasa
- 6545 sayılı Yasa
- 7242 sayılı Yasa
- 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi, 54/1, 54/4. maddeleri ve geçici 12. maddesi
- CMK'nun 193, 147, devamı maddeleri ve
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM :Sanık ... hakkında hükümlülük, müsadere, tasfiye; Sanık ... hakkında beraat
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I- Katılan ... İdaresi vekilinin münhasıran sanık ... hakkındaki beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Mahkemeye gelmemiş olan sanık hakkında duruşma yapılamayacağına ilişkin temel kuralın istisnalarından biri olarak öngörülen ve ancak derhal beraat kararı verilebilecek hallerde sınırlı olarak uygulama yeri bulunan 5271 sayılı CMK'nun 193. maddesinin söz konusu olayda uygulamasının mümkün bulunmadığı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun ve özel dairelerin uyum gösteren kararlarının da bu yönde olduğu gözetilmeden, CMK'nun 147 ve devamı maddeleri uyarınca sanık ...’ın savunması alınıp, sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, savunma alınmadan, oluşa uymayan gerekçelerle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
Yasaya aykırı, katılan ... İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
II- Sanık ... müdafiinin temyiz isteminin incelenmesinde ise;
1- Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 11.04.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren halen yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca, kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesi’ne ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. madde ve fıkralarının somut olaya uygulanarak, belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2- Sanık hakkında verilen gün adli para cezasının bir gün karşılığı 20,00 TL üzerinden hesaplanması sırasında uygulama maddesinin TCK'nun 52/2. maddesi yerine, aynı Yasanın 50/1. maddesi olarak gösterilmesi suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
3- TCK'nun 53. maddesinin uygulanması açısından 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E. - 2015/85 K. sayılı kararı gözönünde bulundurularak hüküm oluşturulmasının gerektiğinin gözetilmemesi,
4- Suçta kullanılan nakil aracının 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi yollaması ile 5237 sayılı Yasanın 54/1. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde “TCK 54. maddesi gereğince müsaderesine" hükmedilmesi,
5- Suça konu kaçak eşyanın 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK'nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesi ile yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde tasfiyesine de karar verilmesi,
6- Suçtan doğrudan zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’nun davaya katılan olarak kabulü ve de Gümrük İdaresi ile birlikte vekalet ücretinin hangi kurum lehine takdir edildiğinin belirtilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.