Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/14660
Karar No: 2013/1484
Karar Tarihi: 05.02.2013

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/14660 Esas 2013/1484 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2012/14660 E.  ,  2013/1484 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.03.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.04.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Dava, davacı ...’un hissedarı bulunduğu 522 ada 9 sayılı parsel ile davacı ... ...’a ait 524 ada 8 sayılı parsel yararına, davalılara ait 524 ada 57 sayılı parsel üzerinden geçit hakkı tesisi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile davalılara ait 524 ada 57 sayılı parselden, davacılara ait 522 ada 9 ve 524 ada 8 sayılı parseller yararına 17.11.2011 tarihli bilirkişi raporunda (D), (E) ve (F) ile gösterilen, 205,15 m2’lik kısmından geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalılar temyiz etmiştir.
    Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır, Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
    Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
    Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf
    değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
    Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
    Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
    Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
    Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
    Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 maddesi uyarınca tapu kaydının beyanlar hanesine şerhi de gereklidir.
    Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
    Bu bilgiler ışında somut olaya bakıldığında;
    Dosya içinde mevcut dava konusu taşınmazları gösterir paftada görünmeyen ancak 17.11.2011 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu 524 ada 57 sayılı parsel üzerinden alternatifler belirlenerek geçit tesis edilebileceği belirtilen yolun imar yolu olduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporundan alternatif olarak belirlenip bağlantı kurulan bu imar yolunun zeminde açık olup olmadığı
    anlaşılamamaktadır. Yine bilirkişi raporunda dördüncü seçenek olarak gösterilen ve davacı ... ...’a ait 524 ada 8 sayılı parselin güney kısmında, kadastro paftasında görünmeyen imar yolunun mevcut olduğu belirtilmiş ancak bu imar yolunun da zeminde açık olup olmadığı anlaşılamadığı gibi genişliği de belirtilmemiştir.
    Bilirkişi raporunun ilk sayfasında, 524 ada 8 sayılı parselin güney kısmındaki imar yolunun 3 metreye genişletilerek 522 ada 16 sayılı parselin (J) ile gösterilen kısmından geçit hakkı tesis edilebileceği bildirilmiştir. 524 ada 8 sayılı parselin güney kısmında raporda belirtilen imar yolunun zeminde mevcut olması halinde bu parselin mutlak geçit ihtiyacının olmadığı ancak mevcut imar yolunun genişliğine göre nispi geçit ihtiyacında olabileceği anlaşılmaktadır.
    Bu tespitlerden sonra mahkemece, 522 ada 16 sayılı parselin tapu kaydı getirtilip, bu parselin malik veya maliklerinin de davaya katılımı sağlanarak, mahallinde yeniden keşif yapılıp, bilirkişi raporuna ekli krokide görünen 16 sayılı parselin doğusundaki imar yolu zeminde mevcut ise, 524 ada 8 sayılı parselin imar yolunun genişliğine göre nispi geçit yetersizliği bulunduğu takdirde 16 sayılı parsel üzerinden 8 sayılı parsel yararına krokide belirtilen (J) ile gösterilen kısımdan geçit tesisine, yine 522 ada 9 parsel yararına 524 ada 8 sayılı parselin (I) ile 16 sayılı parselin de (J) ile gösterilen kısımlarından geçit tesisine karar verilmesi gerekir.
    İmar yolu ve yolları zeminde mevcut değil ise, yukarıda belirtilen ilkelere göre belirlenen tüm alternatifler üzerinden, gerekirse davacıların parselleri ayrı ayrı değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırmaya dayalı olarak ve kesintisizlik ilkesine aykırı ve infaza da elverişli olmayacak şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiş, kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 05.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi