6. Hukuk Dairesi 2021/818 E. , 2021/1398 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
İLK DRC. MHK. : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, iflas yolu ile adi takipte itirazın kaldırılması ve iflas istemine ilişkin olup mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23.Hukuk Dairesince iflasla ilgili kararların on gün içinde istinaf edilebileceği, kanunda açıkça belirlenmiş sürelerin hakim tarafından değiştirilemeyeceği, kararda istinaf süresinin iki hafta olarak gösterilmesinin sonuca etkili olmadığı, mahkemenin gerekçeli kararının davacıya tebliğinden itibaren on günlük istinaf süresi geçtikten sonra istinaf başvurusunda bulunulduğu gerekçesiyle istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Anayasa Mahkemesi"nin 26.02.2015 tarih ve 2013/3954 Başvuru sayılı kararında;
""Mahkemeye erişim hakkı adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından biridir. Mahkemeye ulaşmayı aşırı derecede zorlaştıran ya da imkânsız hale getiren uygulamalar mahkemeye erişim hakkını ihlâl edebilir. Bununla birlikte dava açma ya da kanun yollarına başvuru için belli sürelerin öngörülmesi, bu süreler dava açmayı imkânsız kılacak ölçüde kısa olmadıkça hukuki belirlilik ilkesinin bir gereğidir ve mahkemeye erişim hakkına aykırılık oluşturmaz. Ne var ki öngörülen süre koşullarının açıkça hukuka aykırı olarak yanlış uygulanması ya da yanlış hesaplanması nedeniyle kişiler dava açma ya da kanun yollarına başvuru hakkını kullanamamışsa mahkemeye erişim hakkının ihlâl edildiğinin kabulü gerekir (B. No: 2013/1718, 2/10/2013, § 27).
Anayasa Mahkemesi, mahkemelerce kanun yolu sürelerinin yanlış yazılması nedeniyle tarafların yanıltılması halinde hak ihlalinin oluştuğuna karar vermekle birlikte tazminata ilişkin talepleri "Yargıtay tarafından hak ihlalinin bu aşamada giderilmesi mümkün bulunduğu" gerekçesiyle reddedilmektedir. Bu gerekçe mahkemeler tarafından kanun yolu bakımından yanıltılan tarafın belirlenen süre içinde Kanun yoluna başvurulduğu takdirde Yargıtay tarafından inceleme yapılmasının mümkün olduğuna işaret etmektedir. Bu nedenlerle Kanun yolu denetimi yapan istinaf mahkemeleri ve Yargıtay"ın mahkemenin belirlediği sürede kanun yoluna başvurulması halinde istinaf incelemesi veya temyiz incelemesi yapması gerekir.
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesi"nce iflas davası hakkında verilen hükmün istinaf yoluna başvuran davacılar vekiline 07.07.2019 günü tebliğ edildiği ve davacılar vekilince, istinaf yoluna başvurma dilekçesinin İİK"nın 164. maddesinde öngörülen 10 günlük yasal süre geçirildikten sonra, fakat 2 hafta içerisinde 18.07.2019 tarihinde verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece gerekçeli kararda istinaf süresinin 2 hafta olarak belirlendiği, bu sürenin genel hükümler çerçevesinde belirlenen ve Kanunda yazılı olan bir süre olup, tarafın yanılmasına sebep olabilecek mahiyette bulunması sebebiyle mahkemenin, tarafı Kanun yolu süresi bakımından yanıltmış olması karşısında davacı vekilinin istinaf isteminin süresinde olduğunun kabulünde zorunluluk vardır. Bu nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulüyle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi"nin, istinaf isteminin süre yönünden reddine ilişkin kararı yerinde görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin, istinaf isteminin süre yönünden reddine ilişkin 02.10.2019 tarih ve 2019/2030 Esas, 2019/1503 karar numaralı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, istinaf incelemesi yapılmak üzere dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 11.11.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.