Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3056
Karar No: 2020/3436
Karar Tarihi: 15.06.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3056 Esas 2020/3436 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/3056 E.  ,  2020/3436 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde, davalı ...Ş. vekili ve davalı ... .... Hizm. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, davalı tarafa ait araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile meydana gelen kazada davacıların yaralandığını açıklayıp, fazlaya dair haklarını saklı tutarak davacı ... için 100,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi, ... için 100,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi, ... için 100,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi, ... ve ... için 2.500,00"er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (sigorta şirketi sadece maddi tazminattan sorumlu olarak) tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davacılar vekili ıslah ile maddi tazminat talebi miktarı toplamını bilirkişi raporu doğrultusunda ... için 7.036,65 TL"ye, ... için 2.232,54 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, 26/06/2012 tarih 2009/13 Esas 2012/259 Karar sayılı kararı ile "davalı Turizm Eğitim Sağlık Hizmetleri A.Ş hakkındaki davanın husumetten reddine, maddi tazminat davalarının ve manevi tazminat davalarının kabulüne" karar verilmiş; bu karar Dairemizin 26/11/2013 tarih, 2012/15725
    Esas, 2013/16572 sayılı kararı ile "kusur ve tazminata ilişkin hesaplamalarda usulsüzlük bulunmadığı, manevi tazminatın takdirinin yerinde olduğu belirlenerek 2.150,00 TL hasar bedeline hükmedildikten sonra bu miktarın işgöremezlik tazminatı içinde de değerlendirilerek mükerrer hüküm kurulduğundan, tıbbi raporların hüküm vermeye yetersiz olduğundan, iş göremezlik süreleri konusunda Sosyal Sigortalar Sağlık İşleri Tüzüğüne uygun tıbbi rapor alınarak bakıcı gideri ile iş göremezlik tazminatı hesaplanması gerektiği” gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece, Dairemizin ilgili bozma ilamına uyulmasına karar verilerek toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı Turizm Eğitim Sağlık Hizmetleri AŞ aleyhine verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat hakkında verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacı ..."ın açtığı davanın kabülü ile 7.036,65 TL maddi tazminatın davalı ... ve ... Yayın Hizmetleri A.Ş. için kaza tarihi olan 13/01/2008 tarihinden, davalı ... için dava tarihi olan 12/01/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı ..."ın açtığı davanın kabulü ile; 82,54 TL geçici iş göremezlik zararı, 2.150,00 TL araç zararı toplamı 2.234,54 TL tazminatın davalı ... ve ... Yayın Hizmetleri AŞ için kaza tarihi olan 13/01/2008, davalı ... için dava tarihi olan 12/01/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacı ... Nar için açılan davanın kısmen kabulü ile; 50,00 TL maddi tazminatın davalı ... ve ... Yayın Hizmetleri AŞ için kaza tarihi olan 13/01/2008, davalı ... için dava tarihi olan 12/01/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ...Ş. vekili ve davalı ... Telv. Yay. Hizm. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-6100 sayılı HMK geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 1.1.2017 tarihinden itibaren 2.270,00 TL’ye çıkarılmıştır.
    Mahkemece davacı ... için 82,54 TL geçici iş göremezlik zararı, 2.150,00 TL araç zararı toplamı 2.234,54 TL maddi tazminata, davacı ... Nar için 50,00 TL maddi tazminata hükmedilmiştir.
    Temyize konu maddi tazminata ilişkin karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden davalılar bakımından kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Bilindiği üzere Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesinde; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesi getirilmiştir.
    Buna göre bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini kendiliğinden araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar.
    Hakim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendini denetler. Üst mahkeme de, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz (Kuru, .../ ..., .../ ..., ...; Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı 6100 sayılı HMK’na Göre Yeniden Yazılmış, 22 Baskı, Ankara 2011, s.472).
    Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk
    denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
    Yukarıda vurgulanan hususlar, Hukuk Genel Kurulu"nun 19.04.2006 gün ve E:2006/4-142, K:229; 05.12.2007 gün ve E:2007/3-981, K:936; 23.01.2008 gün ve E:2008/14-29, K:4; 19.03.2008 gün ve E:2008/15-278, K:254; 18.06.2008 gün ve E:2008/3-462, K:432; 21.10.2009 gün ve E:2009/9-397, K:453; 24.02.2010 gün ve E:2010/1-86, K:108; 28.04.2010 gün ve E:2010/11-195, K:238; 22.06.2011 gün ve E:2011/11-344, K:436; 08.02.2012 gün 2011/10-726 E, 2012/57 K; 28.09.2012 gün 2012/3-444 E, 2012/638 K; 16.03.2012 gün 2012/2-97 E, 2012/203 K sayılı kararlarında da, benimsenmiştir. Yine 07.06.1976 gün ve 3/4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde yer alan “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklama ile de aynı ilkeye, vurgu yapılmıştır.Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa’nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesi, işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir. mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi hukuksal değerlendirmeler de bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.
    Anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama gerek yargı erki ile yargıcın, gerek mahkeme kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
    Bununla birlikte; Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının da açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar;kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere
    dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
    Somut uyuşmazlıkta; açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek Mahkemece; gerekçe kısmında,“doktor bilirkişi ile birlikte oluşturulan son heyet raporunda davacı ..."ın karşılanmayan iş göremezlik zararı olmadığının ve bakıcı giderinin 2.624,92 TL olacağının hesaplandığı, bu davacının toplam 3.588,99 TL tedavi ve bakıcı gideri olmasına rağmen sehven haketmediği iş göremezlik zararı da hesaplanarak bu miktarın hüküm altına alındığı, aslen davacı ..."ın bakiye geçici iş göremezlik zararı bulunmadığı, zararının SGK ödemesi ile karşılandığı, kısa kararda ... hakkında verilen hükmün yanlış kurulduğu, kararın değiştirilmesinin mümkün olmadığı tüm dosya kapsamı ile anlaşıldığından aşağıdaki şekilde karar vermek yönünde vicdani kanaat hasıl olmuştur.” yazılmasına ve davacı ...’ın bakiye geçici iş göremezlik zararı bulunduğu kabul edilmesine rağmen “davacı ..."ın açtığı davanın kabülü ile 7.036,65 TL maddi tazminatın davalı ... ve ... Yayın Hizmetleri AŞ için kaza, davalı ... için dava tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine” karar verildiği, böylece gerekçe ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi gereğince hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
    3-20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kararı doğrultusunda, darbe teşebbüsü ve terörle mücadele çerçevesinde alınması zaruri olan tedbirler kapsamında çıkarılan 03.10.2016 tarihli 675 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Dava ve Takip Usulü başlıklı 16. maddesinde;
    “MADDE 16- (1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle red kararı verilir. Bu kararlar
    duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
    (2) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce başlatılan icra ve iflas takipleri ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen takipler hakkında icra müdürlüklerince, 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesi uyarınca düşme kararı verilir. Bu kararlar dosya üzerinden kesin olarak verilir ve takip alacaklısına resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı takip giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
    (3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler veya kapatılma ya da resen terkin üzerine Maliye Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine 17/8/2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verilir.
    (4) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca verilen kararlarda davacı veya alacaklının 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinde belirtilen usule uygun olarak ilgili idari makama, tebliğ tarihinden itibaren otuz günlük hak düşürücü süre içinde başvurabileceği belirtilir. İdari başvuru üzerine idari merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabilir. İdari yargının verdiği karar kesin olup, uyuşmazlık adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılamaz.” hükmü getirilmiştir.
    Dava dosyası 675 Sayılı KHK"nın 16/1. maddesi kapsamında değerlendirildiğinde mümeyyiz davalı ... Televizyon Yayın Hizmetleri A.Ş"nin 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurumlara ilişkin listede yer aldığı ve kapatıldığı anlaşıldığından anılan davalı hakkında 675 Sayılı KHK"nın 16. maddesi kapsamında
    değerlendirme yapılabilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.
    4-Bozma nedenine göre, davalı ...Ş. vekili ve davalı .... Yay. Hizm. A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    5-Gerekçeli karar başlığında, dava dilekçesinde davalı olarak Kanal Türk- ... Televizyon Yayın Hizmetleri Anonim Şirketi gösterilmesine rağmen davalı olarak sadece ... Televizyon Yayın Hizmetleri Anonim Şirketi yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak değerlendirilmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...Ş. vekili ve davalı ... Televizyon Yay. Hizm. A.Ş. vekilinin temyiz dilekçelerinin ... ve ... yönünden verilen maddi tazminat hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ...Ş. vekilinin, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Telv. Yay. Hizm. A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı ...Ş. vekili ve davalı ... Telv. Yay. Hizm. A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar Allianz Sigorta A.Ş. ve ... Telv. Yay. Hizm. A.Ş."ye geri verilmesine 15/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi