Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/890 Esas 2020/3435 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/890
Karar No: 2020/3435
Karar Tarihi: 15.06.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/890 Esas 2020/3435 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davanın konusu, davacının sigorta poliçesi ile sigortalı olan işyerinde meydana gelen aşırı yağış sonucu oluşan su baskını nedeniyle sigortalıya yapılan ödemenin davalıdan rücuen tahsili için açtığı dava ve borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebidir. Mahkeme, deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davalının rögar kapaklarının açılmasının hasarın nedeni olmadığını belirterek davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, davada sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğunu ve davanın HMK'nın 114/1-c maddesi gereğince görevsizlik nedeniyle HMK'nın 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun sulh hukuk mahkemelerinin görevi başlıklı 4/(1-a) hükmü de bu kararla beraber açıklanmıştır.
Kanun Maddeleri:
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun sulh hukuk mahkemelerinin görevi başlıklı 4/(1-a) hükmü
17. Hukuk Dairesi         2018/890 E.  ,  2020/3435 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; davalının maliki ve aynı zamanda yönetimini üstlendiği,müvekkili şirket nezdinde ... Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan işyerinde 19.10.2010 tarihinde meydana gelen aşırı yağış sırasında davalının rögar kapaklarını açması nedeniyle su basması olduğu ve hasar oluştuğunu bu hasar nedeniyle sigortalıya 11.664.00 TL ödeme yapıldığını, dava dışı sigortalısının halefi olduğunu, yapılan ödemenin rücuen tahsili için davalı aleyhine Aydın 2. İcra müdürlüğünün 2011/12143 sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, ödeme emri tebliğine rağmen, borç ödenmediği gibi borca itiraz edildiğinden takibin durdurulduğunu, itirazın haksız olup, iptalinin gerektiğini beyanla borçlunun icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, %20"den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili;zararın meydana gelmesinde müvekkilinin bir kusuru bulunmadığını, şiddetli yağış nedeniyle zararın meydana geldiğini, beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
    Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalının rögar kapaklarını açması ile oluşan hasarın meydana gelmesi arasında illiyet bağının gerçekleşmediği, hasarın ani ve doğal afet niteliğindeki aşırı yağışlar nedeniyle yağmur suyu sisteminin bu yağışı
    kaldırmaması ve geri tepmesi nedeniyle oluştuğu, rögar kapaklarının açılmasının yada açılmamasının doğal afet niteliğindeki yağışın oluşturduğu hasarı etkilemeyeceği gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun sulh hukuk mahkemelerinin görevi başlıklı 4/(1-a) hükmü: “Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler” şeklindedir.
    Davanın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun yürürlük tarihinden sonra 28/06/2013 tarihinde açılmış olmasına ve yukarıda belirtilen yasa hükmüne göre kira ilişkisine dayalı uyuşmazlıklarda sulh hukuk mahkemesinin görevli olmasına ve mahkemenin gerekçesinde kira sözleşmesinin değerlendirilmesine göre mahkemece, davanın HMK"nın 114/1-c maddesi gereğince görevsizlik nedeniyle HMK"nın 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1)numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.