2. Hukuk Dairesi 2014/10032 E. , 2014/20916 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ankara 1. Aile Mahkemesi
TARİHİ :03.02.2014
NUMARASI :Esas no:2013/367 Karar no:2014/82
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı (koca) tarafından; tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Hakim tarafların "talep sonuçlarıyla" (HMK m. 119,1/ğ) bağlıdır. Hakim "başka birşeye" karar veremeyeceği (HMK m. 26) gibi Türk Hukukunu da re"sen uygulamak zorundadır (HMK md. 33).
Davacı kadın tarafından dava münhasıran Türk Medeni Kanununun 162. maddesine dayalı olarak pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma istemiyle açılmıştır. Davacının talep sonucu bu şekilde olduğu için delillerin bu çerçevede değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken talep sonucunda bulunmayan Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi hükmüne karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyize konu sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.27.10.2014(Pzt.)
KARŞI OY YAZISI
Davacı, dava dilekçesinde boşanma davasını hem Türk Medeni Kanununun 162"nci maddesinde düzenlenen "pek kötü ve onu kırıcı davranışına" hem de genel boşanma sebebi olan "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" nedenine dayandığı görülmektedir. Mahkeme, davacının boşanma talebini kabul ederek "evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı (TMK.md.166/1-2)" gerekçesiyle tarafların bşanmasına karar vermiştir. Zaten 162"nci maddeye dayalı bir boşanma talebinin içinde "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" sebebine dayanan boşanma talebinide kapsadığı kabul edilmelidir. Toplanan delillerden davalı kocanın, eşinin ve evinin ihtiyaçlarını karşılamayarak, evlilik birliğinden kaynaklanan görevlerini yerine getirmediği, eşinin hastalığında tedavisiyle ilgilenmediği ve eşini başka bir kadınla aldatarak sadakatsiz davranışlar içine girdiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte davalı kocanın kusurlu davranışlarıyla ulaşılan bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Bu sebeple davacı dava açmakta haklı olup, tarafların Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Boşanma kararının Türk Medeni Kanununun 162"nci maddesine değil de, aynı kanununun 166/1. maddesine dayanılarak verilmiş olmasında, davalı koca yönünden sonucu değiştirmeyecektir. Bu nedenle, davalının temyiz itirazlarının reddi ve yasaya uygun olan hükmün onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.
KARŞI OY YAZISI
Davacı, dava dilekçesinde iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları bildirmiştir. Bildirilen bu vakılara göre, boşanma davasının, hem Türk Medeni Kanununun 162"nci maddesine düzenlenen “pek kötü ve onur kırıcı davranışa” hem de genel boşanma sebebi olan “evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına” dayandığı görülmektedir. Başka bir ifade ile dava, münhasıran Türk Medeni Kanunun 162"nci maddesinde yer alan “pek kötü ve onur kırıcı davranış” sebebine dayalı değildir. Böyle kabul edilse bile, Yasanın 162"nci maddesinde gösterilen boşanma sebebi, aynı Yasanın 166/1. maddesinde yer alan “evlilik birliğinin temelinden sarssılmasına yol açan” sebebi de oluşturur ve 166/1"deki genel boşanma sebebiyle çatışmaz. Dolayısıyla 162"nci maddeye dayalı bir boşanma talebinin içinde, “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” sebebiyle boşanma isteği de esasen mündemiçtir. Davalının, evine bakmadığı, eşinin ihtiyaçlarını karşılamadığı, evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği, eşinin hastalığında tedavisiyle ilgilenmediği ve eşini bir başka kadınla aldattığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte davalının kusuru ile ulaşılan bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Bu sebeple davacı dava açmakta haklı olup, tarafların boşanmalarına karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Boşanma kararının Türk Medeni Kanununun 162" nci maddesine değil de, aynı Yasanın 166/1. maddesine dayanılarak verilmiş olması, delillerin 162"nci madde çerçevesinde değerlendirilmesi halinde dahi, netice değişmeyeceğine göre, davalı bakımından sonuca etkili husus değildir. Bu bakımdan, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediği gibi, diğer hususlara ilişkin temyiz itirazları da yerinde görülmediğinden reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma kararına katılamıyorum.