Esas No: 2021/11777
Karar No: 2022/2294
Karar Tarihi: 14.03.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/11777 Esas 2022/2294 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit edilen bazı taşınmazlarla ilgili olarak davacıların açtığı davaların kabul edilmesine karar vermiştir. Ancak, Hazine'nin daha önce aynı taşınmaza ilişkin feragat kararı bulunduğundan ve bu kararın kesinleştiğinden bahisle, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Kararda, davadan feragatin açık, kesin ve koşulsuz olması gerektiği vurgulanmıştır. Mahkeme, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarını kabul ederek, hükmün bozulmasına karar vermiştir.
Kanun Maddeleri: HMK'nin 307. ve 311. maddeleri, 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi, 1086 sayılı HUMK'un 428. ve 440/I maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... ilçesi ... Köyü çalışma alanında 1984 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında, 252, 253, 254, 255, 257, 258, 259, 260 ve 261 parsel sayılı münferit yüzölçümdeki taşınmazlar, tapu kaydı nedeniyle sulu tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş ve davacıların Kadastro Komisyonuna yaptıkları itiraz ayrı ayrı reddedilmiştir.
Davacı ... (asıl dava), satınalma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 254 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemiyle; davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 252 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemiyle; davacı ..., satınalma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 253 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemiyle; davacı ..., satınalma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 255 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemiyle; davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 257 parsel sayılı taşınmazın babası ... Tekin mirasçıları adına tescili istemiyle; davacı ..., satınalma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 258 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemiyle; davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 259 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemiyle; davacı ..., satınalma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 260 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemiyle ve davacı Şeyhmus Aras ise, vergi kaydı, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 261 parsel sayılı taşınmazın adına tescili isemiyle ayrı ayrı dava açmışlar ve yargılama sırasında vefat eden davacıların mirasçılarının yöntemince davaya katılımları sağlanmıştır.
Mahkemece, dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, çekişmeli 252 parsel sayılı taşınmazın ... adına, 253 parsel sayılı taşınmazın ... adına, 254 parsel sayılı taşınmazın ... mirasçıları adına, 255 parsel sayılı taşınmazın Şeymus Yılmaz mirasçıları adına, 257 parsel sayılı taşınmazın ... adına, 258 parsel sayılı taşınmazın ... mirasçıları adına, 259 parsel sayılı taşınmazın ... adına, 260 parsel sayılı taşınmazın ... mirasçıları adına, 261 parsel sayılı taşınmazın ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davalı Hazinenin, dava konusu yer hakkında ... nedeniyle daha önce verilmiş davanın reddine ilişkin yargı ilamı şeklindeki kesin hüküm göz önüne alındığında, aynı taşınmaza ilişkin hak talep edemeyeceği gerekçesiyle, davacıların davalarının kabulüne karar verilmiş ise de, verilen bu karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Şöyle ki; bilindiği üzere davadan ..., HMK’nin 307. maddesinde, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmış; aynı Kanunun 311. maddesinde ise feragatin, kesin hüküm gibi hukukî sonuç doğuracağı açıklanmıştır. ..., Hukuk Genel Kurulu'nun 22.02.2012 tarih ve 2011/2-733 Esas, 2012/87 Karar sayılı kararında da vurgulandığı gibi, açık ve seçik olarak yapılmalıdır. Çünkü, ... sadece mevcut davadan değil o dava ile istenen haktan da vazgeçme anlamına gelmektedir. Davadan ... neticesinde, feragata konu teşkil eden hak tamamen düşer ve artık bir daha dava konusu yapılamaz. Bu bakımdan, davadan veya herhangi bir haktan feragatin açık, kesin ve koşulsuz olması kanun gereğidir.
Somut olaya gelince; dosya kapsamı ve bilirkişi raporlarına göre çekişmeli taşınmazlar, kadastro tespitine esas alınan ve Hazine adına kayıtlı bulunan Eylül 1931 tarih ve 348 nolu tapu kaydının kapsamında kalmaktadır. Kadastro tespit tarihinden önce 1961 yılında Hazine tarafından davacıların bayii Kamil Şemin aleyhine, aynı tapu kaydına dayanılarak müdahalenin men’i ve ecrimisil talepli açılan davada, Hazine temsilcisinin davadan feragati neticesince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1961/77 Esas, 1963/14 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği ve bu kararın temyizsiz kesinleştiği; yine Hazine tarafından aynı tapu kaydına dayanılarak davacıların murisi ve bayiileri aleyhine 1967 yılında açılan müdahalenin men’i ve ecrimisil davasında da Hazine temsilcisinin davadan feragati neticesince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1967/23 Esas, 1970/5 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği ve bu kararında temyizsiz kesinleştiği anlaşılmaktadır. Söz konusu dava dosyalarındaki Hazine temsilcisinin davadan feragati, dayanak Eylül 1931 tarih ve 348 nolu tapu kaydına dayanan mülkiyet hakkından ... niteliğinde olmayıp, müdahalenin men’i dosyalarının davalıları (davacıların murisleri ve bayiileri) aleyhine açılan haksız işgalin sonlandırılmasına ilişkin dava hakkından ... niteliğindedir. Başka bir anlatımla, söz konusu dosyaların davacısı Hazinenin feragati, tapu sicilinde kayıtlı taşınmazına ilişkin o dosyanın davalılarının haksız işgaline karşı koymadığıyla ilgilidir. Müdahalenin men’i davaları kendine münhasır davalardan olup, dava tarihindeki haksız işgale yönelik olarak açıldığından bu davalarda verilen kararlar sonraki tarihlerde gerçekleşecek haksız işgaller yönünden kesin hüküm teşkil etmemektedirler.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davalı Hazinenin tapu kaydı kapsamında kalan çekişmeli taşınmazlara ilişkin, taşınmazların kullanıcıları olan davacılar tarafından açılan davaların reddine ve taşınmazların tespit gibi Hazine adına tescillerine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davaların kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 14.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.