22. Hukuk Dairesi 2014/25516 E. , 2015/11114 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, maaş alacağı, fazla mesai, asgari geçim indirimi ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile bakiye maaş alacağından 1000,00 TL, mevcut maaş alacağından 1.877,00, fazla mesai ücreti alacağından 100,000 TL, 5 aylık asgari geçim indirimi alacağından 424,60 TL olmak üzere toplam 3.401,60 TL"nin davalıdan alınarak yasal faizi ili birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı işveren vekili, davacının 623,00 TL maaş aldığını, taraflar arasında imzalanan anlaşma gereğince 30 gün önceden haber vermek suretiyle iş aktinin sona erdirebileceğini, davacının bu şekli ile süre sonuna kadar ücret alacağı hakkı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, 1.877,00 TL net ücret alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının sözleşmenin belirli süreli olması sebebiyle bakiye ücret alacağı olduğuna dair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacının asgari geçim indirimi alacağı ve fazla mesai alacağı bulunup bulunmadığı uyuşmazlık konusudur.
Davacı temyiz dilekçesinde, belirli süreli iş sözleşmesi üzerinde tahrifat yapılarak 3.000,00 TL net olarak belirlenen ücretin asgari ücrete dönüştürüldüğünü, 2 yıllık sürenin de 1 yıla düşürüldüğünü, sahte sözleşmeye dayanılarak rapor tanzim edildiğini, davacının belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışmasının mümkün olduğunu, bordrolardaki imzaların davacıya ait olmadığını, ücretinin 3.000,00 TL net olduğunu, diğer sözleşmenin sahte olduğunu, bakiye ücret alacağı bulunduğunu, sözleşmenin bitim süresinin 24.08.2011 olduğunu, davacıya yönetim kurulu üyeleri tarafından talimatlar verildiği, davacının da üstünde ona talimat veren yönetici olması halinde fazla çalışma hakkı doğacağını, maaş farkı alacağının sabit olduğunu belirterek kararın bozulması gerektiğini belirtmiştir.
Mahkemece “dosyada 2 adet belirli süreli iş sözleşmesinin bulunduğu, her iki sözleşmede de davacının işe başlama tarihinin 24.08.2009 olduğu ve sözleşmelerin birinde çalışma süresinin 1 yıl olarak belirlendiği, bitim tarihinin 24.08.2010 olduğu ve bu sözleşmenin ilk sayfasının imzasız olduğu, son sayfasında ise iş veren ..."un imzası ve davacı ..."ın imzalarının olduğu, diğer sözleşmede ise iş süresinin 2 yıl olduğu ve bu sözleşmenin ilk iki sayfasının davacı tarafından imzalandığı, son sayfasının ise sadece mesul müdür olarak ..."un imzaladığı, her iki sözleşmeninde imza tarihinin 20.08.2009 olarak belirtildiği, ancak hangi sözleşmenin daha önce hazırlandığının tam olarak ispatlanamadığı, ancak davacı vekilinin beyan dilekçesinde davacı işçi ile iş veren arasında 2 yıllık belirli süreli iş sözleşmesinin imzalandığı ve aradan 3-5 gün geçtikten sonra hastane mesül müdür yardımcı ...un sözleşmeye fesih maddesi koyarak kendisinin de imzalayacağını söylediğini, böylece 2. sözleşmeye fesih maddesi eklenerek yeni bir sözleşme yapıldığı ve davacı işçinin iş aktinin haksız olarak bu maddeye dayanılarak yapıldığını beyan etmiştir. Davacının 1 yıl süreli aylık ücretin asgari ücret ve iş akdinin de 30 gün önceden haber verme kaydıyla sona erdirilebileceği eklenmek sureti ile sözleşmenin daha sonra taraflar arasında imzalandığını beyan etmek ile davacının sözleşmesinin imzalanmasından sonra yeni sözleşmeye bir yıl içinde itiraz etmeyerek sözleşmeyi kabul ettiğini, ayrıca davacının bulunduğu konum ve ünvanı dikkate alındığında davacının 2. sözleşmeyi bilerek imzaladığı, bu hususta herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmemesi nedeni sonradan imzaladığı sözleşmenin hukuki sonuçlarına katlanması gerektiği, bu haliyle davacının mevcut sona erme karşısında bakiye maaş alacağının bulunmadığı, ancak davacının son ay maaşının tam ve eksiksiz ödendiğinin davalı tarafça ispat edilemediğinden 1.877,00 TL net ücret alacağının bulunduğu anlaşılmıştır. Davacının fazla mesai talebi ile ilgili olarak da haftalık 6 saat fazla mesaisinin bulunduğu, ancak davacının davalı iş yerinde genel müdür olarak görev yaptığı ve çalışma saatlerini kendisinin belirleyebileceği, iş veren tarafından davacının fazla mesai yapması konusunda kendisinden bir talepte bulunulmadığı, bu nedenle davacının davalı iş yerinde en üst düzeyde çalışan biri olarak görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretin ödenmesi halinde ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanamayacağı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verildiği” belirtilmiştir.
Dosyada mevcut bilirkişi raporlarından hükme esas alındığı anlaşılan iş ve sosyal güvenlik hesap uzmanı, hastane işletmecisi ve S.M Mali müşavir tarafından hazırlanan 11.04.2013 havale tarihli raporda, “davacının ücretinin net 3.000,00 TL olarak kabul edildiği, düzenlenen bordroların asgari ücret üzerinden olduğu anlaşılmakta olup, davacının maaşından asgari ücretin üstünde olan kısım içerisinde yer alan 1.877,00 TL"nin davacıya .
ödendiğinin ispat külfeti altında bulunan davalı işverenlikçe dosyaya herhangi bir tediye belgesi sunulmadığından davacının 1.877,00 TL ücret alacağı bulunduğu, asgari geçim indirimi alacak talebi bakımından, dava dosyasına sunulan ücret pusulalarının tamamından davacının imzasının bulunmakta olup asgari geçim indirimlerinin de bordrolarda tahakkuk ettirildiği ve dolayısıyla da kendisine ödendiği anlaşıldığından bu alacak talebinin yerinde olmadığı, Dosyada bulunan raporlar ve tanık beyanlarından davacının haftalık 6 saat fazla mesaisinin bulunduğu anlaşılmakta olup, sözleşmede fazla mesainin ücrete dahil olduğu düzenlemesi yoktur, davacı genel müdür olarak görev yapıp mesaisini kendisi belirleyebileceği, işveren tarafından fazla mesai yapması hususunda işveren tarafından yapılan talep, tebligat yoktur, yönetici konumunda çalışan kişinin fazla mesai talep edemeyeceği, aksi halin kabulünde ise 16.03.2012 tarihli raporda 6 saat üzerinden yapılan hesaplama ile 2275,27 TL net olarak hesaplandığı, takdiri indirim yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda davacının genel müdür olduğu ve yapmış olduğu işin süreklilik arz ettiği hususu çekişmesizdir, taraflar arasındaki iş ilişkisinin belirli süreli olabilmesi için objektif koşullarının varlığının gerekliliği ve bu objektif koşulların neler olduğu hususuna yapılan vurgu dikkate alındığında, somut olay açısından belirli süreli iş sözleşmesi için objektif koşullar yoktur. Bu sebeple davacının bakiye süre ücret talebi yerinde değildir.
Davacı vekilinin 22.10.2012 tarihinde bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ücretin asgari ücret olarak belirlendiği ve sürenin 1 yıla indiği sözleşmenin tahrifat yapılarak sahte olduğunu belirtmiş, maaş bordrosundaki imzaların davacıya ait olmadığını bildirmiştir. Yine 27.04.2012 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ise davacının ailesinin geçimini sağlayamama endişesi ile işsiz kalacağını düşünerek ikinci sözleşmeyi imzaladığını, maaş bordrosundaki imzaların sahte olduğunu ileri sürmüştür.
Mahkemece öncelikle söz konusu imzaların davacının eli ürünü olup olmadığının tespiti için bilirkişi raporu alınması, sonucuna göre hüküm kurulması gerekir.
Fazla mesai alacağı talebi yönünden ise somut olayda, davacının, davalıya ait işyerinde genel koordinatör-genel müdür sıfatıyla çalıştığı sabittir. Mahkemece “davacının davalı iş yerinde genel müdür olarak görev yaptığı ve çalışma saatlerini kendisinin belirleyebileceği, iş veren tarafından davacının fazla mesai yapması konusunda kendisinden bir talepte bulunulmadığı, bu nedenle davacının davalı iş yerinde en üst düzeyde çalışan biri olarak görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretin ödenmesi halinde ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanamayacağı” belirtilerek fazla mesai talebi reddedilmiştir.
Dosyada mevcut iş sözleşmelerinde fazla mesainin ücrete dahil olduğu düzenlemesi mevcut değildir. Bu durumda, mahkemece, davalı işyerine ait organizasyon şemaları ve yetki belgeleri getirtilerek davacının kendi çalışma saatlerini kendisinin belirleyip belirlemediği araştırılmalıdır. Davacıya ait çalışma çizelgeleri getirtildikten sonra tüm deliller yeniden değerlendirmeye tabi tutularak gerekirse yeniden bilirkişi aracılığıyla davacının fazla mesai alacağına hak kazanıp kazanmadığı belirlenmelidir. Tüm bu hususlar dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 23.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.