
Esas No: 2021/10870
Karar No: 2022/5983
Karar Tarihi: 28.03.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/10870 Esas 2022/5983 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıkların 5607 sayılı yasaya aykırı eylemleri sebebiyle verilen hüküm temyiz edildi. Yapılan incelemede, tebligatın usulsüz olduğu ve sanıklar lehine yasal düzenlemelerin bulunduğu belirlenmiş. Bu nedenle yerel mahkemenin sanıkların hukuki durumunu tayin etme görevi olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle yeniden değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kararın detayında ise suç tarihi, ele geçirilen eşyaların niteliği, yasal düzenlemeler ve TCK'nun 7. maddesi, Geçici 12. madde ve 7242 sayılı Yasa'nın 63. maddesi gibi kanun maddeleri belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya aykırılık
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanık ...'a yapılan gerekçeli karar tebliğinin nikahsız eşi ...'e tebliğ edildiği, UYAP sisteminde yapılan incelemede, sanığın hükümden sonra evlendiği ve ...'nın tebligat tarihinde 18 yaşından küçük olması nedeniyle yapılan tebligatın usulsüz olduğu, yine sanık ...'a Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi uyarınca yapılan tebligatta Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddesine aykırı olarak haber verilen komşusunun imzasının alınmadığı ve bu itibarla geçerli kabul edilemeyeceği anlaşılmakla, istemlerinin öğrenme üzerine süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
1.Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanıkların eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18-son maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22 ve 5/2. maddelerinin somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen Geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2.Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3.Suçtan zarar görmeyen ve davaya katılma hakkı olmayan ...'nun katılan olarak kabulü ile lehine vekalet ücretine hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ...'ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.