11. Ceza Dairesi 2018/6982 E. , 2019/1680 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Olay tarihinde Van İl Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şubesi’nde polis memuru olarak çalışan sanıkların, mültecilerle ilgili tercümanlık yapan ve dosyası tefrik edilen sanık ...’ın katılmadığı mülakatları listeye dahil ederek fazla para almasına sebep oldukları ve mülteciler tarafından defterdarlığa yatırılması gereken ikamet harçlarını elden alarak karşılığında sahte alındı makbuzları düzenledikleri, bu suretle zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işledikleri iddiasıyla açılan kamu davasında; sanıkların aşamalarda değişmeyen ve birbiriyle uyumlu savunmalarında atılı suçlamaları kabul etmedikleri; dosyada tanık olarak dinlenen diğer tercümanların polisler tarafından para alınmadığını sadece sanık ... ve aynı masada görev yapan polis memuru ... tarafından 70 TL defter parası aldıklarını söylediği, tanık ...’nun da bu hususu doğruladığı, tanık olarak dinlenen mültecilerin beyanları ve yüzleştirme tutanağı içeriğinden parayı verdikleri kişinin ... olduğunun anlaşıldığı, kararın gerekçe kısmında sanıklardan ...’nın evinde 25.12.2006 tarihinde yapılan aramada suça konu sahte makbuzların bulunduğu belirtilmişse de bu aramanın usule aykırı biçimde yapıldığı, kaldı ki arama sırasında herhangi bir sahte makbuz bulunmadığı , sanık ...’nın usule aykırı şekilde el konulan bilgisayarında 20.04.2006 tarihli tek bir makbuz bulunduğu, makbuzun sahte olmadığı, 20.04.2006 tarihinden sonra üzerinde bir değişiklik yapıldığına dair bir tespitin bulunmadığı, sanığın bu makbuzun şubeye gelen tarayıcıyı denemek amacıyla tarayıcıdan geçirilmiş gerçek makbuz olduğunu beyan ettiği ve bu beyanın aksini gösterir bir delil bulunmadığı, sanık ...’ün hesabına sanık ... tarafından gönderilen 1.700 TL nin, sanık ... tarafından borç olarak ...’e gönderilmek üzere Sanık ...’ya verildiğinin her iki sanık tarafından beyan edildiği ve bu savunmalarının aksini gösterir sanık ...’nın beyanı dışında bir delil bulunmadığı, tanık ...’nun ifadesinde sanıklar göz altına alındıktan sonra şubede yapılan arama sırasında sanık ...’in masasının çekmecesinde hiçbir şey olmadığı ve odanın kilitlenmesinden sonra ertesi gün bu çekmecede 16 tane sahte makbuz bulunduğunu beyan ettiği, sanıklar göz altındayken çekmecelerine sahte makbuzların konulmasının olağan bir durum olmadığı, sahte olduğu tespit edilen makbuzlarla ilgili olarak Jandarma Kriminal raporunda incelenen 4 adet makbuz üzerindeki defterdarlık kaşeleri sahte olduğu halde üzerindeki imzaların defterdarlık memuru ...’a ait olduğunun tespit edildiği, böylece bu makbuzların defterdarlıkta düzenlendiğinin anlaşıldığı, sanık polislerin göz altında bulunduğu sırada sanık ... ve kardeşi ...’ın göz altına alınmasına karşın ...’ın şubeden ayrılarak 4 saat sonra geri gelmesinin de olağan bir durum olmayıp delilleri karartma ihtimalinin bulunduğu, sanık ...’ın mültecilerden topladığı paraları sanık polislere verdiğini ve polislerin ev-araba için borçlandıklarını söyleyerek kendisini tehdit ettiklerini iddia etmesine karşın sanık polislerin mal beyanlarında ev-araba almadıkları, sanık ...’nın ise yurt dışı görevi sırasında ev-araba sahibi olduğunun ve sanık ...’ın bu beyanlarının doğru olmadığının anlaşıldığı, buna karşın sanık ...’ın Türkiye’de mülteci konumunda olup sabit bir geliri olmadığı halde otelde yaptığı düğün masraflarının kaynağını açıklayamadığı, dönemin yabancılar şube müdürü tarafından ikamet harçlarını yatırmaları için mültecilere yardım etmekle görevlendirilen sanık ...’ın mültecilerden harç paralarını elden aldığının tanık mülteciler tarafından da doğrulandığı, ancak bu paraların sanık polislere verildiğine dair herhangi bir tanık beyanı bulunmadığı, sanık ...’ın katılmadığı mülakatların ona ait listeye yazılarak fazla para ödendiği iddiasıyla ilgili olarak aynı büroda tercüman olarak çalışan tanıkların ifadelerinde, tercümanlık yapmak için valilikten “olur” kararı çıkmayan kişilerin yaptığı mülakatların da sanık ... adına yazıldığı ve daha sonra her tercümanın katıldığı mülakat parasını kendi aralarında paylaştıklarını ifade etmeleri karşısında; sanık polislerin gerçeğe aykırı mülakat listesi düzenleyerek haksız çıkar elde ettikleri iddiasının kanıtlanamadığı, ...’ın atfı cürüm niteliğindeki soyut beyanları dışında mahkumiyetlerine yeterli, somut ve her türlü şüpheden uzak kesin delil bulunmadığı gözetilmeden sanıkların her iki suçtan beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.