15. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/1686 Karar No: 2018/1548 Karar Tarihi: 12.04.2018
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2017/1686 Esas 2018/1548 Karar Sayılı İlamı
15. Hukuk Dairesi 2017/1686 E. , 2018/1548 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ise de davacının temyiz dilekçesi süresi dışında, davalının temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, iş sahibi tarafından ödenen damga vergisinin sözleşme gereği vergi ödemelerinden sorumlu bulunan yükleniciden rücu"en tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkâr tazminatı istemlerine ilişkindir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Yerel mahkeme kararı davacı vekili tarafından verilen 17.02.2017 tarihli dilekçe ile temyiz edilmiş ise de mahkeme kararının kendisine tebliğ edildiği 19.01.2017 tarihine göre 1086 sayılı HUMK"nın 432/I. maddesinde öngörülen 15 günlük temyiz süresi ve davalı vekilinin temyiz dilekçesinin kendisine tebliğ edildiği 03.02.2017 tarihine göre 1086 sayılı HUMK"nın 433/II. maddesinde öngörülen 10 günlük katılma yolu ile temyiz süresi de geçmiş olduğundan davacı vekilinin temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir. Davalının temyiz itirazlarına gelince; 2-Dosyadaki yazılar mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 3-İİK"nın 67/II. maddesi uyarınca alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için takibe itirazın haksız olması yanında alacağın likid (hesaplanabilir) olması zorunludur. Alacak miktarının likid olmadığı, bilirkişi raporuyla belirlendiği hallerde borçlunun takibe itirazında haksız olduğu kabul edilemez. Alacağın varlığı ve tespiti yargılamayı gerektirmekte olup, likid olmadığından davacının şartları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK"nın 438/VII. maddesi gereği düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 3. bent uyarınca davalının temyiz itirazının kabulü ile mahkeme kararının hüküm fıkrasından icra inkâr tazminatı ile alakalı 2 nolu bentte yer alan "Hüküm altına alınan alacak miktarın %40"ı üzerinden hesaplanan 3.780,00 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine," ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine "yasal koşullar oluşmadığından davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddine" cümlesinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin ve Yargıtay başvurma harçlarının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 12.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.