Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/14141 Esas 2019/9624 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14141
Karar No: 2019/9624
Karar Tarihi: 09.10.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/14141 Esas 2019/9624 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/14141 E.  ,  2019/9624 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    K A R A R
    Davacı, davalı ile 22.7.1992 tarihinde imzalanan satış vaadi sözleşmesi ile ... köyünde 5 nolu parselde kayıtlı taşınmazın (özel parselasyona göre 18 nolu taşınmazın) satışı konusunda anlaştıklarını, taşınmazın fiilen kendisine teslim edildiğini, satış vaadi sözleşmesine güvenerek üzerine betonarme bina yaptığını, sonrasında taşınmazın 3. kişiye devredildiğini öğrendiğini ileri sürerek; taşınmaz bedeli olarak ödediği paranın günümüze uyarlanarak tahsili ile sözleşmenin ifasına güvenerek yaptığı harcamanın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 26.2.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 191.420,00 TL"ye çıkartmıştır.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Savunma hakkı Anayasanın 36.maddesinde güvence altına alındığı gibi, karar tarihinde yürürlükte bulunan HMK.nun 27.maddesi hükmüne göre de, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, başka bir anlatımla, davalıya savunma hakkını kullanma olanağı verilmeden hüküm kurulamaz. HMK."nın 320/1.maddesinde "mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği" belirtilmişse de bunun ancak ön inceleme aşamasında ve "mümkün olan hallerde" olduğu belirtilmek suretiyle yasanın uygulama alanı dar bir çerçeve ile belirlenmiştir.
    HMK"nın 27.maddesinde belirtildiği üzere davanın taraflarının, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakları mevcut olup, bu hak çerçevesinde tarafların açıklama ve ispat hakkını kullanabilmeleri gerekmektedir. Hukuki dinlenilme hakkının usul hukukundaki bir diğer yansıması ise, HMK madde 297/ 1-c bendinde yer almış olup buna göre, mahkemelerin gerekçeli kararlarında, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi ile sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin belirtilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
    Eldeki davada; mahkemece davalıya davacının ıslah dilekçesi tebliğ edilmeden karar verildiği anlaşılmaktadır. Islah dilekçesi geçerli şekilde davalıya tebliğ edilmeden yargılama yapılarak hüküm verilmesi davalının savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur. O halde, ıslah dilekçesinin usulüne uygun şekilde davalıya tebliği ile savunma hakkı tanındıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, bu yönün gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.