14. Hukuk Dairesi 2020/2794 E. , 2020/5650 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.11.2006 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın davacı ve dahili davacılar ..., ... ve ... yönünden kabulüne dair verilen 24.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı ... vekili, 1672 parsel sayılı taşınmazda davacının hissedar olduğunu, davalı ..."ın dava konusu taşınmazda bir kısım paydaşın hisselerini satın aldığını davalı adına kayıtlı hisselerin önalım hakkı nedeniyle davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Dahili davacılardan ...mirasçıları 20.03.2007 günü harcı yatırılan dilekçeyle, ...mirasçılarından ... ve ... 05.07.2007 günü harcı yatırılan dilekçeyle ve ... mirasçılarından ... 21.04.2008 günü harcı yatırılan dilekçeyle davaya dahil olarak önalım hakkı nedeniyle davalı adına kayıtlı payların adlarına tescilini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuş; 22.02.2014 tarihli duruşmada ise dahili davacılar yönünden davayı kabul ettiklerini beyan etmiştir.
Mahkemece, "davacı ... yönünden davanın kabulüne, dahili davacılar yönünden aktif husumet nedeniyle reddine ve muris ...ile ..."nın terekesi için atanan tereke temsilcileri de dava şartını yerine getirmediklerinden davanın reddine" karar verilmiştir.
Hükmün davalı vekili ile bir kısım müdahil davacılar ve tereke temsilcileri vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 02.06.2015 tarihli 2015/6545 Esas 2015/6060 Karar sayılı ilamı ile "dahili davacı ... ile tereke temsilcisi ... vekilinin temyiz itirazları yönünden iki yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 21.04.2008 tarihinde dahili davacı adına payın tescilinin talep edildiği gerekçesiyle davanın reddi gerekirken aktif dava ehliyeti bulunmadığı ve tereke temsilcisi açısından dava şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle reddedilmesi doğru olmadığından hükmün gerekçesinin değiştirilerek onanmasına, dahili davacı ...’ın tereke temsilcisi ... ile mirasçılardan ..., ..., ... ve ... vekilinin temyiz itirazları yönünden ise dava konusu 1672 parsel sayılı taşınmazda paydaş ...mirasçılarının aktif dava ehliyeti olmadığından davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, ...mirasçılarının payının yargılama sırasında paylı mülkiyete dönüştüğü, tereke temsilcisinin görevinin sona erdiği, bu nedenle ...mirasçılarına önalım hakkını kullanıp kullanmayacakları sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, ayrıca ...mirasçılarından ..."ın da 08.10.2012 tarihinde vefat etmiş olup payının elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, ... mirasçılarının davaya katılıp katılmayacakları sorularak mirasçıların tamamının muvafakatı sağlanamadığı takdirde ... terekesine temsilci atanması için davayı takip eden mirasçı ya da mirasçılara süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, ayrıca 28.12.2005, 31.03.2006, 25.04.2006 ve 26.05.2006 tarihinde iki ayrı satış 29.05.2006 ve 26.09.2006 tarihlerinde toplamda yedi ayrı satışla 905205/2731890 hissenin 10.234,25TL satış bedeli ile birlikte davalı tarafından alınmasına rağmen önalım bedeli eksik depo ettirilerek hüküm kurulması da doğru görülmemiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece; "Dahili davacı ... ve muris ... mirasçıları yönünden bozma öncesi verilen hükmün gerekçesi değiştirilerek onandığından ve kesinleştiğinden yeniden aynı hususta karar verilmesine yer olmadığına, dahili davacı ... mirasçılarınca açılan dava bozmadan önce reddedilmiş olup temyiz edilmeyerek kesinleştiğinden yeniden aynı hususta karar verilmesine yer olmadığına, dahili davacı ...mirasçılarından ... ve ... hisselerini davacıya sattığından diğer mirasçılardan ..., ..., ..., ... ... ve ... ... davetiyeye rağmen duruşmaya iştirak etmeyerek ön alım hakkını kullanmaktan vazgeçtiklerinden yine ... mirasçılarından ... ve ... vekili ile mirasçı ... ön alım hakkını kullanmak istemediklerini beyan ettiklerinden, diğer mirasçılardan ... ve ... ise ... davetiyeye rağmen duruşmaya iştirak etmeyerek ön alım hakkınını kullanmaktan vazgeçtiklerinden adı geçen dahili davacılar yönünden davanın reddine, ön alım hakkını kullanmak isteyen davacı ... ile dahili davacılar ..., ..., ... yönünden ise davanın kabulü ile davalı adına kayıtlı 905.205/2.731.890 hissenin iptaline 905.205/10.927.560 hissenin davacı adına, 905.205/10.927.560 hissenin dahili davacı ... adına, 905.205/10.927.560 hissenin dahili davacı ... adına, 905.205/10.927.560 hissenin dahili davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline" karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satınalma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer (TMK m. 733/4).Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulması gerekir.
Somut olaya gelince mahkemece dahili davacılar ..., ... ve ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de; güncel tapu kaydına göre dahili davacıların dava konusu taşınmazda hissesinin kalmadığı anlaşılmıştır. Önalım hakkı sadece tapu kayıt maliki hissedarlara ait olup hüküm kesinleşinceye kadar önalım hakkını kullanmak isteyen davacıların davada hissedar olması gerekmektedir. Güncel tapu kayıtlarına göre dava konusu taşınmazda dahili davacıların hissesinin kalmadığı anlaşıldığından dahili davacılar ..., ... ve ... yönünden aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü doğru değildir.
Kabule göre de; 1672 parsel güncel tapu kayıtlarına göre 215 ada 3 parsel olduğu halde güncel olmayan tapu kayıtları üzerinden hüküm kurulması da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.