9. Hukuk Dairesi 2011/54329 E. , 2014/5188 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KIRIKKALE 1. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/10/2011
NUMARASI : 2011/1330-2011/1621
DAVA :Davacı, icra takibine itirazın iptaline, alacak likit olduğundan asıl alacağın %40 oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı belediye başkanlığı emrinde çalışırken maaş alacaklarının düzenli olarak ödenmediğini, Kırıkkale 2. İcra Müdürlüğünün 2011/1668 Esas sayılı icra takip dosyası ile 2010 yılı Ekim ayı maaş alacağının icra takibine konu edildiğini, belediyenin itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, Kırıkkale 2. İcra Müdürlüğünün 2011/1668 Esas sayılı icra takibine itirazın iptali ile takibin devamını ve alacak likit oldugudan asıl alacağın %40 oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili 26/10/2011 tarihli ilk oturumda “biz davayı kabul ediyoruz, kurum mali hizmetler müdürlüğünün yazısını da sunuyoruz buna göre davayı kabul ediyoruz takipteki faiz oranını da kabul ediyoruz, ancak kabulümüz bu celsedir bu nedenle icra inkar tazminatının ve yargılama giderlerinin buna göre değerlendirilmesini talep ediyoruz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davalı vekilinin 16/10/2011 tarihli oturumda açılmış olan davayı kabul ettiğinden kabul nedeni ile davanın kabulüne karar verilmiş ve alacağın likit olmadığı gerekçede belirtilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı (Vekili) temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
İşçilik alacaklarıyla ilgili olarak yapılmış olan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında icra inkâr tazminatı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Genel haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takiplerinde, borçlunun itirazı üzerine takip durur ve alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkânlarından biri 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununun 67 inci Maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur. Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir.
İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir.
Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur.
İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının Yasada gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilir. İcra inkâr tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Özellikle, işçinin kıdemi, ücreti gibi hesap unsurları, işverence bilinen ya da belirlenebilecek hususlardır. 4857 Yasanın 8 inci ve 28 inci maddelerinin, işverene bu gibi konularda belge düzenleme yükümü yüklediği de gözden uzak tutulmamalıdır. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkâr tazminatına hükmedilemez (Yargıtay HGK. 4.3.2009 gün 2009/ 9-57 E, 2009/ 110 K).
Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkâr tazminatı ödemekle yükümlüdür (Yargıtay 9.HD. 4.4.2008 gün 2007/14360 E, 2008/7511 K.).
Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkâr tazminatına hükmedilmelidir.
İcra inkâr tazminatı, asıl alacak bakımından söz konu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir.
İcra takibinde işlemiş faiz için de takip tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olması durumunda, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, faize faiz yürütülmesi anlamına gelir ki, Borçlar Kanununun 104/son maddesi ile 3095 sayılı Yasanın 3 üncü maddesi uyarınca faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz. Bu halde, asıl alacak bakımından takip tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmelidir.
Somut olayda, gerekçede değinilmesine karşın dava dilekçesinde yer alan taleplerden olan icra inkar tazminatı hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı, sair yönleri incelenmeksizin, BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 20.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.