11. Hukuk Dairesi 2018/2577 E. , 2019/3958 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesince (Denizcilik İhtisas Mahkemesi sıfatıyla) verilen 05/07/2017 tarih ve 2016/510- 2017/225 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 08/05/2018 tarih ve 2018/819-2018/564 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun"un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalının ile akdettiği 25.11.2010 tarihli çarterparti uyarınca davalı tarafından verilecek yükün İzmir’den Kongo’ya taşınmasının üstlenildiğini, çarterpartinin 42. maddesindeki tahkim şartı uyarınca uyuşmazlık halinde Londra’daki tahkime gidileceğinin ve uyuşmazlığa İngiliz Hukukunun uygulancağının kararlaştırıldığını, davalının, garantör sıfatıyla sorumluluğunun devam etmesi kaydıyla, çarterpartide verilen yetkiye dayanarak 30.11.2010 tarihli ayrı bir yazı ile çarterer olarak tayin edeceği üçünü kişinin çarterpartinin, ifası çerçevesinde çarterere düşen tüm borçları garantörü olduğunu teyit ettiğini, bu kapsamda davalının müvekkiline gönderdiği 27.06.2011 tarihli yazı ile çarterer olarak dava dışı Ceteel Trading Ltd. şirketini tayin ettiğini bildirdiğini, taşımanın sözleşmeye uygun olarak ifa edildiğini, ancak davalının ve tayin ettiği çartererın borçlarını ifa etmediğini, bunun üzerinde çarterpartideki tahkim şartı uyarınca dava dışı Ceteel Trading Ltd. aleyhine Londra’da tahkime gidildiğini, hakem tarafından müvekkili lehine verilen 23.05.2012 tarihli karar ile toplam 673.240,11 USD ve 3.400 GBP’nin faiziyle dava dışı çartererdan tahsiline karar verildiğini, ancak dava dışı çarterer tarafından anılan bedelin ödenmemesi üzerine garantör sıfatından dolayı davalı aleyhine, çarterpartideki tahkim şartı uyarınca Londra’da tahkime başvurulduğunu, 27.03.2013 tarihli hakem kararı ile davalı aleyhine toplam 673.240,11 USD ve 3.400 GBP’nin faiziyle tahsiline karar verildiğini, her iki ülkenin de New York Konvansiyonu’na taraf olduğunu ileri sürerek hakem David Farrington tarafından verilen 27.05.2013 tarihli hakem kararının tenfizini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; aktif husumet itirazında bulunarak, çarterpartiyi müvekkili adına imzalayan vekilin özel yetkisinin bulunmadığını, bu sebeple tahkim şartının geçersiz olduğundan tenfizinin mümkün olmadığını, hakem kararının tebliğ edilmediğini, kesinleşmediğini, icra kabiliyetinin bulunmadığını, müvekkilinin savunma hakkının kısıtlandığını, davanın nispi harca tabi olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının Bulk Atlantik Denizcilik Ltd.Şti. olarak gösterilmesinin 6100 sayılı HMK’nın 124/3. maddesi uyarınca kabul edilebilir maddi hatadan kaynaklandığı, dürüstlük kuralına aykırı olmadığından Bulk Atlantic Inc."nin davacı olarak kabulüne karar verildiği, uyuşmazlığın tahkime elverişli olduğu, davalının 25.11.2010 tarihli çarterpartinin varlığını ve içeriğini benimsediği, sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların tahkim yolu ile halledilemeyeceği konusunda işbu dava tarihine kadar herhangi bir itirazda bulunulmadığı, somut uyuşmazlıkta tarafların İngiliz Hukukunun uygulanacağını kabul ettiği, Türk Hukukuna göre tahkim sözleşmesinin geçersizliğinin de ileri sürülemeyeceği, tenfizi istenilen 27.03.2013 tarihli hakem kararının birinci sayfasında "kesin karar" olduğuna ilişkin kayıt yer almakta olup 5718 sayılı MÖHUK 60/1 maddesine göre kesinleşmiş ve icra kabiliyeti kazanmış veya taraflar için bağlayıcı olan yabancı hakem kararlarının tenfizinin talep edilebileceği, dava konusu hakem kararının İngiltere hukukuna göre verilmiş olduğundan İngiltere’de uygulanan 1996 tarihli Tahkim Kanununa göre hakem kararlarının kesin ve tarafları yönünden bağlayıcı olması nedeniyle kararın tebliğinin kesinleşme açısından sonuca etkili olmadığı, davacı vekilinin 12.04.2017 tarihli dilekçesi ekinde kararın davalı yana tebliğine ilişkin belgeleri de sunduğu, tenfizi talep edilen 27.03.2013 tarihli nihai hakem kararının taraflarca iptal davasına konu edilmediği ve İngiliz hukukuna göre kesinleşmiş olduğu, kararda kamu düzenine aykırılık görülmediği gibi davalı vekili tarafından ileri sürülen red sebeplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne taraflar arasında görülen tahkim yargılaması sonucu İngiliz hakem David Farinngton tarafından verilen 27.03.2013 tarihli yabancı hakem kararının tenfizine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalı vekilinin istinaf başvurusunun, ilk derece mahkemesince HMK’nın 124/3 uyarınca yapılan taraf değişikliğine ilişkin değerlendimenin yerinde olduğu, 25.11.2010 tarihli çarterparti sözleşmesinde davalının kaşe ve imzasının bulunduğu, davalı tarafından sunulan 30.11.2010 tarihli belgede anılan sözleşme uyarınca garantörlüğün belirtildiği, davalı tarafından inkar edilemeyen sözleşemenin yetkisiz kişilerce imzalandığının ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması kapsamında dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı, davalının 25.11.2010 tarihli sözleşmenin tarafı olduğu, 30.11.2010 tarihli taahhüdüyle de kendi yerine çarterer olarak tayin ettiği tarafın sözleşmeden kanaklı edimlerinin ifasını garanti ettiğinden tahkim şartı ile bağlı olduğu, sözleşmede tahkim yeri olarak Londra’nın gösterildiği ve İngiliz Kanunlarının geçerli olacağının belirtildiği, Gencon 94 formunda gemi kiralama sözleşmesinin geçerli olacağının öngörüldüğü, anılan formun 2. bölüm 19/1 maddesine göre tenfize konu hakem kararının tek hakemle sonuca bağlanmasında aykırılığın bulunmadığı, dava konusu uyuşmazlıkta hakemin tarafsızlık ve bağımsızlığını ortadan kaldıracak delilin ileri sürülmediği, davacının tahkim sözleşmesinin aslının onanmış sureti ile tercümesini, yabancı hakem kararının apostil şerhli ve tercümesi yapılmış belge örneklerini ibraz ettiği, İngiliz hukukunda yürürlükte bulunan 1996 tarihli Tahkim Kanunu’nun 58/1 maddesi uyarınca tenfizi istenen hakem kararının kesin olduğu, karara karşı bir üst tahkim merciinin bulunmadığı, bu kararın iptalinin, karardan haberdar olunduğu halde kararın iptali için dava ikame edildiğine dair somut beyan yahut delilin ileri sürülmediği, dava konusu yabancı hakem kararının kamu düzenine aykırılık teşkil etmediği, hukuki konulardaki değerlendirmenin mahkemeye ait olması nedeniyle bilirkişi incelemesine başvurulamayacağı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden kanuna uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 20/05/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.