Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/15762
Karar No: 2022/3812
Karar Tarihi: 14.06.2022

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2022/15762 Esas 2022/3812 Karar Sayılı İlamı

3. Ceza Dairesi         2022/15762 E.  ,  2022/3812 K.

    "İçtihat Metni"

    I- TALEP:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.03.2022 tarih ve 2022/17454 sayılı yazısı ile: Terör örgütü propagandası yapmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 23/09/2021 tarihli ve 2021/16073 soruşturma, 2021/10590 esas, 2021/1947 sayılı iddianamenin iadesine dair Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/09/2021 tarihli ve 2021/239 iddianame değerlendirme sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Şanlıurfa 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/10/2021 tarihli ve 2021/613 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 31/10/2016 tarihli ve 2016/15416 esas, 2016/16813 karar sayılı ilâmında, "... 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 170/2. maddesine göre soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı bir iddianame düzenleyerek kamu davası açar. Aynı yasa maddesinin 3. fıkrasında ise iddianamede gösterilmesi ve bulunması gereken unsurlar sayılmıştır. Şüphelinin ifadesinin veya savunmasının alınmasında belirtilen madde açısından bir zorunluluk bulunmamaktadır.
    Bu itibarla, Ceza Muhakemesi Hukukunun temel amacı olan maddî gerçeğe ulaşılmasıdır. İddianamede belirtilen suç vasfı değerlendirildiğinde, suçun takibinin şikâyete bağlı olmadığı ve uzlaşma ile önödeme hükümlerinin uygulanma imkânının bulunmadığı, dosya kapsamında müşteki beyanlarını doğrular nitelikte iki tanığın ifadesine yer verildiği, bu kanıtların kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturduğu tartışmasızdır. Şüphelinin ifadesi veya savunması dosya içerisindeki bu deliller karşısında suçun sübutuna mutlak etki eden bir kanıt niteliği de taşımamaktadır. Dolayısıyla şüphelinin ifadesinin alınmasında bu fıkra açısından da bir zorunluluk bulunmamaktadır.
    Sonuç olarak, şüphelinin ifadesinin alınmaması sebebiyle iddianamenin iadesine karar verildiği, bu hususun ikmali amacıyla yapıldığı anlaşılan iddianamenin iadesi ve bu karara yapılan itiraz üzerine verilen kabul kararı yerinde görülmekle, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir..." şeklinde açıklandığı üzere,
    Somut olayda Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesince, şüphelinin ifadesi alınmadan iddianame düzenlendiğinden bahisle, iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesinde yer alan “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukukî nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği, şüpheli hakkında düzenlenen 05/03/2021 tarihli kolluk araştırma tutanağına göre; şüphelinin 6-7 yıl önce illegal yollarla Almanya'ya gittiği, tüm aramalara rağmen bulunamadığı, nitekim Halfeti Sulh Ceza Hakimliğinin 22/03/2021 tarihli ve 2021/64 değişik iş kararı ile şüpheli hakkında yakalama emri düzenlenmesine karar verildiği, yakalama için makul bir süre beklenildiği ve şüphelinin terör örgütü propagandası yapmak suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, iddianamenin iadesi sebepleri arasında şüphelilerin savunmasının alınmamış olmasının sayılmadığı cihetle, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 18/01/2022 gün ve 94660652-105-63-27157-2021-Kyb sayılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak, Dairemize gönderilmiştir.
    II- OLAY;
    Facebook adlı sosyal medya paylaşım sitesinde ..., Nuriye Öcalan ve Abdullah Öcalan isimli şahıslar adına açılan hesaplardan teröristleri öven, Cumhurbaşkanına hakaret içeren ve devleti aşağılayan paylaşımlarda bulunulduğuna dair; 20.01.2021 tarihli dilekçesi ile ihbarda bulunan ve ifadesine başvurulan Sergen Malkoç'un ihbarına istinaden yetkisizlik kararı ile gönderilen dosya kapsamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca ve 13.02.2021 tarihinde iletişim bilgileri açık şekilde Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğüne gönderilen 13.02.2021 tarihli mail kapsamında da Halfeti Cumhuriyet Başsavcılığınca, şüpheli hakkında soruşturmalar başlatılmıştır.
    Şüpheliyi tanımadığını, sosyal medya sitesinde iken paylaşımları görmesi üzerine ihbarda bulunduğu beyan eden Sergen Malkoç'un ihbarına istinaden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/1265 ihbar sayılı dosyasına kaydedilen ancak PKK/KCK/YPG terör örgütü propagandası içerir paylaşımlarda bulunulduğu ve içeriklerinin soruşturmaya geçmek için yeterli nitelikte delil teşkil ettiğinin anlaşılması nedeni ile 08.03.2021 tarih, 2021/1265 ihbar dosya no ve 2021/700 karar sayılı soruşturmaya gönderme kararı ile soruşturma bürosuna gönderilmesine karar
    verilen, 2021/47117 sayılı soruşturma evrakına kayıt edilmesi sonrasında verilen 17.03.2021 tarih, 2021/47117 soruşturma ve 2021/4369 karar sayılı ayırma kararıyla da tefriki ile 2021/49429 soruşturma numarasına kayıt edilip, mernis adresinin Halfeti olması nedeni ile 17.03.2021 tarih, 2021/49429 soruşturma ve 2021/7485 karar sayılı yetkisizlik kararı ile Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen soruşturma evrakı kapsamında; 12.02.2021 tanzim ve 02.03.2021 havale tarihli dilekçesi ile şüphelinin vekilliğini üstlendiğini, 2021/1265 nolu ihbar dosyasından suret almak istediğini bildiren, 03.03.2021 tarihinde ise dosyadan bir suret aldığını belirtilen dilekçesine şerh düşen müdafii tarafından, harçlandırılmak sureti ile 08.02.2021 tarihli apostille ile birlikte vekaletname ibraz edilmiştir. Bahse konu soruşturma evrakı Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/16073 soruşturmasına kayıt edilmiştir.
    Halfeti Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/835 soruşturma, 2021/12 nolu fezlekesine konu diğer ihbar evrakı kapsamında ise; açık iletişim bilgilerini veren ihbarcı tarafından 13.02.2021 tarihinde gönderilen mail ile ..., Abdullah Öcalan ve ... isimli şahısların facebook hesapları üzerinden suça konu paylaşımlarda bulundukları Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğüne ihbar edilmiştir. İhbara konu hesabın araştırmasının yapılıp, kullanıcısının kimlik bilgilerinin tespit edilmesinin istenilmesi üzerine tanzim olunan 19.02.2021 tarihli İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünün araştırma raporu ile açık kaynak araştırması yapılan ve ... görünen adı ile profil resminin bulunduğu, url adresi tespit edilen hesapta suç unsuru içerir paylaşımların ve de hesabın künye bilgilerinin tespiti yapılmış, kullanıcıya ait resmin bulunduğu görsel ile polnet kayıtlarında yer alan fotoğraf arasında benzerlik bulunduğundan, bahse konu hesabın kullanıcısının şüpheli olduğunun değerlendirildiği belirtilerek, kimlik bilgilerinin tespiti yapılmıştır. 05.03.2021 tarihli araştırma tutanağında, kimlik tespiti yapılan şahsın aranma kaydının olmadığı, çevrede yapılan araştırmada 6 - 7 yıl önce illegal yollarla Almanya ülkesine gittiği, 2019 yılında ise ailesinin yasal yolla Almanya ülkesine gittiği bilgisinin alındığı, bu nedenle ifadesinin alınmasının mümkün olmadığı, 2021/4 ceraimli evrakla terör örgütü propagandası yapmak suçundan firari verildiği belirtilmiştir.
    Yine ihbarlarda adları geçen çocuklarına ilişkin düzenlenen fezlekeler ve eki tahkikat evraklarında, Nuriye ve Abdullah'ın yasal yollarla 2019 yılında çıkış yaparak Almanya'ya babalarının yanına gittiklerinin, Abdullah hakkında örgüt propagandası yapmak suçundan aranmasının olduğunun belirtildiği görülmüştür.
    Halfeti Cumhuriyet Başsavcılığı, 22.03.2021 tarih, 2021/343 CBS soruşturma dosyası sayılı yazısı ile Sulh Ceza Hakimliğinden terör örgütü propagandası yapmak suçundan çağrı üzerine Cumhuriyet başsavcılığına gelmediği, kendisine çağrı yapılamadığı, tüm aramalara rağmen ulaşılamadığından şüpheli hakkında ifadesinin alınarak serbest bırakılmasına yönelik CMK’nın 98/1 maddesi uyarınca yakalama emri düzenlenmesi talebinde bulunmuştur.
    Halfeti Sulh Ceza Hakimliğinin 22.03.2021 tarih, 2021/64 değişik iş sayılı kararı ile terör örgütü propagandası yapmak suçundan yürütülen soruşturmada kolluk vasıtasıyla ulaşılamadığı ve tanzim olunan yazıların sonuçsuz kaldığı anlaşıldığından şüpheli hakkında, CMK'nın 98. maddesi gereğince yakalama emri çıkartılmasına, ifadesinin alınması ve ifadesi alındıktan sonra da serbest bırakılması hususunun yakalama müzekkeresine şerh düşülmesine karar verilmiştir.
    Halfeti Cumhuriyet Başsavcılığı, 19.04.2021 tarih ve 2021/343 soruşturma, 2021/52 birleştirme nolu kararı ile Ağır Ceza Mahkemesinin görev alanına giren suçlardan olması nedeni ile fezleke düzenlenmesi gereken dosyanın, şüpheli savunması alınmadan düzenlenen benzer dosyalarda ki fezlekelerin "şüphelinin ifadesinin alınması, alınamadığı takdirde ise hakkında yakalama kararı çıkarılarak yakalama kararının infazının beklenilmesi" gerekçesiyle, Cumhuriyet Başsavcılığınca iade edilmesi nedeni ile, benzer mahiyette bulunan ve de yakalama kararlarının infazının beklenilmesi amacıyla oluşturulan 2019/91 sayılı soruşturma dosyası ile birleştirilmesine karar vermiştir.
    08.09.2021 tarih, 2021/16073 soruşturma sayılı Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının müzekkeresi ile Halfeti Cumhuriyet Başsavcılığından, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yetkisizlik kararı da gönderilerek, terör örgütü propagandası yapma suçundan 2019/91 nolu dosya kapsamında şüpheli yönünden soruşturma evrakının, 2021/16073 nolu dosya ile birleştirilmek üzere fezlekeye bağlanarak gönderilmesi istenilmiştir.
    Halfeti Cumhuriyet Başsavcılığının 09.09.2021 tarih 2019/91 soruşturma, 2021/23 karar sayılı ayırma kararı ile şüpheli hakkında terör örgütü propagandası yapmak suçundan yürütülen soruşturma evrakının tefriki ile 2021/835 soruşturma numarasına kayıt edilmesine karar verilmiştir. 09.09.2021 tarihli, 2021/835 soruşturma ve 2021/1 sayılı fezleke ile de soruşturma evrakı Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. Düzenlenen fezlekede özetle; yakalanamadığından savunması alınamayan şüphelinin PKK terör örgütüne müzahir bazı paylaşımlarda bulunmuş ise de, 3713 sayılı TMK'nın, 11.04.2013 tarih, 6459 sayılı Kanunla değişik 7. maddesinde terör örgütü propagandası için ancak örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek ya da övecek şekilde propagandasını yapanların cezalandırılacağının belirtildiği, bu kapsamda şüphelinin paylaşımlarının atılı suçun unsurlarını oluşmadığından hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği kanaatine varıldığı ayrıca Cumhurbaşkanına Hakaret suçundan şüpheli hakkında Halfeti Asliye Ceza Mahkemesine dava açıldığı belirtilmiştir. Fezleke kapsamında gönderilen evrak Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/33489 soruşturmasına kaydedilmiştir. Cumhuriyet Başsavcılığının 15.09.2021 tarih 2021/33489 soruşturma, 2021/1991 birleştirme nolu kararı ile de 2021/16073 nolu soruşturma evrakı ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
    Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının 23.09.2021 tarih, 2021/16073 soruşturma, 2021/10590 esas ve 2021/1947 nolu iddianamesi ile terör örgütü
    propagandası yapmak suçundan şüphelinin 3713 sayılı TMK'nın 7/2 (1. ve 2. Cümle), 5237 sayılı TCK'nın 43/1, 53/1 maddelerince cezalandırılması, görevli ve yetkili Şanlıurfa Ağır Ceza Mahkemesinden istenilmiştir. İddianame başlığında, kolluk fezlekesi, sosyal medya araştırma raporu, nüfus kayıt örneği, adli sicil kaydı ve tüm soruşturma evrakı delil olarak gösterilmiş, şüphelinin açık kimlik bilgileri ve yurt içi adresine yer verilmiştir.
    İddianame anlatımında ise özetle, şüphelinin açık kaynak araştırmaları neticesinde Facebook sosyal paylaşım sitesinde ki hesabından iddianamede ayrıntılarına yer verilen paylaşımları ile PKK/KCK silahlı terör örgütünün propagandasını yaptığı, atılı suçu TCK'nın 43. maddesi uyarınca zincirleme şekilde işlediği, kendisine ulaşılamaması sebebiyle ifadesinin alınamadığı ve Halfeti Sulh Ceza Hakimliğinin 22.03.2021 tarih ve 2021/64 D. İş sayılı yakalama kararı çıkarıldığı, ayrıca hakkında Cumhurbaşkanına Hakaret suçundan da yakalama kararının bulunduğu, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edildiği belirtilmiştir.
    UYAP sisteminde yapılan incelemede; iddianame 23.09.2021 tarihinde Cumhuriyet savcısınca elektronik olarak imzalanmış, 24.09.2021 tarihinde de Cumhuriyet Başsavcısınca okunmuştur.
    Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.09.2021 tarih, 2021/239 id. değerlendirme nolu kararı ile 5271 sayılı CMK'nın 170 ve 174/1 (b) bendi gereğince iddianamenin iadesine, oy birliği ile ve itiraz kanun yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
    Uyap sisteminde yapılan incelemede, iade kararında elektronik imzaların 29.09.2021 tarihinde tamamlandığı, 30.09.2021 tarihinde de Cumhuriyet savcısınca kararın okunduğu görülmüştür.
    İade nedeni kararın ilgili kısmında belirtildiği şekli ile özetle şöyledir;
    "Yargıtay 13.Ceza Dairesi'nin 02.02.2012 tarihli ve 20211/27923 esas ve 2012/2008 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, "Yeni Türk Ceza Adalet Sistemi"nde benimsenen "Kişilerin Lekelenmeme Hakkı" ile "Eksiksiz soruşturma ve Tek Celsede Duruşma" prensipleri uyarınca, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcılarının makul sürede bütün delilleri toplamaları, sadece mahkumiyetle sonuçlanacağını değerlendirdikleri hususları dava konusu yapmaları, beraatle sonuçlanacağını değerlendirdikleri eylemleri dava konusu yapmamaları, yani bir nev'i filtre göreve yapmaları gerekir. Bu prensiplerin hayata geçirilebilmesi için mevzuatımızda ilk defa, 5271 sayılı Kanunun 160/2. maddesi hükmü ile; soruşturma evresinde Cumhuriyet savcılarına şüphelinin lehine olan delilleri (de) toplama ve şüphelinin haklarını koruma yükümlülüğü getirilmiş, ayrıca; 170 ve 174. madde hükümleri ile de, iddianamenin iadesi kurumuna yer verilmiştir. Soruşturma evresi uzun sürebilir. Ancak, kovuşturma evresinin yeni bir delil toplanmasına gerek kalmadan ve bir iki celsede yargılamanın bitirilmesi hedeflenmiştir. Anılan Kanunun 174. maddesinin 1. fıkrasının b) bendi hükmüne göre de "Suçun sübutuna etki edeceği
    muhakkak olan bir delil toplanmadan" hazırlanan iddianamenin iade edilmesi gerekir. Kaçak veya gaiplik halleri ve benzeri istisnai durumlarda şüpheli ya da sanığın ifadesi alınmadan da dava açılabilirse de; kural olarak "şüphelinin ifadesi" toplanması gereken en önemli delillerden birisi olarak kabul edilmektedir. Bu açıklamalar ışığında dosyada şüpheli ... hakkında 2021 yılında CMK 98. madde uyarınca yakalama emri çıkarıldığı, o tarihten günümüze kadar şüphelinin ifadesinin alınmasına yönelik başkaca bir işlem yapılmadığı, şüphelinin ifadesi alınmadan, savunma hakkı verilmeksizin iddianame tanzim edildiği anlaşılmıştır. CMK 170/2 maddesinde "soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler" hükmüne yer verildiği, madde metninde anlaşılacağı üzere yeterli şüphe kavramına tüm deliller toplandıktan sonra başvurulabileceği, bu haliyle iddianamenin 5271 Sayılı CMK'nın 170 ve 174. madde ile hükümlerine aykırı olarak düzenlediği anlaşılmakla; Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenenlenen iddianamenin iadesine oy birliği ile karar verilmiştir."
    Cumhuriyet savcısı, 05.10.2021 tarihli yazı ile iade kararına itirazda bulunulmuştur. İtiraz nedenlerini bildirdiği dilekçede özetle; şüphelinin ifadesinin alınmamasının CMK'nın 174. maddesinde belirtilen iade nedenleri arasında sayılmadığı, mevcut olay kapsamında şüphelinin ifadesinin olmamasının suçun sübutuna etki eden bir neden olmadığı, şüpheliye ulaşılamaması sebebiyle ifadesinin alınamadığı ve hakkında yakalama kararı çıkartıldığı, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2020/7717 esas sayılı dosyasında 28.01.2021 tarihinde verdiği kararda da şüphelinin ifadesinin olmaması sebebiyle iddianamenin iade edilemeyeceğinin belirtildiği, suçun sübutuna etki edip toplanmayan bir delil de bulunmadığından, yasaya aykırı bulunan kararın kaldırılmasına karar verilmesi aksi halde dosyanın incelenmek ve bu hususta karar verilmek üzere merciiye gönderilmesi istenilmiştir.
    Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.10.2021 tarih, 2021/239 ID değerlendirme nolu kararı ile Cumhuriyet savcısının itirazları yerinde görülmemiş ve itirazı incelenmek üzere dosyanın merciiye gönderilmesine karar verilmiştir.
    İtiraz merciine sunulan 14.10.2021 tarihli mütalaasında Cumhuriyet savcısı, itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Şanlıurfa 7.Ağır Ceza Mahkemesinin 14.10.2021 tarih 2021/613 değişik iş sayılı kararı ile mütalaaya uygun olarak ve oy birliği ile itirazın reddine, kesin olarak karar verilmiştir. Kararın gerekçesi şöyledir;
    "Dosyanın tetkikinde; iddianamenin CMK nun 170. Maddesinde düzenlenen şartları taşımadığı anlaşıldığından iade kararına yönelik itirazın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar kurulmuştur."
    Dosya Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/39088 soruşturmasına kaydedilmiştir.
    2021/39088 sayılı soruşturma dosyasına ibraz edilen 25.10.2021 tarihli dilekçesi ile şüpheli müdafii; şüphelinin vekili olduğunu, Halfeti Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturmaya daha önce vekaletname ibraz ettiğini, kalemle yaptıkları görüşmede müvekkili hakkında 2021/39088 ile 2021/40087 nolu soruşturma dosyalarının açık olduğunu, sundukları vekaletin hangi dosya içerisinde olduğunu bu aşamada tespit edemeyeceklerinin beyan edildiğini, müvekkili hakkında yürütülen soruşturma evraklarının mahiyetlerinin aynı olması nedeni ile birleştirilmesini, vekaletnamesine istinaden taraf vekili olarak dosyaya kaydının yapılmasını ve dosya içeriğini görmesine izin verilmesini, talebi halinde de suret alınmasına izin verilmesini istemiştir.
    Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı 19.11.2021 tarih ve 2021/39088 soruşturma sayılı yazı ile Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünden, Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.09.2021 tarih, 2021/239 sayılı iddianamenin iadesi kararına ilişkin yapılan itirazın reddine dair verilen Şanlıurfa 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.10.2021 tarih, 2021/613 D.İş sayılı kesin nitelikli kararının kanun yararına bozulması hususunda görüş ve ihbarda bulunulmuştur. Yazıda özetle; şüphelinin ifadesinin alınamamasının tek başına iddianamenin iadesi sayılamayacağı, bu yönde Yargıtayın içerikleri belirtilen emsal kararlarının bulunduğu, yapılan araştırmalara rağmen bulunamaması ve ifadesinin alınamaması üzerine şüpheli hakkında atılı suçtan Halfeti Sulh Ceza Hakimliğinin 22/03/2021 tarih ve 2021/64 D.İş sayılı kararı ile yakalama emrinin düzenlendiği ve infazının makul süre beklenildiği, buna rağmen yakalanamadığından ifadesinin alınamadığı, kamu davasının açılması için yeterli şüphenin bulunması nedeniyle de şüpheli hakkında iddianamenin tanzim edildiği, mahkemece sadece şüphelinin ifadesinin alınmaması nedeniyle iddianamenin iadesine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilmiştir.
    Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 18/01/2022 tarih 94660652- 105- 63- 27157-2021-Kyb sayılı yazısı ile Şanlıurfa 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/10/2021 tarih ve 2021/613 değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulması istenmiştir.
    UYAP sisteminde yapılan incelemede; şüphelinin mernis sistemi kayıtlarında, Dış İşleri Bakanlığı kayıtlarına göre İsviçre'de bulunan adres bilgisi bulunmaktadır.
    III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
    Terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan yürütülen soruşturmada ifadesi alınamadığından hakkında yakalama kararı çıkartılan şüphelinin cezalandırılması istemi ile düzenlenen iddianamenin, 5271 sayılı CMK'nın 170 ve 174/1-b maddeleri gereğince iade edilmesinde ve bu karara karşı yapılan itirazın reddine dair verilen kararda hukuka aykırılık bulunup bulunmadığına ilişkindir.
    IV-HUKUKİ MEVZUAT;
    Konu ile ilgili yasal düzenlemeler şöyledir:
    5271 sayılı CMK'nın
    Kamu davasını açma görevi
    Madde 170 – (1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.
    (2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
    (3) Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;
    a) Şüphelinin kimliği,
    b) Müdafii,
    c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,
    d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,
    e) Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,
    f) Şikâyette bulunan kişinin kimliği,
    g) Şikâyetin yapıldığı tarih,
    h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri,
    i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
    j) Suçun delilleri,
    k) Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,
    Gösterilir.
    (4) İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.
    (5) İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.
    (6) İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri açıkça belirtilir.
    İddianamenin iadesi
    Madde 174 – (Değişik: 25/5/2005 - 5353/27 md.)
    (1) Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
    a) 170 inci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
    b) (Değişik:17/10/2019-7188/20 md.) Suçun sübûtuna doğrudan etki edecek mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
    c) (Değişik:17/10/2019-7188/20 md.) Önödemeye veya uzlaştırmaya ya da seri muhakeme usulüne tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaştırma ya da seri muhakeme usulü uygulanmaksızın düzenlenen,
    d) (Ek:17/10/2019-7188/20 md.) Soruşturma veya kovuşturma yapılması izne veya talebe bağlı olan suçlarda izin alınmaksızın veya talep olmaksızın düzenlenen,
    İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
    (2) Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
    (3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
    (4) Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen
    eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.
    (5) İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.
    V-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
    Ceza muhakemesinin amacı, maddi gerçeğin insan onuruna yaraşır biçimde araştırılıp bulunmasıdır.
    Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
    CMK’nın 160/1 maddesinde yer alan “bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hal” ifadesinden de anlaşılacağı üzere belli bir suç şüphesine karşı soruşturmaya başlanılabilmesinin maddi koşulu, o suça ilişkin başlangıç şüphesinin var olmasıdır. Başlangıç şüphesi, soyut bir izlenimle değil; suçun işlendiği izlenimini uyandıran somut vakıalar ile oluşur. Cumhuriyet savcısı, başlangıç şüphesinin olup olmadığını yani, suçun işlendiği izlenimini uyandıran somut vakıaların bulunup bulunmadığını değerlendirerek soruşturmaya başlayacaktır. Kısaca, başlangıç şüphesinin bulunup bulunmadığını değerlendirme yetkisi, Cumhuriyet savcısına aittir (Veli Özbek, Nihat M. Kanbur, Koray Doğan, Pınar Bacaksız, İlker Tepe, Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınlar, Ankara, 2011, sayfa 186 ve devamı).
    Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı iddianame düzenler. "Yeterli şüphe", şüphelinin müsnet suçtan yargılanması için gerekli ve yeterli olan şüphe derecesini ifade eder. Bu şüphenin, hukuka uygun olarak elde edilmiş her türlü delile dayanması gerektiğinde kuşku yoktur. Cumhuriyet savcısı topladığı delillerin iddianame düzenlemek için yeterli olup olmadığını takdir edecek, delilleri olaylarla ilişkilendirerek yeterli şüpheyi ortaya koyacaktır. Kamu davasının açılmasında yeterli şüpheden bahsedebilmede önemli olan, suçun işlendiğine yönelik tartışılabilirlik ve mahkûmiyetin ne derecede mümkün olabilirliğidir.
    Soruşturma aşamasında toplanan deliller sonucunda yeterli şüphenin oluşmaması durumunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi, yargılama aşamasında hakim veya mahkemece verilen kararlar ile kanun yolu aşamalarında delillerin hukuka uygunluk denetiminin yapılacağına dair düzenlemelerin yanı sıra; iddianamenin iadesi müessesesinin de delilin denetimine olanak tanıdığının kabulü gereklidir. Fakat Anayasanın 38, 5271 sayılı CMK'nın 206/2 maddelerindeki düzenlemeler kapsamında, bu olanağın çok geniş yorumlanmaması gerektiği CMK'nın 172/1 maddesinin doğal sonucudur.
    5271 sayılı CMK'da düzenlenen iddianamenin iadesi kurumu, uzun süren yargılama süreçlerinin önüne geçilebilmesi ve davaların “tek celse”de bitirilebilmesini
    temin amacıyla getirilen yeniliklerden biridir. Bunun gerçekleştirilebilmesi, soruşturma safhasında mevcut tüm delillerin toplanmış olması ile mümkündür.
    İddianamenin iadesi kurumu şüpheli/sanıkların lekelenmeme haklarını etkin şekilde koruma altına almaktadır. Bu nedenle Anayasanın 36-38. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddelerinin teminatı mahiyetindedir. İddianemedeki şekle ilişkin eksiklikler her zaman giderilebilir ancak eksik soruşturma sonucu yeterli suç şüphesi oluşturmayan delillerle kişilere sanık sıfatı yüklenmesi, yargılama sonucunda beraat etmiş olsalar dahi hak ihlaline sebebiyet vereceği göz önünde bulundurulmalıdır. Aksi takdirde kanun koyucu suçun subutuna etkili olan bir delil toplanmadan dava açılmasını iade nedeni olarak kabul etmeyeceği aşikardır.
    CMK’nın 170/5. fıkrasında “İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.” hükmüne yer verilmiştir. Emredici nitelikte bulunan bu kuralın yerine getirilmesi çoğu zaman şüphelinin savunmasının alınmasıyla işlerlik kazanacaktır.
    Şüphelinin savunmasının alınmasını zorunlu kılan açık bir hükme CMK’nın 170 ve 174. maddelerinde yer verilmemiş ise de bu durum her koşulda savunma alınmadan dava açılabileceği şeklinde de yorumlanmamalıdır.
    Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, tanzim edilen açık kaynak araştırma raporu kapsamında tespiti yapılan hesabın açık kaynak künye bilgileri ile yapılan paylaşımlarda bulunan resmine istinaden hesabın kullanıcısı olduğu ve paylaşımları ile terör örgütünün propagandasını yaptığı tespit ve değerlendirmesinde bulunulan, emsal olarak itiraz dilekçesinde ve görüş yazısında gösterilen Daire kararlarından farklı olarak iddianamenin tanzim tarihi olan 23.09.2021 ve 22.03.2021 tarihli yakalama kararının verilmesi öncesinde sunulan vekaletname kapsamında İsviçre'de ikamet ettiği bilgisine ulaşıldığı halde hakkında "Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Avrupa Sözleşmesi" ve 6706 sayılı Kanun hükümleri kapsamında, istinabe sureti ile araştırma yapılıp ifadesi temin edilmeden düzenlenen iddianamenin iadesine ilişkin karar ile bu karara vaki itirazın reddine dair merci kararında isabetsizlik görülmediğinden talebin reddine karar verilmiştir.
    VI. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.03.2022 tarih ve 2022/17454 sayılı kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,14.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi