Esas No: 2021/13953
Karar No: 2022/3525
Karar Tarihi: 14.06.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/13953 Esas 2022/3525 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2021/13953 E. , 2022/3525 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Çorum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.10.2017 tarih ve 2017/461 - 2017/196 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne yardım etme
Hüküm : Sanık hakkında TCK'nın 314/2, 220/7, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 62/1, 53, 63. maddeleri uyarınca verilen mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge adliye mahkemesince kesin olarak verilen hüküm, 24.10.2019 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 29. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nın 286. maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine anılan kanuna eklenen geçici 5. maddenin 1/f bendinde belirtilen süre içinde temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararların niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre sanığın Zaman gazetesine abone olmasının örgütsel faaliyet yahut delil olarak kabul edilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;
1- Ayrıntıları Dairemizin 2015/3 esas sayılı kararında ve dairemizce de benimsenen, istikrar kazanmış yargısal kararlarda açıklandığı üzere;
Örgüte yardım suçunda kast unsuru yönünden, Yargıtay uygulamaları ve öğretideki görüşler incelendiğinde; Bir suçun kanuni tanımında "bilerek", "bildiği halde", "bilmesine rağmen" gibi ifadelere açıkça yer veren suçlar olası kastla işlenemez (Prof.Dr. İzzet ÖZGENÇ, TCK Genel Hükümler, 7. Baskı, s. 241).
Kişi, örgütün işlediği somut fiili bilmese de terör örgütü olduğunu, sağladığı yardımın örgütün yararına kullanılacağını bilmeli ve bu irade ile hareket etmelidir. İnsani mülahazalarla yapılan yardımlar örgüte yardım suçunu oluşturmaz. Yapılacak her türlü yardımın suç olarak değerlendirilmemesi gerekir (Prof.Dr. A. Caner Yenidünya - Arşt.Görv. Zafer İçer, Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma, 1. Baskı, s. 56).
Örgüte yardım suçunda manevi unsurun oluşması için genel kasıt yeterli değildir. Özel kasıt ile işlenen bir suçtur. Fail örgütün amacını gerçekleştirmesine katkı sağlamak kastı ile hareket etmelidir (Yrd.Doç.Dr. Namık Kemal TOPÇU, Örgütlü Suçlar ve Terör Suçları, s. 164).
Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte bilerek ve isteyerek yardım edilmiş olması gerekir. Başka bir ifadeyle, yardım fiilinin örgütün suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüt olduğu bilinerek gerçekleştirilmiş olması gerekir. Fıkra metninde geçen "bilerek" ibaresi doğrudan kastı ifade eder. Doğrudan örgüte değil de örgüt mensuplarına yardım edilmesi halinde, yardım edilen kişilerin suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüt mensubu olduklarının da bilinmesi gerekmektedir. Örgüt mensuplarına yapılan yardım, aynı zamanda örgüte yapılan yardım olarak değerlendirmek gerekir. Ancak, bu yardımın örgütün amacını gerçekleştirmeye hizmet eden bir yardım olması gerekmektedir (Prof.Dr.İzzet ÖZGENÇ, Suç Örgütleri, 7. Baskı, s. 38-39).
Yukarıda yer verilen öğretideki görüşler ve Yargıtay yüksek 9. ve 16. Ceza Dairesi'nin geçmişteki uygulamaları göz önüne alındığında; suç örgütleri veya silahlı terör örgütlerine yardım suçunun ancak doğrudan kastla işlenebileceği, yardımın örgütün amacını gerçekleştirmeye hizmet etmesi gerektiği, örgüt üyelerine yapılan yardımın da örgüte yapılmış gibi kabul edilmekle birlikte örgüt üyesinin mensup olduğu örgütün bilinmesi ve bu yardımın da insani mülahazalarla değil örgütün amaçlarını gerçekleştirme gayesiyle yapılması hususunda ortak bir kanaat mevcuttur.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Örgüte müzahir kurumlarda çalışma kaydı ve örgüte müzahir Çorum ... Çalışanlar Derneği üyeliği bulunan, 2012 yılına kadar sohbetlere dinleyici olarak katıldığına ilişkin hakkında tanık beyanları bulunan, örgütle iltisaklı bulunan Zaman Gazetesi yöneticilerinin gözaltına alınmaları sebebiyle adliyenin önünde örgüt mensuplarınca düzenlenen 16.12.2014 ve 23.12.2014 tarihle örgüsel protesto toplantılarına katılan, savunmanın aksine sanığa ait olduğuna dair tespit yaptırılmamış olan sosyal medya hesabında örgüte manevi destek mahiyetinde paylaşım ve takipler yaptığı iddia edilen sanığın, örgüte yardım kastıyla hareket edip etmediğine dair maddi gerçeğin kuşkuya yer verilmeyecek biçimde aydınlatılması bakımından; UYAP'ta bulunan örgütlü suçlar bilgi havuzunda inceleme yapılarak hakkında başkaca bir beyan yahut delil bulunup bulunmadığının araştırılması, varsa bu beyan yahut delillerin ve hükümden sonra dosyaya gelen ...'ın beyanlarının CMK’nın 217. maddesi uyarınca sanık ve müdafiine okunarak diyeceklerinin sorulması, kovuşturma aşamasında beyanları alınmayan tanık ...'nın ve gerekirse ifade yahut beyan sahiplerinin tanık sıfatıyla duruşmada beyanlarının alınması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule ve uygulamaya göre de,
A- Sanık hakkında silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne dair temel cezaların belirlendiği uygulama maddesinin “TCK'nın 314/3 ve 220/7 maddeleri delaletiyle TCK’nın 314/2. maddesi” olduğunun belirtilmesi gerekir iken “TCK'nın 314/2 maddesi” olarak gösterilmesi,
B- Sanık hakkında silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan mahkumiyet hükmü verildiği gözetildiğinde, ilk derece mahkemesi karar başlığında ve hüküm fıkrasında suç adının "silahlı terör örgütüne yardım etme" yerine "silahlı terör örgütüne üye olma" şeklinde yazılması,
C- Dairemizin 14.11.2017 tarih, 2017/1824 esas, 2017/5384 sayılı kararında da açıklandığı üzere, yüklenen suç için öngörülen hapis cezasına göre zorunlu müdafii tayininin gerekmesi ve yargılama aşamasında tutuklu bulunduğu anlaşılan ve hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan dava açılan sanığa tayin edilen zorunlu müdafi ücretinin sanığa yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık ve müdafiinin temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün belirtilen sebeplerle BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Çorum 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.