17. Hukuk Dairesi 2018/4209 E. , 2020/3420 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı ...’un, müvekkili bankaya olan borcu sebebiyle hakkında İskenderun 4. İcra Müdürlüğü"nün 2015/3321 ve İskenderun 1. İcra Müdürlüğü"nün 2015/3321 sayılı dosyaları ile icra takibi başlattıklarını, borçlunun mal varlığı sorgularının yapıldığını ve menkul haczine çıkıldığını ancak borca yeter miktarda mal varlığı olmadığını, borçlunun çalıştığı işyerine maaş haczi için yazılan müzekkere cevabı ile borçlunun maaşındaki ilk sıra haczin muvazaalı olduğu bilgisine ulaşıldığını, muvazaalı olan İskenderun 3. İcra Dairesinin 2014/8411 Sayılı dosyasında alacaklı olarak görünen ..."un, borçlu olarak görünen ..."ın çalıştığı iş yeri sahibinin oğlu olduğunu, borçlunun davalı ..."un ailesine ait iş yerinde çalıştığını, davalı ..."ın takip açılır açılmaz mal beyanında bulunarak maaşından kesintiye kendisinin muvafakat ettiğini belirterek muvazaalı icra takibinin alacaklı banka yönünden iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; müvekkilinin alacaklı olduğu icra dosyasında herhangi bir haciz bulunmadığını, dava açılmadan önce diğer davalı ..."ın tasarrufun iptali
davası açılmadan önce maaşına haciz konulan iş yerinden ayrıldığını, davacının davada hukuki yararının kalmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile İskenderun 3. İcra Müdürlüğünün 2014/8411 sayılı dosyasına kayden yapılan takibin alacaklı bankanın İskenderun 4. İcra Müdürlüğünün 2015/3321 ve İskenderun 1. İcra Müdürlüğünün 2015/3321 sayılı icra dosyalarındaki alacakları ve fer"ileri bakımından iptaline, İskenderun 3. İcra Müdürlüğünün 2014/8411 sayılı dosyasına kayden yapılan takip sebebi ile dosyaya herhangi bir para yatmadığından davacının bu dosyaya yatan paranın alacaklı olduğu icra dosyalarına aktarılması ve davalı ..."a bu dosya kapsamında ödenen paraların tazminine ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasıdır.
İİK’nun 282. maddesi hükmü gereğince bu tür davalarda, davalı olarak borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişiler arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Buna göre davalı olarak borçlu ile birlikte lehine tasarrufta bulunan üçüncü kişi ve bunlar tarafından devir halinde diğer üçüncü kişilerin yasal hasım olmaları gereği açıktır. Taraf ehliyeti dava koşullarından olup mahkemece öncelikle ve resen incelenmesi gereken hususlardandır.
Somut olayda, davalı borçlu ...’ın eldeki dava açıldıktan ve karar verildikten sonra 10/11/2016 tarihinde vefat ettiği, mirasçıların İskenderun 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/115 Esas 2018/678 sayılı mahkeme kararı ile murisin mirasını reddettiği anlaşılmaktadır. M.K."nun 605 ve devamı maddeleri uyarınca Zorunlu hasım olan borçlunun en yakın mirasçıları mirası reddettiğinden terekenin iflas hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Bu durumda, anılan mirasın reddi kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak kesinleşmesi halinde mahallin Sulh Hukuk Hakimine durum bildirilerek mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesi sağlanmalı, anılan mahkemece atanacak ve yetkilendirilecek tereke temsilcisinin huzuru ile davaya devam olunmalıdır. Mirasın tasfiyesi işlemleri talebe bağlı işlemler olmayıp mirasın reddedildiğinin anlaşılması ile
res"en yapılması gereken işlemlerdendir. Talep üzerine yapılabilirliği bu özelliğini ortadan kaldırmaz.(Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 27.1.1995 gün ve 1995/13145,1995/947; HGK"nun 29.1.1975 gün 1682-100 ve 3.7.2002 gün 15/572-577 sayılı kararları aynı doğrultudadır) Ayrıca yine murisin ölüm gününde terekenin borca batık olduğunun şayi ve sabit olması durumunda da miras reddedilmiş olacağından ve bu tespit için sınırlayıcı bir süre yasaca öngörülmediğinden bu yönüyle de mahkemece işlem yapılması imkanı vardır. Hal böyle olunca Mahkemece usuli işlemlerin yerine getirilip taraf teşkili temin edildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
2-Bozma ilamının neden ve şekline göre davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün res’en BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine 15/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.