Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/440
Karar No: 2021/1904
Karar Tarihi: 05.11.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/440 Esas 2021/1904 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/440 Esas
KARAR NO: 2021/1904
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/12/2018
NUMARASI: 2015/1083 2018/1297
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirket ile müvekkili bankanın Yeşilbayır Şubesi arasında 21.02.2014 tarihinde “Finansman Sözleşmesi”nin akdedildiğini, bu sözleşme gereğince davalının çalışanlarına yapacağı aylık maaş ödemelerinin 1 yıl müddetince müvekkili bankadan açacakları hesaplar üzerinden yapılacağının kararlaştırıldığını, "sözleşmede ve eklerindeki taahhütlerini zamanında ve tam olarak yerine getirmesi şartıyla banka, kuruma 47.000.-TL’yi fatura karşılığı ödeyecektir.” hükmü gereği davalı şirket hesaplarına ödediğini, müvekkili bankanın sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülüğünü yerine getirdiğini, sözleşmenin 6. maddesi; “Kurum, personeline ödeyeceği maaş tutarını banka nezdinde açılacak kurum hesabında ödeme gününden en geç 2 iş günü öncesine Sözleşmenin 19. Maddesi; “Sözleşme akdedilen kurumun yazılı taahhütlerinden herhangi birini gününde ve tam olarak yerine getirmemesi veya sözleşme süresi içinde, sözleşmenin uygulanmasının fiilen durdurması, vazgeçmesi ya da sözleşmeyi süresinden önce feshetmesi halinde, kurum, bankanın fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, söz konusu durumun meydana geldiği günü takip eden 3 iş günü içerisinde 47.000TL’yi sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren bankanın o tarihte kısa vadeli kedilere uyguladığı faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte, herhangi bir ihtara, ihbara gerek kalmaksızın ve herhangi bir itiraz ve defi iddiasında bulunmaksızın derhal bankaya ödemeyi taahhüt eder.” hükmünü ihtiva ettiğini, ancak davalı şirketin sözleşme süresi 1 yıl olmasına karşın sözleşmenin yapılmasından 2 ay sonra 21.04.2014 tarihinden itibaren sözleşmeye uymamaya başladığını, bunun üzerine davalı şirkete ihtarname keşide edilerek davalı şirketin sözleşmenin 19. maddesi gereğince kendisine ödenen 47.000.-TL promosyon bedelini sözleşme tarihinden itibaren işleyen faiz olan 5.580.-TL ile birlikte toplam 53.580.-TL olarak ödemesi gerektiğinin ihtar edildiğini, akabinde icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin icra dosyasına haksız itiraz ettiğini, takibin durdurulmasına karar verildiğinden bahisle itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket ile davacı banka arasında 21.02.2014 tarihli sözleşmenin imzalandığını, bu sözleşme gereği Ankara Keçiören Belediyesi’nin alt işvereni olan Müvekkili şirketin Keçiören Belediyesi nezdinde çalışan 450 personelin maaş ödemesini işçiler adına açılan vadesiz mevduat hesabına yatırılması üzerine sözleşme imzalandığını, müvekkili şirketin hak edişlerinin Keçiören Belediyesince ödendikten sonra müvekkili şirketin bunu toplu olarak bankaya yatırmakla, banka tarafından ise bu toplu miktarın her bir işçinin hesabına maaşı miktarında ödendiğini, sunulan 2014 yılı Ocak - Şubat - Mart ve Temmuz ayı dekontlarında da söz konusu ödemelerin görüleceğini, bu paranın davacı bankaya yatırılmasına karşılık davacının müvekkili şirkete KDV dahil 47.000.-TL ödeme yaptığını, Taraflar arasındaki sözleşmenin 1 yıl geçerli olmak üzere imzalandığını ve sözleşme gereği tüm maaş ödemlerinin de davacı banka üzerinden yapıldığını, fakat davacı banka tarafından Ankara ... Noterliği’nin 14.01.2015 tarihli ve ... yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, bu ihtara karşı taraflarından Beyoğlu ... Noterliği’nin 21.01.2015 tarihli ve ... yevmiye nolu ihtarnamesi ile cevap verildiğini, bunun üzerine davacı bankaca İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas nolu dosyası üzerinden müvekkili şirkete karşı 47.000.-TL asıl alacak, 7.480,21TL işletilmiş faiz olmak üzere toplam 54.480,21TL icra takibi başlatıldığını ve bu takibe süresi içerisinde itiraz edildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 11.12.2018 tarih ve 2015/1083 Esas - 2018/1297 Karar sayılı kararıyla; "Taraflar arasında 21.02.2014 tarihli sözleşme uyarınca , davalı şirket bünyesinde bulunan 450 adet personel maaşının 1 yıl süreyle davalı banka tarafından ödenmesi hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı, davalının sözleşmesel yükümlülüklerini 4 ay yerine getirip sonrasında ise ifa etmediği ve bu konuda bir kusurunun olmadığını da ortaya koyamadığı, sözleşmenin 19.maddesi uyarınca tazminat hükmünde olarak kararlaştırılan 47.000,00 TL'ye davacı tarafça hak kazanıldığı, davacı tarafından davalıya "sözleşmede belirlenen maaş ödemelerini bankaları aracılığıyla yapmayarak sözleşme hükümlerini ihlal etmesi nedeniyle sözleşmenin feshedildiği, cezai şart bedelinin faizi ile birlikte toplam 53.580.-TL’nin en geç 3 gün içinde ödenmesi gerektiği" konusunda ihtarname gönderildiği, davalı tarafça ihtarnameye cevap verilmiş olması nedeni ile 21.01.2015 tarihi itibariyle temerrütün oluştuğu, faiz oranının davacı banka tarafından ibraz edilen dönem faizleri ile %20.28 oranı olarak belirlenerek sözleşmenin imza tarihi olan 21.02.2014 tarihinden 14.01.2015 kat tarihine kadar bilirkişi raporu ile hesap edilen 8.631,39 TL faizi ile birlikte 47.000 TL cezai şart bedeli olamak üzere toplam 55.631.39 TL davacı alacağı olduğu tespiti ile davanın kabulüne, alacağın likit olması nedeniyle davalı aleyhine icra inkar tazminatı hükmedilmesine" karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; "Dilekçeler safhası tamamlanmadan ön inceleme aşamasının tamamlanıp tahkikat aşamasına geçildiğini,Mahkemece verilen kesin süreden sonra bilirkişi ücretinin yatırılmış olmasına rağmen, raporun hükme esas alındığı, Taraflar arasındaki sözleşmenin bir yıllık olduğunu, davalının ilk dört ay sözleşmede belirtildiği şekilde personel maaşlarını davacı bankada açılan hesaplara yatırdığını, bu tarihten sonra ise üst işveren tarafından personel maaşlarının davacı nezdindeki hesaplara yatırılmaya devam ettiğini, bu haliyle davacının bir zararının ve davalının sözleşmeye aykırılığının bulunmadığını, maaş ödemelerinin bu şekilde yapılmasında davalının bir kusurunun da bulunmadığını, Bilirkişi raporunda davalı savunmalarının tartışılmadığını, rapora itirazlarının da karşılanmadığını, davalının edimini tam olarak yerine getirdiği dört ay yönünden belirtilen tazminattan mahsup yapılması gerektiğini, Sözleşme devam ettiği sürece davacının bu uygulamaya sessiz kalarak paraların nemalarından faydalandığını, uygulamaya zımnen rıza gösterdiğini, sözleşme süresi bittikten sonra davacının bu hususu ileri sürmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, Sözleşme bedeli kadar cezai şart öngörülmesinin TBK.183/3 maddesine aykırı olduğunu, hakimin müdahalesinin gerektiğini, Mahkemece yapılan faiz hesabının da yüksek olduğunu, faizin yıllık olarak hesaplanması gerektiğini, İhtarname ile temerrüt oluşmasına karşın, mahkemenin faizin başlangıç tarihi olarak sözleşme tarihini esas almasının usule aykırı olduğunu, Alacağın varlığı tartışmalı ve yargılamayı gerektirdiğinden, icra inkar tazminatı hükmedilmesinin haksız olduğunu," beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası. (Davacı tarafından davalı aleyhine 47.000.-TL asıl alacak 7.480,21-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 54.480,21-TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 25/02/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 25/02/2015 tarihine borca itiraz ettiği, itirazın ve davanın süresinde olduğu.) *24/04/2017 tarihli bilirkişi raporu. (Bilirkişiler Emekli Banka Müdürü ... ve Doç. Dr. ... tarafından sunulan, davacı bankanın TBK m. 112, 117 ve 179 çerçevesinde takip tarihi itibariyle davalıdan 47.000,00 TL Asıl Alacak ve %20,28 temerrüt faiz oranından hesaplanan 9.505,12 TL Temerrüt Faizi olmak üzere toplam 56.505,12 TL olarak alacaklı olduğunun tespit edildiğine dair rapor.)
GEREKÇE: Dava, İİK'nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı sözleşmeye aykırılık nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan tazminat bedelinin tazmini amacıyla başlattığı icra takibine itiraz üzerine itirazın iptali davası açmış; davalı, sözleşmeye aykırılık ve davacı zararının bulunmadığını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından; "...davalının sözleşmesel yükümlülüklerini 4 ay yerine getirip sonrasında ise ifa etmediği ve bu konuda bir kusurunun olmadığını da ortaya koyamadığı, sözleşmenin tazminat hükmü olarak kararlaştırılan 47.000,00 TL'ye davacı tarafça hak kazanıldığı, 21.01.2015 tarihi itibariyle temerrütün oluştuğu, faizin %20.28 oranı ile sözleşmenin imza tarihi olan 21.02.2014 tarihinden 14.01.2015 kat tarihine kadar hesap edilen 8.631,39 TL faizi ile birlikte 47.000 TL cezai şart bedeli olamak üzere toplam 55.631.39 TL davacı alacağı olduğu tespiti ile davanın kabulüne, alacağın likit olması nedeniyle davalı aleyhine icra inkar tazminatı hükmedilmesine" karar verilmiştir. Davalı vekili yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, "Dilekçeler safhası tamamlanmadan ön inceleme aşamasının tamamlanıp tahkikat aşamasına geçildiğini" beyan ettiği görülmüş ise de; 7101 Sayılı Kanun'un 61.maddesi ile değişik TTK.4/2.maddesi ile “miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” düzenlemesinin karar tarihinden önce yürürlüğe girdiği, buna göre davanın basit yargılama usulüne tabi olduğu ve bu yargılama usulüne göre dava dilekçesi ve cevap dilekçesi ile dilekçeler safhasının tamamlanmış olacağı anlaşıldığından, davalının bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Mahkemece bilirkişi ücretinin verilen 2 haftalık kesin süreden sonra yatırıldığı dosyadaki tahsilat makbuzu ile sabittir. Delil avansının verilen kesin sürede yatırılmaması halinde, mahkemece ilgili tarafın o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesi gerekecektir. Ancak kesin süreye ilişkin ara kararın hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açık olması/tarafların yükümlülüklerinin/yapılacak işlerin neler olduğunun ve her iş için yatırılacak ücretin hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklanması da zorunludur. Somut olayda, mahkemece "Bilirkişi ücreti olarak belirlenen 1200,00 TL'nin gider avansından karşılanmasına, gider avansının yetersiz kalması halinde davacı tarafça iki haftalık süre içinde tamamlanmasına" şeklinde kurulan ara kararda davacının tam olarak hangi bedeli ödeyeceği/tamamlayacağı açıkça belirtilmediğinden, kesin süreye ilişkin yaptırımın uygulanması mümkün olmayacaktır. Açıklanan nedenlerle, raporun delil olarak değerlendirilmesinde usule aykırılık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin bir yıllık olduğu, davalının yükümlülüğünü ilk dört aylık dönemde sözleşmede belirtildiği şekilde 'personel maaşlarını davacı bankada açılan hesaplara yatırarak' yerine getirdiği taraf beyanları ve dosyada mevcut bilirkişi raporu ile sabittir. Davalı, bu tarihten sonra da sözleşmenin bitim tarihine kadar personel maaşlarının aynı banka hesaplarına üst işveren olan belediye başkanlığı tarafından yatırıldığını, oluşan bu durum nedeniyle davacının bir zararının ve sözleşmeye aykırılığının bulunmadığını, maaş ödemelerinin bu şekilde yapılmasında kendilerinin bir kusurunun da bulunmadığını savunmuş olmasına rağmen; mahkemece sözleşme süresince sözleşmeye konu maaş ödemelerinin kim tarafından ne şekilde hangi hesaplara yatırıldığının davacı kayıtları ve dava dışı üst işveren Keçiören Belediye Başkanlığı'ndan araştırılarak, meydana gelen durum nedeniyle olayda mücbir sebep olup olmadığının, tarafların kusur durumunun ve davacı zararı olup olmadığının davalı savunmalarını karşılayacak şekilde tartışılması gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olmuştur. Kabule göre de; mahkemece 'Temerrütün ihtarname gönderilmesi sonucunda 21.05.2015 tarihinde oluştuğu' belirtilmesine rağmen, faizin de bu tarihten itibaren işleyeceği gözetilmeden yanılgılı değerlendirme ile sözleşmenin imza tarihinden itibaren faiz hesabı yapılması hatalı olduğundan, belirtilen sebeplerle davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak gereğinin yapılması için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 11/12/2018 tarih, 2015/1083 esas, 2018/1297 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 23,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 144,80 TL'nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK'nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.05/11/2021

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi