
Esas No: 2021/30081
Karar No: 2022/6247
Karar Tarihi: 29.03.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/30081 Esas 2022/6247 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2021/30081 E. , 2022/6247 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, erteleme, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olmasının Anayasa’nın 141/3. ve CMK'nun 34, 230 ve 289/1-g maddelerinin amir hükmü olduğu dikkate alınarak; iddia, savunma, sanığın leh ve aleyhindeki kanıtların tartışılması, sanığın savunmalarına neden itibar edilmediğinin denetime imkan verecek şekilde açıklanması, sübutu kabul edilen ve suç oluşturan eylemlerin belirlenmesi ve yasal öğelerinin gösterilmesi gerektiği gözetilmeden gerekçesiz olarak hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1- Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu nazara alınarak suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18-son. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken karma uygulama yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi,
2- Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarih ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı ve 16.05.2017 tarih ve 2015/398 Esas, 2017/272 Karar sayılı kararlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
İncelemeye konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 29.05.2014 ve iddianame düzenleme tarihinin 20.06.2014 olduğu,
Dairemizce aynı gün incelenen ... ASCM'nin 2014/1059 Esas – 2014/1659 Karar sayılı dosyasına ilişkin suç tarihinin 13.06.2014, ve iddianame düzenleme tarihinin 07.07.2014 olduğu,
Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK'nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından sanığa ait dosyaların incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
3- Sanık hakkında 5607 sayılı Yasanın 3/18 ve 3/22 maddelerine göre belirlenen 1 yıl hapis ve 16 gün adli para cezasının 5237 sayılı TCK'nun 62/1. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirilmesi sırasında hesap hatası sonucu 10 ay hapis ve 13 gün adli para cezası yerine 10 ay 13 gün hapis cezasına hükmedilmesi,
4- Gün adli para cezasının paraya çevrilmesi sırasında uygulama maddesi olan TCK'nun 52/2. maddesinin gösterilmesi gerekirken TCK'nun 52. maddesinin gösterilmesi suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
5- Kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, TCK 53/4. uyarınca 1. fıkradaki hak yoksunluklarının uygulanamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
6- Sanığın, kamu zararını ödemediğinden bahisle hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de, CMK'nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesine objektif koşullar yönünden engel hali bulunmayan sanığa davaya konu eşyanın ithalinde öngörülen gümrük vergileri ve diğer eş etkili vergiler ile mali yükler toplamından oluşan kamu zararının bildirilmesi ve sonucuna göre gerektiğinde 5271 sayılı CMK'nun 231/9. maddesi hükmü de gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
7- Sanık hakkında neticeten 10 ay hapis cezası ve 260 TL adli para cezasına hükmedildiği ve 5237 sayılı TCK hükümlerine göre sadece hapis cezaları ertelenebildiği halde hüküm fıkrasında hiç bir ayrım yapmaksızın TCK’nun 51/1. maddesi uyarınca cezanın ertelenmesine karar verilmesi,
8- Sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine ve denetim süresinin iyi halli olarak geçirilmesi halinde cezanın infaz edilmiş sayılmasına karar verilirken uygulama maddelerinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK'nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
9- Dava konusu sigaralardan 968 paket sigaranın 16.07.2014 tarihinde imha edildiği gözetilmeksizin, imha edilenler yönünden karar verilmesine yer olmadığına, geriye kalan 30 paket kaçak sigaranın ise 5607 sayılı Yasanın 13. maddesi delaletiyle TCK'nun 54/4. maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
10- Yargılama giderleri ile ilgili olarak, 5271 sayılı CMK'nun 324. maddesinin 2. fıkrasında "Hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceği gösterilir.” şeklindeki açık hükmü ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 26/05/1935 tarihli ve 111/7 sayılı "yargılama giderleri hükmün tamamlayıcı parçası olduğundan ilamlarda açıklanmalı, kime yükletileceği belirtilmedir" ve yine Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 02/05/1966 tarihli ve 4/3 sayılı "tefhim edilmekle hükmün esasını oluşturan kısa kararda yargılama giderinin miktarı ve kime ne miktarda yükleteceği belirtilerek, sanığın yükümlülüğü öğrenmesinin sağlanması ve bu sayede sanığın yargılama giderlerine karşı temyiz davası açıp açmama hususunda karar verme olanağı tanınması gerektiğini” belirten kararları karşısında, hükmün esasını oluşturan kısa kararda, sanığın yükümlülüğünü öğrenmesi ve buna göre yargılama giderleri yönünden temyiz yoluna başvurup başvurmayacağı hususunda karar vermesine imkan tanımak için, yargılama gideri yükümlülüğünün ne miktar olacağının belirtilmesi gerekmesi karşısında mahkemece kısa kararda yargılama giderleri ile ilgili miktar açıklanmadan usul ve yasaya aykırı hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin ve katılan ... İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.